Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Temmuz 2023

​Toplumsal sosyal zeka seviyesi sorunu

Aklını kullanmayan bireylerden oluşan toplumların fertleri, gerçek olmayanı konuşup, bağırıp çağırmaktan başka bir şey işitmeyen, duyduğu veya dillendirdiği şeyin anlamını da bilmeyen ve sürekli haykıran kimseler gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı gerçeklere akıl erdiremezler. Kendisine hikmet verilen toplumlara büyük bir hayır da verilmiştir. Toplumsal sosyal zeka seviyesi düşük bireylerden oluşan toplumların fertleri toplumsal sosyal zeka seviyesi yüksek toplumlardan ve bireylerden de öğüt alıp-düşünmezler. Toplumsal sosyal zeka seviyesi yüksek toplumlar, aklı selim, ilim, irfan ve hikmet sahibi kişileri baş tacı yapar, boş, asılsız ve aldatmaca üzere konuşan kişileri diğerlerinden ayırt eder ve bunların topluma hakim olmasına izin vermez. Yani, toplumsal sosyal zeka seviyesi yüksek toplumlar bilgi, hikmet, basiret ve ferasetin hakim olduğu; aklın, bilimin ve analitik düşüncenin hakim olduğu toplumlardır. Diğerleri ise cahiliye devri gibi, yalanın, inadın, aldatmanın, vasıfsız ve niteliksiz kişiler ve yöneticilerin eylem ve söylemlerinin topluma hakim olduğu, toplumu gerçekleri saptırarak manipüle ettiği sosyal yapılardır. İşte bunlar toplumsal sosyal zeka seviyesi düşük toplumlardır.

İnsan beyni karmaşık ilişkileri çözebilecek şekilde yaratılmıştır. Bununla birlikte fikrî istikamet, sağlıklı düşünce ancak gerçekler, doğrular, güzellikler üzerine kurulu bir düşünsel ilişkiler ağı yönetiminden geçer. Bizim klasik medeniyetimiz bu nedenle “üç selim medeniyeti”dir denilebilir; aklıselim, kalbi selim ve zevki selim üzerine kurulu bir parlak medeniyet inşa etmeyi başarmış bir milletin evlatlarıyız. Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır sözü de bunun bir parçasıdır. Yani, biz ne kadar temiz ve doğru toplumsal davranış modları oluşturursak, düşünce eksenimizi, düşünce analitiğimizi ve kısaca toplumsal sosyal zeka seviyesini de o kadar sağlıklı seviyeye yükseltmiş oluruz. Diğer türlü analitiği bozulmuş düşünce yapıları ile düşüncenin istikameti bozulur. İstikameti bozulmuş düşünce beyin nöronlarındaki bağları (ağları) doğru olmayan şekillerde yapılandırarak sağlıklı düşünce yapısını da bozar. Akıl midesine giren her türlü mikrop da kalp ve ruh tarafındaki sağlığı bozar işte…

Düşüncenin gücüne ilişkin çalışmalar son zamanlarda nasıl düşünüyorsanız öyle yaşarsınız, yani, düşüncenin yaşama yön verme ve düşüncenin hayata geçirici fonksiyonu üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar, ortaya bir bulgu koymuştur; düşünce ve düşünce şekli zamanla insanın enerjisine hakim oluyor, bu enerji de düşüncenin konusu olan şeyleri ve tarzı yaşama geçirmeye neden oluyor. İşte bu nedenle sağlıklı, istikametli, güzel ve temiz bir düşünce yapısının yani kısaca aklı selimin topluma hakim olmasını sağlamalıyız.

Son zamanlarda ülkemizde siyaset, toplumun her yerine hâkim kılınmış, akıldan istifa edilen yerden başlayan argümanlara toplumu inandırmayı siyaset sanan vasıfsız kişiler eli ile Toplumsal Sosyal Zeka (Toplumsal IQ) Seviyesi aşırı derece düşürülmüştür. Önüne atılan her samanı yiyen mahluklar gibi, önüne atılan her yalanı yiyen bir kitle de oluşturulmuş, sağ ve soldaki medya da bunların emrine verilmiş, siyaset için toplumsal IQ seviyesi her geçen gün daha geriye çekilmeye devam edilmektedir.

Toplumsal IQ seviyesinin düşürüldüğü seviyeyi göstermesi açısından somut bir örneğin konuyu daha anlaşılır kılacağını düşünüyorum: Toplumun bütün kesimlerini rahatsız eden büyük zamların hükümetin başının imzası ile Resmi Gazetede yayımlandığı gün, bir siyasetçi çıkıp, sanki bu zamları hükümet yapmamış gibi, bu zamları yapanların hükumete bir komplo kurmuş olduğunu iddia edebilecek kadar toplumun IQ seviyesinin düştüğünü gözlemledik. Bundan daha vahimi de şu oldu, toplumda bu algı operasyonuna (yalana) inananların olduğunu da gördük. İşte bu örnekteki gibi, toplumsal IQ seviyesinin ilkokul çocuğu seviyesine ve belki onun da altına kadar indirilmiş olduğunu görebiliyoruz artık. Aynı şekilde; hayatında girdiği istisnasız bütün seçimleri kaybetmiş bir liderin hâlâ toplumda kendisinin şahsının ve yürüttüğü politikaların iktidar olabilecek karşılığı olduğunu iddia ettiğini görüyoruz. Bu politikalarının halkta karşılığının olmadığını, toplumun milli ve manevi değerleri ile uyumlu siyaset yapılmasını talep ettiğini, kendi partisinde bile bunu yapanların seçim kazandığını fark etmemekte ısrar ettiğine de tanık oluyoruz.

Ülkemizde önce toplumsal sosyal zeka (toplumsal IQ) seviyesini yukarıya çekecek tarzın hakim kılınması, özellikle de siyasetçilerin eylem ve söylemlerinin aklı selim zemine evrilmesi çok acil bir ihtiyaç haline gelmiştir. Adeta yoğun bakımda yatan hastanın acil kan ihtiyacı gibi, biz de buna ihtiyaç duyar haldeyiz. Toplumsal Sosyal IQ seviyesinin 10 yaşın altına indirilmesi için var gücü ile çalışanların toplumsal gelişime çok büyük zararlar verdiğini görmek lazım. Kısa dönemli siyasî menfaat hesaplarının milletimizin kadim medeniyetinin değerlerine erişimini engellediğini, artık görmek lazım. Siyasetin de zeka seviyesi yüksek, nitelikli argümanlar ile yapılması gerekiyor. Kadim medeniyetimizin inşası ve ihyası süreci ancak bunları eylem ve söylem bazında hayata geçirilmesi halinde mümkün olacaktır. İşte bu nedenle “kendisine hikmet verilen toplumlara büyük bir hayır da verilmiş” olur.