Türkiye, Neyin Kavgasını Veriyor?
Türkiye içeride ve dışarıda kavga veriyor, neredeyse yedi düvele karşı savaşıyor. Bir taraftan referandum süreci, diğer taraftan Suriye'de süren savaş kavganın boyutlarını büyütüyor. Hollanda Hükümeti, önce Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağının iniş iznini iptal etti. Daha sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'yı, persona non grata yani "istenmeyen kişi" ilan ederek sınır dışı etti. Ardından Avusturya Başbakanı Christian Kern, Avrupa Birliği'ne çağrıda bulunarak, Türk siyasetçilerin referandum kampanyalarına AB ölçeğinde bir yasak getirilmesini talep etti. Benzeri şekilde Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler son dönemde oldukça inişli çıkışlı bir seyir izliyor.
Peki, tüm bu yaşananların anlamı nedir? Bunun nedeni oldukça basit aslında; Türkiye kendi bölgesinde aktör olmaya başladığı andan itibaren, krizlerle karşı karşıya kalmaya başladı. Türkiye, bağımsız olmak istemesinin kavgasını veriyor. Bu kavga, Cemil Meriç'in ifadesiyle Olympos Dağı'nın çocuklarıyla Hira Dağı'nın evlatları arasındaki bir savaştır. Ve hiç bitmeyecek bir savaşu2026
Türkiye'ye Neden Saldırıyorlar?
Kavganın önemli bir göstergesi de Türkiye'nin son dönemde karşı karşıya kalmış olduğu terör saldırılarıdır. Türkiye bir anda PKK'nın, DEAŞ'ın, DHKP-C'nin ve FETÖ'nün saldırılarına maruz kaldı. Bunun da temel nedeni, Türkiye'nin kendi bölgesinde aktör olmaya ve kendi bağımsız politikalarını üretmeye başlamasıdır. Bu ülke saldırı altındau2026 Tarihin başından beri aynı şekilde işleyen bir mekanik yeniden işlemeye başladı. Küçültülmüş, kontrol edilebilir Türkiye arzusunda olan devletler, taşeron örgütleri vasıtasıyla Türkiye'yi ipotek altına almaya çalışıyor. Siz FETÖ'nün sadece yerli bir organizasyon olduğunu mu düşünüyorsunuz? FETÖ, küresel sistemin bir taşeronudur.
Son dönemde yaşadığımız Hollanda krizine yakından bakalım; Hollanda şu anda hem Almanya'nın hem de Avrupa'da yükselen aşırı sağın borazanlığını yapıyor. Yaşanan bu kriz, temelde bir değer üretemeyen Avrupa'nın krizidir, iflasının göstergesidir. Öncelikle Avrupa, güçlenen bir Türkiye istemiyor. Günübirlik politikalar ve popülist söylemlerle demokratik düşünceyi ipotek altına almaya çalışıyor. Aşırı sağın ve ırkçılığın borazanlığını yapan Geert Wilders'ın seçim bildirgesine bir bakın. Hollanda'daki bütün cami ve İslam okullarının kapatılacağını, kamusal alanda başörtüsü ve diğer İslami simgelerin yasaklanacağını vurgulayan ırkçı politikacılar, AB'yi de dağıtmayı hedefliyor. Aşırı sağ, öncelikle Avrupa sonrada dünya için tehlikelidir.
"Türkler geliyor!"
Bir de tarihsel olarak Türkiye ile Avrupa birbirinin ötekisi olmuştur. Avrupa, Türk korkusu üzerinden kendi kimliğini inşa etmiştir. Rivayetlere göre, Fatih'in ünlü komutanı Gedik Ahmet Paşa'nın 1480 yılında İtalya'nın Otranto şehrini fethetmesi üzerine bölgede bir Türk korkusu oluşmaya başlar ve bu korku dalga dalga tüm Avrupa'ya yayılır. O tarihten sonra, anneler çocuklarını "Türkler geliyor!" diye korkutmaya başlar. Türk korkusu, Avrupa'nın kimliğinin bir parçasıdır. Yani Avrupa'nın ve Hollanda'nın tavrı sadece referandum ile ilgili değildir. Olayın önemli bir boyutu tarihte saklıdır. Mesele, Türk korkusudur. Tarihsel korkunun güncellenmesi hadisesidir.
