Dolar (USD)
32.32
Euro (EUR)
34.81
Gram Altın
2393.29
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Ağustos 2019

Suriye, hesapları

Türkiye’nin güneyinde, Anadolu ile İslam coğrafyası arasına set çekecek proje ağır aksak da olsa ilerliyor. Bizim devletin bir özelliği var, bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçmiyoruz. Davul zurna ile harekete geçmek istediğimizden, atacağımız adımlarda ya düşman kaçıyor veya tedbirini ona göre alıyor.

Mesajımız gayet net, emperyalist projenin durdurulması için, Türkiye bir an önce Fırat’ın doğusuna girmeli SDG bünyesindeki bütün yapılar dağıtılmalı. Yeni oyunla ABD sağ cebinden çıkardığını sol cebine koyuyor. Yani Türkiye’yi bölme ve paravan devlet planı devam ediyor. Terör örgütü YPG/PKK’nın çekildiği bölgelere SDG güçleri yerleştiriliyor. YPG’nin SDG’nin askeri meclisinde yer alan güçler olduğunu bilmeyen var mı?

Yani ABD iki kocalı hürmüz gibi iki tarafı da idare etmeye çalışıyor. Bir taraftan Helikopter’de Türk komutanlarla ortak görev gücü fotoğrafı çektirirken diğer taraftan Birleşik Ortak Görev Gücü Komutanlarından General Nicholes Pont, Türkiye’nin bölgeye müdahalesine izin vermeyeceklerini, PKK teröristlerine güvence olarak veriyor. Pont, SDG güçlerini eğitmeye devam edeceklerini, Askeri meclislerin 5 km içerde konuşlanacağına vurgu yapıyor. Eğer bu doğruysa 20 mil, 32 km derinlik konusu suya düşecek, yapılan sadece Türkiye’nin büyük operasyon hazırlığının boşa çıkması olacak.

Önceki gün, Kamışlıya gelen İngiliz üst düzey diplomatlar, 22 tabela partisinden oluşan PYD ile 11 tabela partisinden oluşan ENKS üyeleriyle görüşerek yeni yol haritası hakkında bilgilendirme yapıyorlar. Kendilerini yüz yıldır bölgenin sahibi olarak gören İngilizler çalışır da, Nil-Fırat projesinin asıl sahibi İsrail durur mu? Türkiye-ABD görüşmelerinde mesafe alındığı haberleri gelir gelmez, Netanyahu, Putin ile görüştü, ardından, İsrail uçakları Şam’ı vurdu. Mesaj net, İsrail düşmemesi için her türlü desteği verdiği Esed’in karşısında. Yani muhaliflere, Esed’i Türkiye değil biz vururuz. Golan’daki işgalimizi kanıksayın.

Türkiye-ABD pazarlıkları İsrail ve İngilizlerin gölgesinde ABD eliyle kurulmak istenen paravan devlet yerine PKK terör örgütüne indirgenirse, tıpkı Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de askerimize çekiç güç görevi yaptırılacak. Kendi elimizle Emperyalizmin planlarına alet olmuş olacağız. Resmi rakamlara göre, Türkiye’de 750, Irak’ta 3 bin, Suriye’de ise 13 bin PKK’lı terörist bulunuyor. ABD, bu teröristlere Türkiye’de ve Irak’ta desteğini el altından, şirketler ve misyoner teşkilatlar üzerinden verirken, Suriye’deki yapılanmayı bizzat kanatları altına almış durumda. ABD, Suriye’de 60 bin silahlı teröristi eğiterek PKK/YPG’nin emrine vermiş durumda. Polis gücü adı altında bir 40 bin daha eklerseniz. En az 100 bin silahlı teröriste aylık maaş ödemesi yapıyor. Bunlara ABD, İsral, İngiliz, Fransız özel güvenlik şirketleri kadrosunda bölgede bulunan teröristleri de eklerseniz Türkiye’nin asıl kimlerle mücadele etmesi gerektiğini görürsünüz.

Fırat’ın doğusunda sular ısınırken, batısında ise Esed, yakaladığı fırsatı zulme dönüştürmekte geç kalır mı? Türkiye sözüm ona Rusya ve İran ile çatışmasızlık bölgesi imzalamıştı. Çatışmasızlık bölgelerine İdlib, Hama, Halep ve Lazkiye , Humus vilayeti, Şam’ın doğusunda Doğu Guta, Güney’de Dera ve Kuteyra gibi vilayetler dahildi. Peki bugün bu çatışmasızlık bölgelerinde İdlib dışında Esed’in eline geçmeyen neresi kaldı? Esed, sahadaki bu başarısını kendi askeri gücüne mi, Rus hava gücü ile İran destekli milislere mi borçlu?

İdlib’in de büyük kısmı, Rusya tarafından terör örgütü ilan edilen Heyet Tahrir Eş Şam örgütünün elinde. Fırat’ın doğusunda ABD SDG kılıflı Black Water’ın ücretli canavarları ile batısında ise Rus Wagner birlikleri Rejim kılıfında halka zulüm uygulamaya devam ediyor. Durumun Türkçe’si adına Nusra denilen Heyet Tahrir Şam’ın ipleri de Türkiye’den çok, Suudi-BAE-ABD-İsrail’in elinde. Türkiye Fırat’ın doğusunu düşüneceği zaman batısı hareketleniveriyor.

Elimizde kurup beslediğimiz Barzani, Türkiye’nin PKK’ya Pençe operasyonlarına nasıl bakıyor acaba. Terörist başı Karayılan, Barzani’nin Irak’ın kuzeyinde konuşlanarak Türkiye’ye saldıran PKK yapılanmalarına göz yumma politikasından memnun olduğunu daha üç gün önce açıkladı.

Son söz olarak Türkiye’yi ya büyüterek büyük bir güç haline getirecek veya parçalayacak süreçte, şu anda 4 milyon mülteciye ek olarak 1,5 milyon mülteci de İdlib’de bekliyor. Başkan Erdoğan’ın Putin ile Salı günü yapacağı görüşmenin ardından, Münbiç mutabakatı gibi Türk kamuoyu oyalanma yoluna mı gidecek, gerektiğinde her iki süper gücü karşısına alacak cesareti göstererek, kendi göbeğini kendisi mi kesecek. Bekleyip göreceğiz. Vesselam…