Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2440.57
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Ocak 2024

Süper Kupa Krizi'nin sorumluları hesap vermeli!

Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettikleri üzere “üzücü” bir hadise.

Canlı Yayında “Türkiye golü yedi!” demiştim.

Maalesef durum bu…

Onun için de, hepimiz çok üzgünüz!..

Golü atan Türkiye olsaydı, hepimiz çok sevinçli olurduk.

Yiyen Türkiye olduğu için çok üzgünüz.

Süper Kupa krizi, operasyonu, tezgâhı…

Birçok şey söyleniyor.

Olan oldu, kalemiz golü gördü.

Söylenenler bu gerçeği maalesef değiştirmiyor!

Olan olduktan sonra söylemek kıymetsiz değil ama “testi kırılmadan” yapılan ikazların yeri elbette farklı.

Biz “Suudi Arabistan’da süper kupa işinin sıkıntılara gebe olduğunu” söylediğimizde, muhtelif itirazlarla karşılaşmıştık.

“Yöneticilerin bir bildikleri vardır elbette!” klâsik itirazı.

“Sen de muhalif oluyorsun galiba!” yollu sataşmalar, sanki politikanın bir yerinde konumlanmışız gibi!..

“Maç Suudi Arabistan’da değil de, İngiltere’de oynanacak olsaydı, aynı itirazı yapar mıydın!” yollu “saçma sapan kıyaslar-kıyaslamalar”!..

Bizim, “batıcılık” ile kavgamızın farkında olmamaktan ve Türkiye'ye zarar veren tartışmalarda “hangi sembollerin” kullanıldığını bilmemekten kaynaklanan zırvalar!..

Meseleye dair "temel soru" şu:

Federasyon yetkililerinin ve diğer yetkililerin,

“Suudi Arabistan’da Süper Kupa oynama işinin ülkemizdeki gerilimi, semboller üzerinden kavgayı tırmandırma ihtimalin büyük olduğunu” vakt-i zamanında hesaba katmaları gerekmez miydi?

Sayın Cumhurbaşkanı, Süper Kupa meselesinde yaşananlardan dolayı üzüntülü olduğunu ifade ediyor.

Bu konuda yapılması gereken ne varsa, hangi adımın atılması gerekiyorsa atmaktan çekinmedik, çekinmeyiz!” diye de ekliyor.

Evet, ortada çok üzücü bir durum var.

Sosyal medyadan kışkırtıcı paylaşımlarda bulunanlar hakkında, bir takım adli işlemler tesis edildi.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “atmaktan çekinmedik” dediği adımlar bunlar olmalı…

Bir de kamuoyunun beklediği adımlar var.

Yazının başlığında ifade ettiğimiz gibi:

“Süper Kupa Krizi’nin Sorumluları Hesap Vermeli!”

Ve buradaki ilâvemiz:

“Hesap sorulmazsa, işler çok daha, çok çok daha sıkıntılı yerlere varabilir!”

Öncelikle…

Kamuoyu,

Suudi Arabistan’ın, kulüp yönetimlerinin, Federasyon’un, bu süreci yönetmekten sorumlu diğer kamu görevlilerinin bu süreçteki tutumlarının ayrıntılı olarak ortaya dökülmesini istiyor.

“VAR” odalarında neler yaşandı, bunların tamamını bilmek istiyor.

Ortada Sayın Cumhurbaşkanı gibi, hepimizin çok üzgün olduğu bir durum varsa…

Lig ve Kupa Şampiyonu iki “Türkiye ölçeklerinde büyük” kulübümüze ait futbol takımlarının, “derbi” mücadelesinin yorgunluğuyla gittikleri Suudi Arabistan’dan “iptal” kararıyla geri dönmeleri gibi gerçekten de çok üzücü bir tablo varsa, elbette bu durumun sorumluları da olmalıdır.

Muhalefetin bir kısmı ya da bir kısım muhalefet, milli meselelerde hangi tutumları takınıyor bunu görüyoruz.

Türkiye’nin sınır ötesi terörle mücadele operasyonlarına karşı çıkanların, 12 Şehidimizin olduğu bir günde Meclis’teki “Teröre Karşı Ortak Bildiri”ye, en koyu yandaşlarını bile ikna etmeyen “bahaneler” üreterek imza atmayanların bu güzel ortaya kafa çakmamaları beklenmezdi herhalde!..

Evet, golü yedik.

Hata olmazsa, gol de olmaz!..

Peki hata kimlerde?

Yufkacılar Odası Başkanı'nda mı? Züccaciyeciler Odası Başkanı’da mı?

Perşembe’nin gelişi…

Orada bir olay çıktığında, istenmeyen bir durum oluştuğunda, bunun ne gibi tartışmalar yol açabileceğini, kimlerin durumdan istifade etmek için neler yapabileceklerini hesap etmek gerekirdi.

Gezi olaylarında ve sonrasında yaşananları hepimiz biliyoruz.

Ateşli taraftarların heyecanlarının nasıl yönlendirildiğini, istismar edildiğini hatırlamayan kaç kişi var?

Suriyeliler üzerinden yürütülen son derece “tahrik edici” kampanyalarda kullanılan “semboller” malûm, olay bu yönden de kaşınmaya devam ediliyor.

