Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​Türkiye'nin barış diplomasisi

İsrail’in, Filistin topraklarında uyguladığı soykırım, bütün dünyada nefretle karşılanırken “Türkiye’nin Barış Diplomasisi” dikkat çekiyor.

İsrail terör örgütünün, bütün dünyanın gözü önünde işlemeye devam ettiği soykırım, insanlığın nefretini, lanetini ve tepkisini çekerken ‘çocuk kasapları’nın destekçileri olan Batılı ülkelerin dünyadaki itibarı, her geçen gün daha da eriyor. Bu arada katliamın destekçisi ABD’deki üniversitelerde başlayan İsrail protestoları, dünyanın diğer ülkelerine de hızla yayılıyor. İnsanlık vicdanı, Siyonist İsrail’in pervasızlığına isyan ediyor. Yarının aydınları olacak üniversiteli gençler, bu alçaklığı her türlü tehlikeyi göze alarak düzenledikleri çeşitli eylemlerle kınıyorlar. Sarsıcı protestoların İsrail, ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa’dan oluşan “beşli çete” yöneticilerini korkutmaya başladığı anlaşılıyor. Bunun için şiddet içeren sindirme hareketleri başladı. Polisler, öğretim üyelerine ve öğrencilere çok sert ve acımasız müdahalelerde bulunuyor. Görünen o ki, artık dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve İsrail hak ettiği cezayı mutlaka alacaktır. Bu insani ve vicdani duruşun giderek büyümesinde Türkiye’nin rolü şüphesiz çok büyük. Hatta İsrail’i ve destekçilerini en çok rahatsız eden ülke Türkiye’dir denilebilir. Ticaret Bakanlığı’mızın İsrail ile olan bütün ticaretini tamamen kesmesi, Gazze’yi kana bulayan katilleri endişelendirdi. Dünya genelindeki boykotların yanı sıra İsrail ile ilişkilerin kesilmesi ve Filistin davasına sahip çıkılması, bölgede barış ve huzur ortamını sağlayacaktır.

Türkiye’nin öncelikli gündem maddelerinden birisi Gazze ve Filistin topraklarında akıtılan kanın durması. Esasen bu müdahale, hem 2 milyarlık İslam dünyasının ilk ve en acil vazifesi, hem de dünyanın temel meselesidir. Zira kana susamış olan İsrail terör örgütü, Filistin’den sonra da boş durmayacak, diğer komşu Arap ülkelerine de saldıracaktır. Sapık bir inanca sahip olan Siyonist İsrailliler, Orta Doğu topraklarının kendilerine vaat edildiğini iddia ediyorlar. Bu mülk hırsızlarının ve haydutların önü kesilmezse ve yaptıkları katliamlar durdurulmazsa, bütün dünyanın başına bela olacakları kesin! Batı ülkeleri sanmasın ki rahat edecekler. Destekledikleri diğer terör örgütleri nasıl eylemleri ile Avrupa’nın altını üstüne getiriyorsa İsrail’in cinayetlerine ortak oldukları için onlar da asla huzur bulamayacaklardır. Öncelikle kendi vatandaşları bu zulme isyan edecektir. Nitekim üniversiteleri direnişe başladı bile. Bu kardeşlik ve dayanışma rüzgârının artarak devam edeceğine inanıyorum. Artık hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak, “Gazze Kasabı” ve destekçileri, er-geç işledikleri cinayetlerin hesaplarını vereceklerdir.

FİLİSTİN’İN HAKLI DAVASI

Türkiye, her ortamda ve fırsatta Filistin davasını samimiyetle desteklemiş, mazlum kardeşlerimizin yanında olmuştur. Bu soylu tavır, hem devletimiz, hem milletimiz tarafından her zaman bütün dünyaya net biçimde gösteriliyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları arasında çıkan İşgal Altındaki Filistin’in Haklı Davasında Türkiye’nin Barış Diplomasisi seçkin bir kitap. Dünyanın farklı dillerine de çevrilen eser, İsrail’in kapkara yüzünü gösterirken masum Filistinlilerin haklılığını da açıkça ortaya koyuyor. Bugün dünyada uyanan “küresel intifada”nın temelinde bu yayınların etkili olduğunu söylemeliyiz. Şükürler olsun ki Türkiye, yayın sahasında da başı çekiyor ve hakikatleri herkesin önüne bütün çıplaklığıyla seriyor.

