Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2392.90
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Temmuz 2015

Toplumda İslam'ın korumaya aldığı iki zayıf kesim

Ebu Hureyre'den:

u2013 Ben, şu 2 zayıfın hakkını (yemeyi), size haram kılıyorum: Yetimin ve kadının...

(Hakim, Müstedrek; Camiussagu00eer, 2651)

* * *

Kadınlar ve yetimler, toplumda, kendi haklarını ve menfaatlerini kendi başlarına sağlamaya ve savunmaya çoğu zaman güç yetiremeyen 2 zayıf sınıftır. Onların haklarını himaye etmeyi bizzat Allah üstlenmiştir. Dolayısıyla, kendilerini güçsüz görüp yetimin ve kadının hakkını çiğneyen, onlara zulüm ve eziyet eden kişiler, karşılarında Allah'ı bulurlar. Allah'ın acıtıcı ve yandırıcı azabıyla karşı karşıya gelirler.

İslam'ın kadınlar ve yetimler hakkında koyduğu bu koruma ilkesi, aslında, Rabbimizin zayıflara, güçsüzlere, acizlere gösterdiği rahmet tecellisinin bir neticesidir.

Bu 2 sınıfın, asırlar boyunca süre gelen makus talihini İslamiyet değiştirmiştir. Kadınları, ailede kocanın kölesi, erkeğin zevk objesi olmaktan çıkarmıştır. Kadının erkek karşısında konumunu, saygın bir seviyeye yükseltmiştir. Özellikle anne olarak kadın, erkeğin çok ötesinde bir sevgiye, saygıya, hizmete nail olmuştur.

İslam'ın kadını toplumun 2 zayıf sınıfından biri sayması; kadını kişilik olarak erkekten geri saydığı, beceriksiz kabul ettiği, varlığına bir değer ve önem atfetmediği anlamına gelmemektedir. Bu, tarihi bir realitenin ifadesidir. Kadını istismar etmeyi bir alışkanlık ve bir hak haline getirmiş erkekleri uyarmak, terbiye etmek, toplumların kadına bakış açısını değiştirmek gayesini taşımaktadır.

Yetimler de kimi zaman, yakın akrabaları tarafından istismara uğratılmış; hakları yenilip gereken ilgi, şefkat ve himayeyi bulamamışlardır.

İslamiyet tüm zayıflara karşı mü'minleri uyarırken, özellikle kadınlar ve yetimler konusunda son derece duyarlı olmalarını onlardan istemiştir.

Yetimlere sahip çıkmanın, onlara ilgi ve şefkat gösterip yalnızlıklarını gidermenin ne derece büyük sevabı olduğunu; bu davranışın, en katı kalpli insanları bile nasıl yumuşatıp Allah'ın rahmetine mazhar kıldığını Peygamberimiz, çeşitli hadislerinde beyan buyurmuştur.

Bu konuda şu hadis-i şerif, oldukça manidardır:

Ebu Hureyre'den:

u2013 Ben, senin kalbinin yumuşak olmasını istiyorum. O halde, yoksulu yedirip içir, yetimin de başını okşa.

(Beyhaki, Şa'bu'l-İman; Camiussagu00eer, 2658)

* * *

Kalbinin yumuşamasını isteyen, katılaşmasını ve kararmasını önlemeye çalışan bir insan; yoksulları görüp gözetmeli, yedirip içirmelidir. Bir de yetime sahip çıkıp, şefkatle ona bakmalı, kollamalıdır. Kalbi bundan daha hızlı yumuşatan, katılaşmasını ve kararmasını önleyen, başka bir davranış yoktur.

Allah Resulü, mü'minlerin kalplerinin yumuşak olmasını ister; onları yoksul ve yetimlere karşı şefkatli ve merhametli davranırken görmek isterdi.