Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Mart 2016

Trump Kazanır!

Amerika'da cidden alışılmışın dışında bir Başkanlık seçim dönemi yaşanıyor. Mevcut iç siyasete dış dünya siyasetinin bu kadar müdahil olduğu 2. Cihan harbinde bile görülmemişdi.
Demokratların adayı Hillary Clinton eyaletleri tek tek alırken, bence bi 'mizah' unsuru olan 74'lük Bernie Sanders'ın sol söylemleri istenen ve beklenen karşılığı, kendi seçmeni Vermont bir yana, Colorado eyaleti haricinde bulamadı.
Colorado eyaleti, şahsen gözlemlediğim üzere zaten 'kozmopolit' kimliği ve neredeyse New York ile yarışır demokrat tutumu, göçmen ve öğrenci yani 'genç seşmen' yoğunluğu, LGBT haklarının ve Marijuana serbestisi ile sol söylemlere bir nevi teşne ve aç idi. Sanders bunun nimetlerinden faydalandı, desek yanlış olmaz.
Ancak hakikat şu ki, ortalama Amerikalı'nın 'milliyetçilik' damarı hiç hafife alınamaz! Moda deyimle 'sahada çalışmış' biri olarak, hatta ev ev dolaşmış, sokaklarda insanlarla bile söyleşmiş kimse olarak bu gerçekliği birebir müşahade ettiğimi söylemeliyim.
Tamam, söylemlere bakarsak herkes 'insan sevgisinden, eşitliğinden' falan bahseder amau2026
13 Şubat'ta Demokratların 93'üncü artık gelenek olmuş yemeğine iştirak ettim. Evvelinde Sanders'ın Denver Kongre Merkezi'nde konuşması vardı. Kalabılığa bakınca, özellikle gençlerin ilgisinden, coşkusundan, ben dahil kimsenin Colorado'yu Sanders'ın alacağından şüphesi yoktu. Yemeğe geçildiğinde ise gayet tabii olan bağış usulü kampanya kapsamında kişi başı $2500, yazıyla 'iki bin beş yüz' dolarlık menü ve bunu tereddütsüz verenlere karşı Sanders'ın 'sol' söylemi açıkcası beni 'gülümsetti'!
Romantik sözlerin gerçek hayatta karşılığı neyse sol söylemlerin Amerika'da karşılığı odur! Yine de Sanders ilerlemiş yaşına rağmen Clinton'a karşı ciddi rakip oldu. Ama siyasi değerlerndirmelere bakarsak, Clinton muhalifleri Sanders'ı 'gözdağı', ayar vermek için kullanıyor. Eğer mevcut şartlar değişmezse, daha önce Obama'ya kaptırdığı başkanlık yarışını, bu defa herşeye rağmen Demokratlar adına Clinton omuzlayacak gibi.
Gelelim Cumhuriyetçilere. Emlak kralı Donald J Trump herne kadar tepki de alsa, Economist dergisi 'dünyanın başına bela' dese de, aslında Trump'ın öne çıkışı zaten bir tepki neticesidir. Benim de şahsen kanaatim, Trump tamamen bu işi kullanmak için ortaya atılmış bir adaydır.
Müslümanlara karşı söylemleri, özellikle San Francisco'da İŞİD eyleminden sonra nerdeyse tüm Amerika'da sesli yahut sessiz yankı bulmuştur. Ayrıca diğer göçmenler, özellikle Meksika kökenlilerin bir takım Guzman tipi 'uyuşturucu baronları' herifler ve suça temayül ile ayyuka çıkması Trump'a hak verenler olarak desteğini artırmıştır.
Herhangi bir acı ama muhtemel bir terör saldırısı, özellikle 6 Kasım'a yakın zamanlı meydana gelmesi hiç şüphesiz Trump için zaferin kesin müjdesi olacaktır.
Amerika ve seçmenler herne kadar 'süslü' cümleleri sevseler de geçmişe doğru bakıldığında 'kendi hakikat' ekseninden fazla kaymamışlardır. Trump, Cumhuriyetçi diğer adayları tek tek elemekle kalmıyor hatta kendisine destekçi yapıyor. Düne kadar Parti içinde Trump'ın adaylığına 'ırkçılık' gerekçesiyle engel koymak hatta Partiden atmak düşüncesi son zamanlarda 'kabul' sürecine girmiş gibi gözüküyor.
Ve sanılanın aksine, gittiği heryerde olay çıkan ve Demokratlara büyük bir şans gibi görünen Trump, "Reklamın iyisi kötüsü olmaz" sözünü doğrulatarak desteğini arttırıyor.
Çünkü çoğu Demokrat partili Amerikalılar bile aslında sessizce Trump'ın söylemini haklı buluyor!
Seçimlere, eğer bir 'tuhaflık' olmazsa bu iki aday, Clinton ve Trump gireceği kesin. Ve şu anda kamu yoklamaları Clinton'ı önde gösteriyor. Lakin geçmişe doğru baktığımızda Cumhuriyetçilerin genelde hep son anda başkanlığı elde ettiğini görüyoruz ve bu durumlar tıpkı günümüzde olduğu gibi dış siyaset bağlantılı.
Bu minvalde Trump'ın kazanması sadece 'süpriz' olur diyenlere 'süpriz' olacaktır.