Eserin “Takdim” yazısı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından kaleme alınmış. Makalenin ilk satırları şöyle başlıyor: “Yıllardır yeryüzünde en büyük adaletsizliklerin ve dramların yaşandığı işgal altındaki Filistin toprakları, bir kez daha kan, gözyaşı ve tarifsiz acılara şahitlik ediyor. Yaşananlara uluslararası kuruluşlar ve birçok ülkenin sessiz kaldığı Gazze’de milyonlarca sivil, ihtiyacı olan gıda, ilaç ve insani yardımda mahrum bırakılıyor, toplu hâlde cezalandırılıyor. İşlenen onca zulme, savaş suçuna ve katliama rağmen vicdanlar harekete geçmiyor, dünya olup biteni izlemeye devam ediyor.”

TÜRKİYE’NİN SAĞLAM DURUŞU

7 Ekim’de başlayan ve Gazze’de insanı, tabiatı ve coğrafyayı yok etmeyi hedefleyen büyük bir saldırı ile karşı karşıya kaldığımızın vurgulandığı yazıda, hastanelerin, okulların, camilerin, kiliselerin, tarihî mekânların, pazar yerlerinin, mülteci kamplarının bombalandığı hatırlatılıyor. “Masum çocuklar, kadınlar, yaşlılar acımasızca katlediliyor. Abluka altındaki Gazze’de en temel insan hakları bile yok sayılıyor.” denilen takdimde, güçlü Türkiye’nin ve merhametli insanımızın bu konudaki sağlam duruşuna şöyle dikkat çekiliyor: “Geçmişten günümüze zulme uğrayanın yanında, zalimin karşısında olan, mazlumlara kucak açan Türkiye, bugün de masum ve mazlum Filistin halkının yanında durmaktadır. Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde yapılan katliamların durdurulması, bizim hem insani vazifemiz hem de inancımızın bir gereğidir. 7 Ekim tarihinden bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan da Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması için gayret gösteriyoruz. Gazze’deki kardeşlerimizi asla sahipsiz, çaresiz bırakmadık ve bırakmayacağız.”

620 sayfalık büyük boy eser, titiz bir hazırlık, geniş bilgiler ve mükemmel bir mizanpajla okuyucuların önüne çıktı. Yedi ayrı bölümde âdeta Filistin Meselesi dünden bugüne bütün cepheleriyle ele alınmış. Şu bölüm başlıkları, kitabın mahiyeti, muhtevası ve önemi hakkında bize doyurucu bilgi veriyor: “İsrail-Filistin Meselesinin Tarihsel Arka Planı”, “İsrail’in Filistinlilere Yönelik 7 Ekim 2023 Tarihinde Başlayan Soykırım Girişimi”, “İsrail’in Saldırılarında Hayatlarını Kaybeden Siviller”, “Filistinli ve İsrailli Yetkililerin Açıklamaları”, “Uluslararası Toplumun İsrail-Filistin Meselesine Yaklaşımı”, “İsrail Barbarlığının Ulusal ve Uluslararası Medya Yansımaları”, “Türkiye’nin Filistin Davasına Desteği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Barış Girişimleri”. Eser, fotoğraflar, istatistikler, haritalar ve diğer görsellerle zenginleştirilmiş. Bilhassa gözü dönmüş İsrail askerlerinin attıkları bombalarla yaralanmış veya hayatlarını kaybetmiş bebeklerle çocukların görüntüleri, insanın içini acıtıyor. Ama bu kötülükler teşhir edilmeli ki insanlık vicdanı uyansın, hürriyet meşaleleri yakılsın, öğrencileri ve hocalarıyla özgür üniversiteler, muhtelif ülkelerden halklar, bu kötülük odaklarını soylu eylemleriyle durdurabilsin.

