Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Eylül 2023

​Türkiye Yüzyılı Anayasası

“Ülkemizi sivil anayasaya kavuşturmak arzumuz da hayalin ötesinde siyasetimizin aksiyonu oldu… Türkiye Yüzyılını sivil bir anayasa ile inşa etmek istiyoruz. Türkiye artık darbe döneminin mahsulü bir anayasa ile yönetilmeyi hak etmiyor. Türkiye’ye yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmak yakışır…”

Yukarıdaki sözler Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a aittir. Son derece değerli ve bir o kadar önemli olan bu açıklama, Türkiye'nin neden yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğunun özeti niteliğindedir.

“Türkiye’ye yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmak yakışır…”

Gerçekten de çok çarpıcı sözler!

Uzun yıllardır özlemini çektiğimiz, ihtiyacını her yerde, her durumda hissettiğimiz bir üst yasaya kavuşmamız söz konusu olunca heyecanlanmamak mümkün mü?

Türkiye hiçbir zaman kendi sivil anayasasını oluşturmadı. Çünkü Türkiye'de anayasalar 1924-1961-1982’de hazırlanmıştır. 1924 Anayasası Cumhuriyetin kuruluşunu müteakip aylarda (20 Nisan 1924) kabul edilmiş olup olağanüstü dönem anayasalarıdır. İmparatorluğun tasfiyesi ve kurtuluş savaşı şartlarının ürünü olan 1924 Anayasası’ndan sonra, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi tarafından hazırlanan 61 Anayasası 21 yıl sonra gelen ve dün 43. Yıldönümü olan 12 Eylül faşist cuntası tarafından lağvedildi. Yerine ayrıştırıcı, ötekileştirici özelliklere sahip bir anayasayı millete dayattı.

Artık ne dünya ne Türkiye soğuk savaş dönemini yaşıyor. Siyasette, savunmada, diplomaside yenidünyanın şartlarına uygun, hukukun üstünlüğünü esas alan sivil bir anayasa için geç kalmış bulunuyoruz. Allah var, Ak Parti 2007 seçimlerinden sonra sivil anayasa için kolları sıvadı lakin başta CHP ve HDP olmak üzere TBMM’deki diğer partilerin isteksizliği süreci akamete uğratmıştı. 2011 seçimlerinden sonra ise umutlarımız boşa çıktı.

Anayasalar ülkelerin, devletlerin görünen ve görünmeyen yüzüdür. Çünkü anayasalar; “…devletlerin rejimini, teşkilatlarını, siyasal ve sosyal yapılarını, temel organlarını, kişileri temel hak ve özgürlüklerini belirleyen, bunların kuruluş biçimlerini, görev ve yetkilerini düzenleyen üst yasalardır…” Bu üst yasalara uygun alt yasalar hazırlanır. Alt yasaların üst yasalara aykırı olması düşünülemeyeceğinden üst yasaların büyük hassasiyet ve kuşatıcılığı esas alması gerekir lakin önceki anayasalara baktığımızda bu ilkelerin dışarıda bırakıldığını rahatlıkla görebiliyoruz.

Sayın Erdoğan'ın açıklamalarına baktığımızda eylem-söylem birliğini görebiliyoruz. Çünkü sivil anayasa isteği retorikten ibaret değil Sayın Cumhurbaşkanı’nın. Ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını özetlemiş olması onun ve partisinin hatta Cumhur İttifakı’nın samimiyet ve ciddiyetini gösteriyor:

“… Önce Cumhur İttifakı olarak biz ön hazırlıklarımızı yapacağız ve bu ön hazırlıklarımızı yaptıktan sonra da Parlamentoda grubu olanlarla bu konuyu olgunlaştırmanın gayreti içerisinde olacağız... Zira anayasa olmazsa olmazımız. Yani bir kenara bunu atmamız mümkün değil. Şu an itibarıyla parlamentodaki grubumuz diğer gruplarla görüşmelerini yapıp eğer birlikte bir adım atabilirsek, müşterek olarak böyle bir sivil anayasayı yapabilirsek adımımız bu olacak…”

Bundan sonra milletin en önemli talebi sivil anayasa olacak. Milletin gündeminde hayat pahalılığı olması sivil anayasanın ehemmiyetine halel getirmez çünkü 100 yılda pek çok ekonomik kriz atlattığımız halde bir tek sivil anayasa yapabilmiş değiliz.

Muhalefetten umutlu muyum?

Hayır!

“Anayasa ancak askeri darbe sonrası yapılır” düşüncesine sahip anlayışın sivil anayasa istediklerini sanmıyorum. İş Cumhur İttifakı’na düşüyor. Referanduma götürebilecek sayı elde edilebilir. DEVA ve Gelecek Partilerinden alınacak destek buna yeterli geliyor. Gerisi siyasi ferasete kalmış.

Burada sivil toplum kuruluşlarına, akademisyenlere, aydın ve fikir sahibi her bir vatandaşa iş düşüyor. Herkes ve herkesim bu sürece katkı sunmayı ihmal etmemelidir.

Hiç kimsenin Türkiye'nin yüz yıl sonra kavuştuğu bu imkânı tepme ya da erteleme hakkı da lüksü de yok!