Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2390.21
BIST 100
10229.54
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Ağustos 2022

Suriye'de normalleşme ve çözüm süreci başlıyor mu?

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş süreci 11 yıldır devam ediyor. Çatışma içinden çıkılmaz bir hal aldı. Arap baharının rüzgârı Suriye ve küresel güçlerinin plan stratejilerini altüst etti.

Suriye 400 sene boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. 1920 yılında Fransız Mandası olarak başlayan Otokratik rejim, Suriye halkının günümüzde yaşanan problemlerde en büyük paya sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Yaşanan iç savaşın nedenleri ekonomik, siyasi, etnik ve sosyal görünse de arka planda bölgesel ve küresel güçlerin hesapları ve planları vardı. Özellikle hala üzerine kalıcı bir çözüm üretilememiş olması bu hesap ve kitapların bitmemiş olmasıdır. Hem iç dinamikler hem de dış dinamiklerle bir bütün olarak Suriye otokratik yönetimlerle, mezhep çatışmalarıyla ve ekonomik zorluklarla dolu olan tarihinin yansımalarını sadece iç siyasal konjonktürün bir sonucu olduğunu söylemek mümkün değildir.

Küresel ve bölgesel güçlerin iç savaşla beraber ülke genelindeki rolleri artırmaya ve etkili olmaya başladı. Bölgesel güçlerin başında özellikle Rusya ve İran’ın askeri güç de dâhil olmak üzere pek çok açıdan rejimi desteklemesi Esed rejimini günümüze dek ayakta tutmuştur. Bu durumda Amerika Birleşik Devletleri gibi çeşitli batı devletlerinden gelen destek muhalifler için yeterli olmamıştır.

Son günlerde başta Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklamaları ve son olarak Sayın Erdoğan’dan Kiev dönüşü uçakta Suriye açılımı mesajları:

???? Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki.

???? Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz.

???? Suriye ile daha ileri seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor.

Bunları uzun zamandır duymak istediğimi itiraf etmeliyim. Devletler de bitmeyecek diplomasi iletişimi ve diyaloğu olmalıdır. “Diplomasi, gücün yumruğunu gizleyen kadife eldivendir.”

Türkiye’nin Suriye üzerinden geliştirdiği politika Türkiye’ye azımsanmayacak bir bedel ödetti. Bu bedel siyasi , kültürel ve sosyal olarak gittikçe büyüyen, her türlü provokasyona müsait hâle getirilen mülteciler sorununa da çözüm olacağını diliyorum.

Bu süreçte eli zayıflayan ve irade etkisini kaybeden Rusya olmuştur.

Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında Batı dünyasının Rusya’ya ambargo üstüne ambargo uygulaması, prestij ve gücünü kaybetmesi masada artık oyun kurucu aktör olma rolünü kaybettirmiş. Suriye’de normalleşme ve çözüm süreçleri Türkiye’nin elini güçlendirecek. Türkiye’nin büyük düşünmesi gerekiyor. Bunun için de Suriye’yle kalıcı, köklü ve uzun soluklu stratejiler ve diyaloglar geliştirmesi gerekiyor.

Siyasetin altın sözü: “Dün Dündür Bugün Bugündür.''