Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
35.06
Gram Altın
2475.20
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Eylül 2020

Türkiye Doğu Akdeniz'de haksız mı?

“Türkiye Doğu Akdeniz’de maksimalist politikalar içerisinde…”

Bu söylemi tanıdınız mı?

Son zamanlarda Doğu Akdeniz’de ve Ege Denizi’nde Türkiye’nin haksız tutumlar içinde bulunduğunu iddia eden sesler yükselişe geçti.

Yunanistan’ın bu tezlerini savunan bu açıklamalar nedeniyle vatandaşlarda “Acaba Türkiye olarak gerçekten fazla taleplerde mi bulunuyoruz” şüphesi ortaya çıkmaya başladı.

Hayır efendim. Rahat olun.

Türkiye Uluslararası Hukukun temel prensibi olan “hakkaniyet” ilkesine sıkı sıkıya bağlı bir şekilde Mavi Vatan’ı belirledi.

Türkiye’nin de tarafı olduğu 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin V.Kısmında yer alan “Münhasır Ekonomik Bölge” başlığı altındaki “Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması” alt başlığı altında bulunan 74.maddede şöyle diyor:

1- Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması, hakkaniyete uygun bir çözüme ulaşmak amacıyla, Uluslararası Adalet Divanı Statüsünün 38. maddesinde belirtildiği şekilde uluslararası hukuka uygun olarak anlaşma ile yapılacaktır.

2- Uygun bir süre içerisinde bir anlaşmaya varamadıkları takdirde ilgili devletler XV. Kısımda öngörülen usullere başvuracaklardır.

3-1. paragrafta öngörülen anlaşma akdedilinceye kadar ilgili devletler, anlayış ve işbirliği ruhu içerisinde, pratik çözüm getiren geçici düzenlemelere girişmek ve bu geçiş süresi içerisinde nihai anlaşmanın akdini tehlikeye düşürmemek veya engellememek için ellerinden gelen gayreti göstereceklerdir. Geçici düzenlemeler, nihai sınırlandırmaya halel getirmeyecektir.

4- İlgili devletler arasında yürürlükte olan bir anlaşma varsa, münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılmasına ilişkin sorunlar bu anlaşmaya uygun olarak çözümlenecektir.

Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın bir sınırı yok. Sınırı olan ülkeler: Suriye (Türkiye ile kıyıdaş ülke), Lübnan, İsrail (Filistin’in buradaki hakları ayrıca not edilmeli), Mısır ve Libya.

Yunanistan Megalo İdea hayalini gerçekleştirmek için Güney Kıbrıs ile bağını koparmamak adına Meis adasını kullanıyor.

Türkiye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile direkt temas kurmayarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni adadaki muhatap olarak gösteriyor.

İsrail ve Mısır açıklarında keşfedilen gaz yataklarından heveslenen GKRY’nin adadaki sorunlar çözülmeden tek başına adanın sahibi gibi davranarak Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmesini ardından petrol/doğal gaz arama faaliyetleri için lisanslama yaptığını unutmayalım.

GKRY’nin bu adımı sonrasında Türkiye’de Libya ile bir anlaşma yaparak bölgedeki aktörlerin arasında Yunanistan’ın olmadığını açıkça deklare etmiş oldu.

Şimdi gelelim iç politikadaki seslere…

Meis adası üzerinden Doğu Akdeniz’de söz sahibi olmak isteyen Yunanistan’ın haklı olduğunu söyleyen ve Türkiye’nin maksimalist talepleri olduğu iddialarında bulunanların maalesef konunu arka planından haberleri yok.

Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulacak böyle bir dönemde aykırı sesler ile vatandaşların aklını karıştıranlara karşı dikkatli olunmalı.

Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi konusunda herkesi sorumluluk almaya davet ediyorum.

Türkiye’nin iç işlerinde tartışmaların olması demokrasinin bir gereğidir. Ama Türkiye’nin dış meselelerinde araştırmadan, politikaların nedenlerini sorgulamadan, sadece popülerliğini kaybetmemek için konuşanların verdiği zarar Yunanistan’dan çok daha fazladır.

Yunanistan hiçbir savaş kazanmadan topraklarını genişleten “bedavacı” bir ülkedir. Devam eden gerilimler ile kendisini mağdur durumunda tutarak başka güçlerin arkasına sığınmayı politik bir “alışkanlık” haline getirilmiştir.

Bu politika ile haklı davamızda dünyayı başımıza toplamaya çalışan Yunanistan’a bir de içeriden bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olanların verdiği destek 83 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına yapılacak en büyük kötülüktür.

“Erdoğan her işi yanlış yapar” diyerek sürekli muhalefet etmeyi iş sanan kişileri kimse ciddiye almasın. Doğu Akdeniz bir parti politikası değil devlet politikasıdır.