Taşkent'teki Mayna Kuşu
Kitaplar farklı konularda yazılır ve okurunu bekler. Her konunun okuru ve alıcısı da ayrıdır. Edebiyat, tarih, psikoloji, sosyoloji veya başka bilimlerdeki araştırmaları beğenebileceğiniz gibi dinî bilgilerle mücehhez olmak isteyebilirsiniz. Okur bu konuda ya kendisine tavsiye edileni veyahut yayınevlerini takip ederek arzusu yönünde karar vereceğinden ‘her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır’ diyelim.
‘Gençler
hayalleri ile ihtiyarlar hatıraları ile yaşarlarmış’ cümlesinin
ardına sığınarak okuduğum kitapların konusunda farklılıklar oldu. Hele bir de
yazarıyla akran isek okuduklarımızdan lezzet almamamız daha çok oluyor. Dönemi yaşayanların
hatıraları ile bazı bilinmezleri aralarken, günümüzle kıyası içimizde tartışıyoruz.
Gezi/seyahat/sohbet konularında yazılanları da eklemek isterim. Magazin
şeklinde bile yazılan gezi notlarını yazarın dolaştığı mekânlarda sanki
birlikte geziyor hissine kapılırsam değmeyin keyfime.
Davut Gazi Benli,
Basın Yayın Enformasyon Müşaviri olarak Özbekistan’da 3 senelik görev süresinde
yaşadıkları ve kendisine yaşatılanları ‘Mayna
Kanadında Taşkent’ kitabıyla tarihe not düşürmüş. Kamuda yaptığı görevler dâhil
parlamentoda milletvekili danışmanlığı ile siyaset gündemini de yakından takip
eden bir bürokrat olarak yakından tanıdığımın dilinden Özbekistan’ın hal-i pür
melâlini okurken, bilmediklerimi de öğrenmiş oldum. Hatta bazı bildiklerimi de
tashih etmiş olduğumu itiraf etmeliyim.
Davut
kardeşim Özbekistan görevine giderken uçak yolculuğunda okuduğu bir kitaptan
bahsetmiş. Yıllar önce Taşkent TİKA
Koordinatörlüğü yapan Faruk Uysal’ın
hatırat ve bilgilendirme dolu Taşkent
Defteri’ni ben de okumuştum. Şair dostumuzun edebî bir üslup ile kaleme
aldığı hacimli eser Özbekistan hakkında teferruatlı bilgilendirmeleri ile zihin
dünyamızda pencere açmıştı. Her iki
dostumun görev yılları ve vazifelerindeki farklılıktan ötürü Özbekistan ve
Özbeklerle ilgili düşüncelerinde anıları tazelerken bazı olayları Davut Gazi’nin anlatımında yeni duyduğumu,
hatta Özbekistan yönetimi ile ilgili hiç bilmediğim ve garipsediğim mevzular
olduğunu görmüş oldum.
Davut Gazi Benli’nin
uzun yıllar kamunun farklı birimlerinde Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığı
görevlerindeki kariyer ve meslekî bilgilerinin Özbekistan’da yeterince
değerlendirmemesine çok üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Onun başından
geçenleri mizahî bir kitapla baş başa kaldığınızı zannediyorsunuz ama olayların
vahametinden ciddiyetle yaklaştığınız “Olamaz
böyle bir şey” dediğiniz oluyor. İyi ki mizahî bir anlatım kullanmamış,
yoksa işin ciddiyetinden uzaklaşmış olurdu. Yazdıkları öyle yenilir-yutulur
cinsten tenkitler değil. Özellikle hariciye temsilcilerimizin görev
alanlarındaki misyonları ile ters düşen hal ve hareketlerini okuduğumda ülkem
adına çok üzüldüm. Özbekistan’ın komünizm sonrasında yerleşik sisteminde
eskinin kırıntılarının olmasını anlattığı sahneler dikkat çekiyor.
Mayna
kuşlarının Özbekistan ağaçlarını, caddelerini ve park yerlerini nasıl işgal ettiklerini;
çevreye verdikleri zararla yazarımızın başına gelenleri okuyunca kitaba bu ismin
verilmesini daha iyi anlıyorsunuz.
Editörlüğünü
gazeteci dostumuz Selami Güder’in
yaptığı kitap tatlı bir üslup ve samimiyetle kaleme alınmış. Eseri kültürümüze
kazandıran Ankara merkezli MGV Yayınları’nı
da bu vesileyle tebrik ediyorum.