Suriyeliler-Sığınmacılar konusunda, özellikle ilk birkaç yılda bırakılan boşluklar, izlenen politikalardaki “sıkıntılar” başka…

Bu konunun istismar edilmesi, kesimler arasında takışma, çatışma ortamının hazırlanması başka!

Mesele “Suriyeliler” meselesi değil, Türkiye’yi karıştırma meselesi!..

Süper Kupa Maçı’ndaki “mekân” tercihinin, niyeti bozuk “sosyal medya unsurlarının” ellerine malzeme verme ihtimalinin ne kadar büyük olduğu önceden görülmeli, “ilgililer” tarafından gerekli ikazlar yapılmalıydı.

Üstelik, dünya gündeminin birinci sırasında Gazze’deki Siyonist Soykırım varken…

Bu zulme karşı çıkan Anadolu insanları, “Filistin’den bana ne, Arap’ın derdi beni mi gerdi!” ekibi tarafından hedef alınıyor, tahkir ediliyorken…

Soykırım’ın sona ermesi için büyük gayret gösteren Türkiye’nin Yönetimi, gayretlerinden dolayı böylesine hedef alınıyorken…

Araplar Türk Düşmanlığına, Türkler de Arap Düşmanlığına itilmek isteniyorken…

Türkiye’nin sınır ötesi terörle mücadele operasyonlarına bile karşı çıkan “bir kısım” muhalefet çevreleri, bu konuları iyice kaşıyorken…

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, bazı tribünlerde malûm sloganların atılması organize edilmişken…

Sadece İsrail ve ABD’’nin değil;

Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki “niyeti bozuk” yönetimlerin, Türkiye’nin “etkinliği”nden ne denli rahatsızlık duydukları çok iyi biliyorken…

“Vefat etmişler” ve özellikle de “Cumhuriyetimizin Bânisi” üzerinden yürütülen meşhur tartışma ve çekişmeler hızlanarak devam ediyorken…

Sadece Gezi olaylarından değil, 28 Şubat günlerinden de kalan acı hatıralar belleklerdeyken…

Hem 28 Şubat hem de Gezi Operasyonları’nın arkasında hangi dahili ve harici (medya) çevrelerinin olduğu, siyasi iktidar önde gelenleri tarafından da defalarca dile getirilmişken..

Ve dahası…

Futbol dünyamız alt üst haldeyken…

Süper Lig’de, yani memleketin bir numaları liginde, sahada hakem linçleme, sahadan takım çekme olayları, “Var tartışmaları!” gündemin ön sıralarından hiç inmiyorken…

X

Bana sorulsaydı, kamuya açık ortamlarda söylediklerimin daha fazlasını söyler ve..

Nihayetinde de…

“Böylesine hassas bir süreçte, Suud işine hiç girmemek en iyisi. Yok şu kadar para gelecekmiş, yok ülke tanıtımına şu kadar katkıda bulunacakmış… Alınan risklerin yanında böyle hesapların lâfı bile olmaz!” derdim.

Neyse…

Olan oldu…

Şimdi, bundan sonrasına bakmak lâzım…

Ben öncelikle, Futbol Federasyonu Başkanı’nın “serbest sorulu” bir basın toplantısı düzenlenmesini ve olup bitenleri taaa en başından başlayarak, dakika dakika, kişi kişi, kurum kurum, kulüp kulüp açıklamasını bekliyorum.

Olan bitenlerden, işlerin Sayın Cumhurbaşkanı gibi bizleri de çok üzen bir noktaya gelmesinden kim ne kadar sorumludur, orasını ben tayin edemem.

Lâkin, böyle bir olayın hesabını kamuoyuna, Yufkacılar Odası Başkanı verecek değil herhalde!

Lâfı daha da uzatmadan ifade edeyim:

Birçok okuyucum, Sayın Federasyon Başkanı’nın istifa etmesinin çok uygun olacağını ifade ediyor.

Bu çağrı, “hatanın tamamının kendisinde olduğunu” düşünmelerinden kaynaklanmıyor elbette.

Sadece…

Bir adım…

Olumlu bir adım talebi!..

Önce, kamuoyuna ayrıntılı açıklama…

Kafalarda hiçbir soru işareti bırakmayan bir açıklama…

Ardından da…

Okuyucularımın diğer beklentisi!

İstifa!

Futbol dünyamızın hali ortada.

Sahalarda, saha dışında yaşananlar ortada.

Hepimizi üzen Süper Kupa krizi ortada!..

Olan bitenin bütün sorumlusu Türkiye Futbol Fedarasyonu Başkanı olmasa da, “istifa etmesi” kendisine bir şey kaybettirmez.

Aksine, etmemesi tartışmaları uzatır…

Avrupa Şampiyonası süreci de bu durumdan olumsuz etkilenir.

X

Bilemiyorum;

Belki de, bu yazıyı MİLAT Gazetemiz’deki yerini almak üzere göndermemden kısa bir süre sonra istifa eder Sayın Başkan..

İstifa eder ve yazının bu son bölümünü boşa düşürür!

Hadi bakalım!