Dolar (USD)
32.23
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2435.61
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Mart 2015

Tacdin mem'in nesi olur

İnançsız aşk olur mu ve aşksız inanç neye yarar? İçimiz bu gün aşkla dolu. Kendimin ücrasında yaşıyor ve tenha sözler söylemek üzereyim. Bir sahife daha çeviriyorum ömür kumaşından çalan terziler gibi. Biraz Mem olalım bu gün, biraz düşelim karasevdaya.

Mem kim olur demeyin. O, Zin'in aşıkı. Meşhur Mem u Zin destanında Mem ile Zin'in sergüzeştini konuşalım bu gün. Mem, Zin'e aşıktır. Zin'e kavuşma arzusu onu türlü maceralara, zindanlara atmıştır.

Destanda onlar gibi bir birlerine aşık iki genç daha vardır. Bunların adı Tacdin ile Sıtti'dır. Tacdin, Mem ile kan kardeşi yani ahiret kardeşi olmuştur. Birbirlerine söz vermişlerdi. Her nerden ve kimden bir tehlike gelirse birisine, ikisi bu tehlikeyi def' edecekti.

Bir nevi Mem u Zin destanında Tacdin ile Sıtti aşkı meşhur aşıkların yani Mem ile Zin'in aşkını pekiştirmek, bu aşkı olgunlaştırmak için ortaya çıkmıştır. Beşeru00ee bir aşkın ilahu00ee aşkla mukayesesi yapılsın diye tahkiye edilmiş gibi. Tacdin ile Sıtti evlenmiştir. Oysa Mem, Zin'e kavuşamadan ölmüştür. Ve bunun müsebbibi katil Beko'dur. Mir Zeyneddin'in kapıcısı Beko. O gün bu gündür aşıkların dilinden düşürmediği "Mem ölecek ve sen sağ kalacaksın Beko!" Oysa Tacdin, buna fırsat vermez. Mem'in de öcünü almak için Beko'yu öldürür. Çiroka vi pır dıreje/Hikayesi çok uzundır. Kısa tutmak lazımdır.

Mem, Tacdin için evliliğini tehir etmişti. İki düğün bir arada yapılmaz diye Tacdin ile Sıtti'nin düğününü evvel yapılmasını istemiş. Zin ile düğününü sonraya bırakmıştı. Peki ya Tacdin ne yapmıştı Mem için? Ona verdiği sözün üstüne bir söz daha vermişti. Zin ile Mem'in düğününü kendisi yapacaktı. Ama Beko engelini bir türlü aşamamıştı. Ve Mem karasevdaya düşüp kendini dağlara, çöllere vurmuştu. Cudi dağından Dicle nehrine oradan Botan Çayına koşup düşmüş, hasta olmuştu. O hasta idi. Ama aşk hastası idi.

Mir Zeyneddin Botan ahalisini toplayıp ava çıkmıştı. Mem'i de hasta olduğu için çağırtmamıştı. Buna çok içerlenen Mem Cizre şehrinde sokak sokak dolaşmıştı. Onun bu halini gören Hızır aleyhüsselam elinden tutup Mir Zeyneddn'in yeni yaptırdığı sarayına götürmüştü. Mem, Hızır aleyhüsselam gidince ne yaptı. Gül ile nergisle söyleşti. Sonra bülbül ile sohbet etti. Onlara sevdiği kız olan Zin'i anlattı. Bülbülün figanından daha fazla figan etti. Bu esnada bağa ayak basıyordu Zin. Bir ay gibi ortalığı aydınlatmıştı. Mem onun gölgesini görür görmez bir şiir ile heyecanını bastırmak istedi. Heyecan gitmeyince Zin'in ayakları dibine düşüverdi.

Mem, sabahleyin şehirde kimse kalmadığı için üzülüyordu. Şimdi ise kimsecikler Zin ile kendisini rahatsız etmiyordu. Bir gün olsa elinden tutmadığı Zin'in elinden tutacaktı. Onunla çiçekler açacak ve yapraklarını dökecekti. Zin'in ayakları dibine düşmüştü Mem. Zin, onun başını dizinin üzerine koymuş ve yüzündeki tozları alıyordu. Birazdan ötedeki saraya gitmişlerdi. Keklikler gibi ötüşüp koklaştılar. Dertleştileru2026 Taki akşama kadar.

Zin gitmek istiyordu. Ama Mem, ona "bırakıp gitme beni, gün batıyor korkarım" demişti. Ellerim soğuk olur, ellerini tutmazsam demişti. Oysa birazdan gelecek felaketten habersiz idiler. Mir Zeyneddin, beraberindekilerle avdan dönüyordu. Oysa Mem, gitme gün batıyor korkarım demişti. Onun bir yanı karanlıkta bir yanı marazda kalıyordu. Onun bu hali Zin'i üzüyordu. Adeta hayallerini kurutuyordu.

Mir Zeyneddin yeni yaptırdığı sarayına vardığında yerde bir karaltı görmüştü. Mem, gecenin ipini çekmiş gibi yerde yatıyordu. Zin de uzaktan ağabeyinin sesini duymuş ve karanlıktan faydalanarak Mem'in abası altına girmişti. Mir, boz atından inerken Mem'i görmüş ve ona burada ne aradığını söylemişti. Mem de bir hasta olduğunu kendisini bağışlamasını dilemişti Mirden. Ve sonra dile gelmişti ki bu gün kutlu devlete eriştiğini, bir ceylan avladığını ve onunla oynadığını söylemişti.

İşte tam burada Tacdin sahneye girmiş ve Mem'in hakikat ile mecaz arasındaki konuşmalarını yorumlamıştı. Beyi atların yanına götürmeyi başarmıştı kısmen. Gelir Mem'e bu halinin ne olduğunu sorar. Bakarki Zin de Mem'in abanın altında... Artık Tacdin bir çare düşünecektir Mem ile Zin'in kurtuluşu için. Doğruca eve gider, Sitti'ye durumu arz eder. Düşünürler, tek çare evlerini ateşe vermek. Çocuklarını alarak evde bir yangın çıkarırlar. Yangın'ı gören Botan halkı hem Mir Zeyneddin'e haber verir. Mir, diğer kız kardeşi Sıtti'nin evini yangından korumak için Saraydan ayrılır. Ve ancak o vakit Mem ile Zin kurtuluşa erer. Böylece Tacdin, Mem'e aşk borcunu can borcuyla ödemiş olur.

Başta da söylediğimiz gibi. Çiroka vi pır dıreje/Hikayesi çok uzundır. Kısa tutmak lazımdır.