Trump Türkiye'ye Geliyor
'Ele verir talkını, kendi yutar salkımı!' Amerikan demokrasisinin son geldiği nokta budur.
Evet, tüm dünyayı şaşırtan netice sonucu Donald James Trump geçtiğimiz hafta Amerikan Başkanlık yarışını önde tamamladı.
Amerikan seçim sisteminden bahsederek bir meselenin daha altını çizip atlanan bir hususu belirtmek gerek. Trump seçimlerde başkan seçilmiyor aslında. Seçilen delegeler başkanı daha sonra belirliyor!
He, tabii bir süpriz çıkıp başka birini Başkan yaptıkları görülmemiştir. Mevcut anayasa şartlarında ya başkanın ölmesi yahud istifası sonucu kongre bir başkan belirlerken, aslında tercihini Trump yönünde kullanmaya da bilir yani.
Bunu böyle olacak diye değil ama seçimlerde Trump'ın zaferinin bir gerekçesi bu olduğu için yazıyorum. Yani Cumhuriyetçi Parti içinde bile Trump'a karşı, başta sabık başkanlar baba ve oğul Bush ve diğer parti ileri gelenler varken, Trump'ın kazanması, delege seçilecek adayı da etkileyeceği için de karşı olsalar bile Cumhuriyetçiler Trump'ın başarısı için çalışmak zorunda kalmışlardır! Çünkü Trump oy almazsa haliyle delege kendisi de oy alamayacak ve seçilemeyecek!
Trump seçildi ama bir haftadır Amerika resmen kaynıyor!
Amerikallılar'ın deyimiyle 'Sersemletici bir üzüntüye' sebep olmuş. Demokratlar gecenin 3'üne kadar umutla beklediler, hatta Clinton'ın kampanya menejeri Mook son oy sayılana dek beklenmesini söyledi. Ancak kısa süre sonra Clinton'dan yenilgiyi teyit eden Trump'a bir telefon geldi ve seçimin galibi netleşti. Büyük bir şok üzerine güne başlıyan demokratlar ancak akşam üzeri kendilerini toplayıp bu yıkılmışlığı öfkeye dödürmeye başladı.
Amerika'nın doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine her yerde binlerce insan sokaklara dökülüp Trump'ın seçilmesini kabul etmediklerini haykırmaya başladılar.
En büyük gösteri New York'ta Trump Tower önünde gerçekleşiyor. Onbinlerce gösterici New York sokaklarını savaş alanine çevirirken, yolları da kapatıyor. Gecenin 3'üne kadar devam eden gösterilerde Amerikan bayrağı yakan göstericiler, 'Trump bizim başkanımız değil' sloganları atıyor. Polis onlarca göstericiyi gözaltına almış durumda.
Amerika'nın büyük şehirlerinden Chicago, Dallas, St Louis, Washington ve Los Angeles'ta binlerce gösterici yine sokaklarda Trump'a öfkelerini gösterip yolları kapatıyorlar.
Başta CNN olmak üzere medya ve televizyonlar ise sürekli Trump aleyhine yayınlar yaparken halkın sokağa çıkması yönünde kışkırtıcı yayınlarını kesintisiz devam ettiriyorlar.
Yorumcuların çoğu bu sonuçların kabul edilemeyeceğini söylerken önümüzdeki günler için halkın daha kararlı şekilde tepki göstermesi yönünde yorumlar yapıyor ve daha karanlık günlerin henüz başlamadığını vurguluyorlar.
Hasılı, Türkiye'ye ve dünyaya demokrasi dersi vermeye çalışan Amerika ve Batı medyasının bu tehammülsüzlüğü de ayrı bir not olarak kayıtlara geçiyor.
Bu minvalde bu kadar gürültü patırdı çıkaran kitleye karşı anketçilerin Trump'ın kazanmasını bilememesini yorumlamaya gerek yok, ancak benim de karşılaştığım hakikat ise gerçekten Trump'a oy verecekler açıktan bunu dile getirmiyorlardı ve hala da oy verdik diyemiyorlar.
Herne kadar kabul edilmez söylemlerde de bulunsa, ve benim ilk günden beri bunun yapılabilirliliğinin olmadığını söylediğim, Meksika sınırına duvar, müslümanlar Amerika'ya girmesin ve saire, Trump aslında Demokratların bile içinde tuttuğu milliyetçi ve hatta ırkçı hislere tercüman oluyordu.
Öte yandan Türkiye'yi ilgilendiren hususlarda ilk açıklamalar müsbet yönde. Elbette öncelik FETÖ ve daha sonra Suriye ve Irak'taki gelişmeler ve tabii PKK/PYD.
Bu konularda Türkiye'ye gayet 'anlayışlı' yaklaşan çiçeği burnunda Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini tebrik etmek için aradığında yaptığı davete icabet edecek ve bunu bölgede sağlam ve güvenilir, ve tabii 'asıl' müttefikle hareket etmenin gerekliliğini göstermiş olacak.
Bunu rahatlıkla yapabilecek mi, Amerika iç dinamikleri ve hatta Avrupa buna nasıl yaklaşacak o da ayrı muamma!
Kesin olan şu ki önümüzde büyük bir bilinmezlik bizi bekliyor vesselam!
@yusufserce twitter.com/yusufserce
