Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Ekim 2014

Türkiye asla savaşmamalı!

Yavuz Sultan Selim, hazineyi ağzına kadar doldurmuş ve "Bundan böyle kim hazineyi ağzına kadar doldurursa kendi mührüyle mühürlesin, dolduramazsa benim mührümle mühürlesin" demişti.

Yavuz'dan bir asır bile geçmeden, 1584 tarihinde, Türkiye, Tarihi'nin ilk ciddi devalüasyonunu yaşadı.

1584 den itibaren Türk ekonomisi sürekli geriledi. Yavuz zamanındaki gücüne bir daha erişemedi. Sürekli irtifa kaybetti.

Ekonominin gerileyişine çareler arandı. Yöneticiler değiştirildi. İlim adamlarından çözümler, raporlar istendi. Koçi Bey çözüm için IV. Murat' a sunduğu risalede:

"Velhasıl Osmanlı Saltanatı' nın şevket ve kudreti asker ile, askerin gücü hazine ile, hazinenin geliri reaya(vatandaş) ile, reayanın ayakta durması adalet iledir." demişti.

"Devlet ordu ile, ordu hazine ile, hazine, vatandaş ile, vatandaş da adalet ile ayakta durur" diyordu.

Güçlü ordu, güçlü ekonomi, şaşmaz adalet vurgusu yapmıştı.

Koçi Bey'in programı uygulanamadı, ekonomi de toparlanamadı.

Köprülüler, Lale Devri, Tanzimat, Islahat, Meşrutiyetler, Devrimler yaşandı.

Ekonomide beklenen toparlanma gerçekleşemedi.

Milli gelir 1950 de 190 dolardı.

1983 de Özal iktidar olduğunda milli gelir 1540 dolar, bir yıllık ihracatımız ise 2.9 milyar dolardı.

Bu miktar Avrupa' da bir kasabanın ihracatı kadardı.

Özal, keşfettiği "Serbest Piyasa Ekonomisi" ile Türk ekonomisinin 400 yıllık kaderini değiştirdi. 90' lardaki Mesut, Demirel, İnönü, Ecevit 'li fetret ve fren dönemine rağmen hızımız 2001 de 30 milyar doları yakaladı.

AKP'nin de, "serbest piyasa ekonomisi" ni tavizsiz, kararlı, cesur sürdürmesiyle ihracatımız bugün 150 milyar doları, milli gelirimiz 10.000 doları aştı.

Türkiye'nin kalkınması, zenginleşmesi, Türkiye ile aynı kaderi yaşayan İslam ülkeleri için model ve moraldir.

Ekonomik gerilemenin çözümünün, devrim, darbe, ihtilal, sosyalizmle değil, sadece ve sadece "ekonominin doğal kurallarını işletmek"le olduğu anlaşıldı.

400 yıllık kördüğümün çözümü buydu!

Türkiye kalkınmada belli bir ivme yakalamış olmakla birlikte nihai hedefe ulaşmış değildir. Türkiye'nin nihai hedefe ulaşması kendisi ile birlikte İslam Dünyası'nın da kaderini değiştirecektir.

Türkiye'nin nihai hedefine ulaşmasındaki en büyük handikap, bulaşacağı bir savaştır. Muhtemel bir savaş hedefe koşan Türkiye'yi tökezleteceği gibi, İslam ülkelerinin de yüzlerce yılına mal olacaktır.

Türkiye' nin dahili ve harici bedhahları, elele Türkiye' yi paçalarından asılmakta, tökezlemeye, düşürmeye zorlamaktadırlar.

2013 mayısında ekonomimizin zirve yapmasıyla, "Gezi"yle hücum dönemi başlatıldı.

Gezi, 17 Aralık,25 Aralık, PKK Vandalizm'i birbirinin devamı olan, Türkiye' yi diz üstü düşürme girişimleridir.

Suriye' deki savaşın içine ısrarla itilmeye çalışılmaktadır.

Türkiye 40.000 dolar milli gelir seviyesine kadar kimseyle savaşmamalıdır, 40.000 dolar seviyesinden sonra da kimse Türkiye ile savaşamaz.

Türkiye, ekonomisini yönetmedeki dikkat ve titizliğini, "Tuzaklara çekilmeme" konusunda da göstermek zorundadır!