Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Aralık 2016

Terörün Hedefi: Kayseri, İstanbul, Türkiye

Halep soykırımı, bütün İslam coğrafyasında derin bir tahribata neden oldu. Mezhep fanatizmi adı altında kin, nefret ve düşmanlık tohumlarının ekilip büyütüldüğü bugünlerde, insanlar ve toplumlar hiç olmadıkları kadar birbirlerine düşman hale getirilmektedirler. Binlerce insan, canını kurtarmak için Türkiye'ye ulaşmaya çalışmaktadır. Bütün Türkiye, Halep soykırımında açlık ve şiddetle boğuşan insanlara yardımın ulaştırılması için yollara düşmüştür.

Bütün Türkiye'nin Halep'e insani yardımın ulaştırılması için yollara düştüğü bugünlerde Kayseri'den ikinci bir terör katliamı haberi geldi. Sabahleyin kışlalarından çarşı iznine çıkmak için belediye otobüsüne binen genç insanlara yönelik bir bombalı araç saldırısı gerçekleştirildi. Saldırı sonucunda on üç insan hayatını kaybetti, kırkın üstünde insan ağır bir şekilde yaralandı.

Beşiktaş ve Maçka katliamlarının hemen ardından gerçekleştirilen Kayseri katliamı, küresel terörizmin yeni hedefinin Türkiye'nin her tarafı olduğunu göstermektedir. Şimdiye kadar ilk defa Kayseri, böylesine büyük bir terör saldırısının hedefi olmaktadır. Kayseri, Anadolu coğrafyasının kadim ticaret ve girişimcilik merkezidir. Başka bir ifade ile Kayseri Anadolu'nun Halep'idir. Ortadoğu'nun ticaret merkezi olan Halep'i yıkan güç, bugün Kayseri'yi yıkmak üzere harekete geçmiş bulunmaktadır.

Terörizmin İç Anadolu'nun kalbi konumunda olan Kayseri'yi seçmesi manidardır. İç Anadolu, kırsal değerlerin hakim olduğu ve milliyetçi duyguların etkin olduğu bir bölgedir. Kayseri katliamının asli hedefi, toplumsal bir kargaşanın ve çatışmanın fitilinin İç Anadolu'dan ateşlenmesini sağlamaktır. Güneydoğu bölgesini Kürtlere yaşanmaz hale getiren PKK-TAK, Kürt-Türk savaşı çıkararak ülkenin iç ve batı bölgelerini de Kürtler ve Türkler için yaşanmaz hale getirmenin kirli ve kanlı hesabını yapmaktadır.

Beşiktaş-Maçka ve Kayseri katliamları, terör örgütü PKK-TAK'ın yeni bir terör eylem planını devreye soktuğunu ortaya koymaktadır. Terör örgütü, artık dağ ve kırsalda örgütlenmemektedir. Terör çetesinin yeni örgütlenme mekanı, şehirler ve ilçelerdir. Kış döneminde şehirlerimize teröristlerini ve patlayıcılarını yollayan örgüt, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere ülkemizin her tarafında eylemler yapma hazırlığı içindedir.

Terör örgütü PKK-TAK, bombalı araç ve canlı bomba eylemlerinin büyük tahribatlara yol açtığını keşfetmiş bulunmaktadır. Terör örgütü, bu süreçte genç insanların örgüte katılımını sağlamak için yoğun çaba sarf etmektedir. Örgüte katılan gençler, fedai eylemi denilen intihar saldırısı eğitimi aldıktan sonra ülkemize gönderilmektedirler. Örgüt, eylem kadroları içinde özellikle fedai taburları denilen canlı bomba birimleri oluşturmuş durumdadır. PKK-TAK, Lübnan'daki Hizbullah modelini esas alarak yeniden örgütlenmekte ve eylem biçimini yeniden şekillendirmektedir.

Teröre karşı verilecek en ciddi mücadele, gençlerin terör çetesinin tuzağına ve ağına düşmesine engel olmaktır. Terörü ve şiddeti gençler için çekici, çeldirici ve baştan çıkarıcı bir seçenek olmaktan çıkarmak lazımdır. Sivil toplum örgütleri, bütün imkanlarını seferber ederek gençlere ulaşmanın yolunu bulmalıdırlar. Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği seferberlik sadece askeri bir seferberlik değildir. Yeni seferberlik durumu, sosyal seferberliktir. Türkiye, sosyal seferberlik ruhu içinde gençlerinin terör tuzağına düşmesini engelleyerek güvenliğini ve varlığını koruma bilinciyle hareket etmelidir.

Türkiye, hendek çatışmaları denilen yoğun bir terör saldırısına maruz kaldı. Hendek terörü sonucunda şehirler yıkıldı, insanlar öldü ve binlerce sivil evini-işini kaybetti. Suriye iç savaşı, Türkiye'nin sosyal ve siyasal yapısında derin sarsıntılar yaratmaya neden olmaktadır. Suriye iç savaşı sayesinde bugün Türkiye, bir terör cenneti olma tehlikesiyle yüz yüzedir. DAİŞ-PKK-TAK-DHKP-C-MLKP gibi terör örgütleri, ülkemizi terör yapacakları ve konumlanacakları coğrafya olarak görmeye başlamışlardır. Terör ve şiddetin bir yere yerleşmesi halinde, o ülkeyi nasıl bir yıkıma sürükleyeceğini Afganistan, Lübnan, Irak, Pakistan ve Suriye örneklerinden iyi biliyoruz. Terörün ülkemize yerleşmemesi için, bütün toplumun çok duyarlı olması lazımdır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin terör örgütlerinin tuzağına düşmemesi için onların kimlik arayışına olumlu ve yapıcı bir karşılık veren değerlerin sunulması, sosyal hayatlarının doyurucu aktivitelerle doldurulması, kişiliklerinin manevi boyutunun geliştirilmesi gerekmektedir. Terör örgütleri, çocuklarımızı ve gençlerimizi bizden kopararak ülkemizi vurmaya kakmakta ve içimize yerleşmeye çalışmaktadırlar. Türkiye'nin en ciddi sorunlarının başında gençlerin ve çocukların terörizmden uzak tutulması gelmektedir.

Terörizmin hedefi, toplumu mezhep veya etnik kimlik temelinde ayrıştırarak çatıştırmaktır. Terör örgütleri, şiddet üzerinden toplumun mezhep ve etnik aidiyetlerini putlaştıran bir fanatizme teslim olmasını istemektedirler. Mezhep ve etnik kimlik fanatizmi, aklın ve sağduyunun ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Terör, en çok akıl ve sağduyudan korkmaktadır. Terörün hedefi, toplumsal sağduyuyu ve ortak aklı ortadan kaldırmaktadır. Terörün değişen yüzlerine ve saldırılarına karşı toplumsal sağduyuyu kaybetmeden ortak aklı inşa eden ve güçlendiren bir yol bulmaya ülkemizin ihtiyacı vardır.