Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2437.87
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Şubat 2020

Türk Dış İşlerine açık çağrımdır

Yakın coğrafyamızın içinde bulunduğu acıklı durum, bölge ülkelerinin birbiriyle her zamankinden daha fazla ilişki geliştirmesini zorunlu kılmaktadır.

Sömürgeci güçlerin ayrıştırıcı politikalarından devamlı şikâyet etmek yerine alternatif çözümler üretmek gerekir. Bir büyüğümün şu sözünü tekrar etmek durumundayım‘’ İblise ‘niye İblislik yapıyorsun?’ diye sorulmaz’’

Bu bağlamda geçen haftaki yazımızda Türk dış politika yapıcıları ve uygulayıcılarına; Türkiye’nin Libya’dan sonra Lübnan’la da bir anlaşma yapması gerektiğini önermiştik bu hafta da aynı önerimizi tekrar ediyoruz. Zira bu önerimizin temeli iki makul nedene dayanmaktadır. Bunlardan biri ekonomik, diğeri ise, güvenlik ile ilgilidir.

Önce güvenlik:

Deniz güvenliğini tehdit etme potansiyeli açısından baktığımızda mevcut denizlerin içinde en riskli coğrafyanın Akdeniz olduğunu görürüz. Çünkü Akdeniz’in çok aktörlü olması ve her bir aktörün ayrı bir hesabı olması meseleyi daha da karmaşık hale getirerek güvenlik riskini artırmaktadır. Sömürgecilerin Akdeniz’de Türkiye ve Lübnan’ın haklarını gasp etme niyetlerinin olması ve bu niyetlerini gerçekleştirebilme kapasitesi göz önünde tutulduğunda önerimizin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bu nedenle Türkiye ile Lübnan’ın Akdeniz’de bir anlaşma yapmaları her iki ülkeye yönelmiş tehditlere karşı daha etkin mücadele imkânını sağlayacaktır.

Ekonomik neden:

Lübnan’ın karasuları içinde büyük miktarda petrol keşfedildi. İsrail o bölgenin kendisine ait olduğunu iddia ederek iki ülke arasında gerginliğe neden oldu. Şimdi İsrail Güney Kıbrıs üzerinden bir takım ayak oyunlarıyla oradaki petrole sahip olmak istemektedir. Benzer şekilde Türkiye’yi de Doğu Akdeniz enerji kaynaklarından mahrum etmek için dar bir alana sıkıştırmak istiyorlar. Dolyısıyla Türkiye ile Lübnan’ın karşı karşıya kaldıkları tehdit ortaktır. Bu şartlar altında Türkiye ile Lübnan’ın Doğu Akdeniz’de bir anlaşma ile ortak hareket etmeleri her iki ülkenin jeopolitik gerçeklerine uygun olacağını düşünüyorum.

Üç kıtanın kesiştiği bir coğrafya olan Akdeniz tarih boyunca büyük imparatorlukların ve devletlerin mücadele alanı haline gelmişti. Günümüzde de stratejik önemini koruyan Akdeniz, bir de zengin enerji kaynakları keşfedilince, küresel ve bölgesel rekabetin merkezi haline geldi.

Türkiye’nin etrafında önemli gelişmeler olurken kendi içindeki anlamsız tartışmalara bir an önce son vermelidir. İktidarıyla muhalefetiyle Doğu Akdeniz’deki haklarına sahip çıkması sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de önemli olacaktır.

Türk dış politikasını oluşturanlar Doğu Akdeniz’de yaşanan dinamik gelişmeleri dikkate alarak, Lübnan’la bir anlaşma yapmaları önemli olacaktır.