Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2436.07
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Ocak 2016

Sulh Cihan için Elzemdir

Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle dünya sistemi rayına bir türlü oturamadı. Bir yanda birbiri ardına patlayan ekonomik krizler diğer yanda ulus devletler ile küresel sermaye denilen çok uluslu şirketler arasında yaşanan garip ilişkiler...

Ortadoğu bölgesine baktığımız zaman Irak'ta işgalin ardından Geçici Koalisyon Yönetimi orduyu, kolluk kuvvetlerini ve istihbarat teşkilatlarını lağvetmiş, "Baassızlaştırma" hedefi kapsamında güvenlik güçleri içindeki bütün Sünni unsurları rütbe ayrımı gözetmeksizin tasfiye etmişti. Irak güvenlik güçlerinin gerekli tedbirler alınmadan ve ayrım gözetmeksizin dağıtılması ülkede telafisi zor bir güç boşluğu doğurmuş; direniş amacıyla silahlanan milisler, İran ve Suudi Arabistan ekseninde hareket eden unsurlar ve el-Kaide'yle irtibatlı gruplar ortaya çıkmıştır. Bunların içerisinden farklı isimlerle bir çok askeri örgütler çıksa da bunlardan bazıları birleşip DAEŞ terör örgütünü oluşturmuş ve şuan dünyanın başına bela olmuşlardır.

Ortdoğu bölgesi üzerinden yolumuza devam ettiğimiz zaman karşımıza Afrika kıtası çıkmaktadır. Az gelişmişlik, yoksulluk ve iç savaşlarla anılan Afrika kıtası bir süredir fırsatlarla dolu yönleriyle gündeme gelmektedir. Petrol, doğal gaz, elmas ve diğer nadir elementler yanında kıtanın onyıllardır ihmal edilen altyapı ihtiyacı, kısıtlı da olsa uluslararası örgütlerdeki siyasi etkisi ile başta Çin, ABD, Avrupa Birliği üyeleri olmak üzere çok sayıda ülkenin dikkatini çekmektedir. Afrika'nın gelecek yıllarda yükselişinin devam edeceğinin bir diğer belirtisi nüfus artışıdır. Dünya genelinde nüfusu en hızlı artan ilk on ülkeden altısı Afrika kıtasındadır. Afrika'nın zengin doğal kaynaklara sahip olması da kıtayı küresel ekonomide değerli bir konumda tutmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ve büyümeye paralel olarak hızla artan enerji tüketimi, enerji kaynaklarına olan ihtiyacın yükselen bir seyir izleyeceğinin belirtisidir.

Ancak ABD'nin 2011 yılından itibaren Ortadoğu bölgesinden çekilmesi ve yönünü Güney Asya bölgesine çevirmesi Çin ile gerilim yaşamalarına yol açmaktadır. Nitekim ABD Başkanı Barack Obama, ülkesi ile Pasifik Okyanusu'na kıyısı bulunan 11 ülke arasındaki ticari sınırlamaları kaldıracak Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) anlaşması hakkında, "Standartları biz belirlemezsek Çin belirleyecek. Birbirine geçmiş küresel bir ekonomide Çin eski kurallarla hareket edemeyecek. Çin artık büyük oyuncu ve ekonomik büyümenin büyük bir lokomotifi. Asya-Pasifik bölgesi de dünyada en kalabalık ve en hızlı büyüyen bölgedir." sözleriyle gerçek niyetini herkese açıkça belli etmiştir.

Çin'in Güney Çin Denizi bölgesinde inşa etmekte olduğu yapay adalar zengin enerji kaynaklarının olduğu bölge olması dolayısıyla ve Vietnam, Malezya, Brunei, Filipinler ve Tayvan'ın da bu bölgede hak iddia etmesiyle ABD bu bölgeye devriye gemileri göndermiş, Çin ise bunun apaçık bir provakasyon olduğunu vurgulayarak, savaş uyarısında bulunmuştu. Ancak Çin'in kendi deniz sınırlarında olduğunu söylediği adalarda yapmakta olduğu yapay inşaatlar, başta ABD ve bölgedeki diğer bazı ülkelerin tepkisini çekiyor.

2016 yılı dünya siyaseti ve ekonomisi açısından son derece önemli ve kritik bir yıl olacak gibi görünüyor. ABD'de gerçekleşecek olan başkanlık seçimleri, İngiltere'nin AB'den ayrılma söylemleri bunlara sadece birer örnek olarak gösterilebilir. Tabi bu arada Avrupa Birliği'nin 2014 yılının Mart ayından beri devam eden Rusya'ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlar neticesinde AB'nin kaybı 113 milyar dolar iken Rusya'nın kaybı ise 120 milyar olduğu söylenmektedir.

Rusya için, ABD ve AB ülkeleri ile ilişkilerden doğan boşluğun yerini doldurabilecek, Asya-Pasifik ülkeleri arasında siyasi, askeri, ekonomik potansiyele sahip ülke olan Çin ciddi oranda olan enerji ihtiyacını Rusya'nın Batı ile olan entegresindeki mesafe açığını kendi açısından değerlendirme imkanını yakaladı. Çin Dışişleri Bakanlığı'na göre Rusya ve Çin Dışişleri arasında son iki yılda imzalanan 107 anlaşmanın 55'i uygulanıyor 31 anlaşma ise aktif. Çin, Rusya'dan 30 yılllık doğalgaz teminatı almış durumda.

Bir tarafta ABD'nin AB ile beraber yürüttüğü Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı projesi ve yine ABD'nin yukarıda bahsettiğimiz Trans Pasifik Ortaklığı Antlaşması diğer tarafta Çin'in "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" projesi ve bu proje dahilindeki ülkeler ile Asya Altyapı Yatirim Bankası'nı kurması küresel güç dengelerine ciddi şekilde etkide bulunabilir.