Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Ağustos 2021

Suriyeli gencin intiharı

Mahir, ailesi ile Türkiye’ye geleli 6 yıl olmuştu. 25 yaşındaydı. Aslında ailesinin anlattığına göre gelmek istememişler, ancak zalim Esed’in askerleri kapıya dayanmış; can, mal ve ırz güvenliği kalmayınca tek çare olarak sığınmayı görmüşlerdi. Şöyle diyordu: “Beni de askere alacaklardı. Dindaşlarıma, kendi kardeşlerime saldırtacaklardı. Çok zor bir durumdu. Türkiye bizim için adeta kurtuluş demekti.”

Böylelikle Suriye’nin Halep şehrinden ayrılmışlardı. Mallarını, mülklerini, tarla ve bahçelerini, komşularını, akraba ve hısımlarını, hatıralarını, mesleklerini, dükkân ve işyerlerini kısaca her şeylerini orda bırakmışlardı. Artık sıradan, vasıfsız, hiçbir şeyi olmayan kişiler olarak ailece ülkemize sığınmışlardı.

Önceleri sakinlik ve güvenliğin verdiği rahatlıkla mutlu olmuşlardı. Ama sonraları gelecek endişesi ve nasıl yaşarız korkusu içlerini sarmıştı.

Derken bir yere yerleşmişler, ailenin erkekleri iş de bulmuştu. Mahir de bir süre sonra bir tekstil atölyesinde çalışmaya başlamıştı. Hayatlarını zor şartlarda da olsa sürdürmekte idiler. Kaldıkları evde tam 9 kişi yaşıyordu.

Fakat verilen ücret çok düşüktü. Aynı işi yapan Türk arkadaşlarının aldığı paranın yarısını alıyor, onlardan daha fazla ve daha zor işler yaptırılıyordu. Sesini çıkaracak olsa, ‘haline şükret, bunu da bulamayan var’ deniliyordu.

Kendisine bu para harçlık olarak yetiyordu ama evlenmek istiyordu, bu ise mümkün değildi. Daha böyle ne kadar devam edebilirdi? Memleketine de dönemezdi.

Sonraları toplumda Suriyeli düşmanlığının alevlendirilmeye çalışıldığını görüyordu. Yolda Arapça konuşsa kızgın çehrelerin kendilerine yöneldiğini, otobüste veya metroda boş yere otursa ‘biz varken niye sen?’ ima eden gözlerle bakıldığını hissediyordu.

Ülkenin bir yerinde Suriyeli bir hemşerisi suç işlese kendilerine yönelik düşmanlık dalgasının ortalığı sardığını fark ediyordu(*).

Bir de bazı ırkçı politikacıların televizyonda ve sosyal medyada ağızlarından salyalar akarak ‘Suriyeliler defol’ tarzındaki sözleri onu daha da yaralıyor, darlaşıyor ve hafakanlar içinde kalıyordu. Dünyanın yaşanmaz olduğunu düşünmeye başlamıştı.

Derken birkaç gün önce şu haber tek sütuna ve birkaç cümle halinde medyaya yansıdı: “Suriyeli tekstil işçisi Mahir dördüncü kattaki işyerinden atlayarak intihar etti.”

Mevla rahmet eylesin. Onun hayatına son vermesinde hepimiz, hatta tüm insanlık suçlu…

(*) İç İşleri Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de suç işleme oranı genel olarak % 2,5 iken bu oran Suriyeli sığınmacılar için % 0,8’dir. Bu düşük orandaki işlenen suçun da önemli bir kısmı kendileri gibi sığınmacılara karşı işlenmiştir.