İNŞA VE İHYA ÇALIŞMALARI

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları’nın bir ikinci eseri “asrın felaketi”ne dair. Geçen yıl 11 ilimizi etkileyen ve hepimizi derinden sarsan büyük depremlerin birinci yılı münasebetiyle hazırlanan İnşa ve İhya Çalışmaları, depremzede vatandaşlarımız için yapılan çalışmaları bir araya getiriyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan kitap, ülkemizde büyük yıkıma yol açan deprem sonrasındaki bir yıllık süreçte yaraları sarmak için devletimizin bütün kurumlarıyla nasıl çalıştığını ve halkımızın üstün çabasını kayda geçirmesi bakımından önem kazanıyor. Bu eserin de ‘Takdim’ini kaleme alan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinin açtığı yaralardan, uyandırdığı acılardan, bıraktığı derin izlerden bahsederken devlet-millet işbirliğiyle nasıl kısa zamanda toparlanıp ayağa kalktığımızı da dile getiriyor.

SEVİNÇTE VE TASADA BİRLİK

“Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen kayıplarımızın acısı hâlen yüreklerimizi yakıyor.” denilen makalede, yaraları sarmak için birlik ve beraberlik ruhu içinde gösterilen gayretlerden de söz ediliyor. Bundan sonra yapılacak çalışmalar hakkında şunları öğreniyoruz: “Bir taraftan 6 Şubat depremlerinin açtığı yaraları sararken, diğer taraftan da ülkemizdeki tüm şehirleri depremlere karşı daha dayanıklı ve dirençli hâle getirmeye gayret ediyoruz. Yakın dönemde yaşadığımız deprem felaketleri güvenli şehirler için kentsel dönüşümün önemini ve gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Başta İstanbul olmak üzere 81 vilayetimizde yapacağımız en büyük iyiliğin kentsel dönüşüm hamleleri olduğu kanaatindeyiz. Deprem bölgesinde inşa edilen yeni konutlar ve kentsel dönüşüm projeleriyle önümüzdeki dönemde 1,5 milyonu İstanbul’da olmak üzere 6 milyon yeni konutu ülkeye kazandırmayı hedefliyoruz.”

Eserin birinci bölümünde, “Geçmişten Günümüze Yıkıcı Depremler”e dikkat çekiliyor. Hemen ardından şu kısmı okuyoruz: “Asrın Felaketi Kahramanmaraş Depremleri”. Diğer başlıklar ise şöyle: “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli”, “Deprem Sonrası Dayanışma”, “Türkiye’nin İnşa ve İhya Seferberliği” Kitabın zengin muhtevasında istatistiki bilgiler, deprem görüntüleri, yeni yapılar ve düzenlenen toplantılarda çekilmiş fotoğraflar da yer alıyor. Kitabın bütününde insanlarımızın büyük dayanışması gözler önüne seriliyor.

AYIN TARİHİ

Prof. Dr. Fahrettin Altun’un idareciliğini başarıyla yürüttüğü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, her ay seviyeli bir dergiyi de kültür hayatımıza kazandırıyor. Ayın Tarihi isimli mecmuanın üç sayısı elimde. Seçtiğim bazı yazıların ve makalelerin başlıkları, derginin nasıl hayati mevzularla okurların karşısına çıkarıldığını gösteriyor. İşte onlardan bir kaçı: “100 Yaşındaki Cumhuriyetimiz Kökleri Derin Bir Ulu Çınar Gibi!” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaleminden çıkan makalede şu satırlar çok mühim: “Bugün 100. Yaşına ulaşan Türkiye Cumhuriyeti, kökleri derinlerde ulu bir çınar misal ihtişamıyla göz kamaştırmaya devam ediyor. Binlerce yıllık devlet geleneğimizin yeni bir halkası olan Cumhuriyetimiz, bu topraklarda kurduğumuz ilk değil en son devletimizdir. Türkiye Cumhuriyeti, köksüz, tarihsiz, hudayinabit ve nevzuhur bir devlet değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıldır elden ele, gönülden gönle ve nesilden nesle aktarılan muazzez bir hazinedir.” Fahrettin Altun’un makalesi, “Köklü Geçmişten Güçlü Geleceğe” başlığını taşıyor. Ayın Tarihi’nde yer alan diğer bazı konular şöyledir: “Millî Enerji ve Maden Politikası”, “Birleşmiş Milletler’e Daha Âdil Bir Dünya Çağrısı”, “Türk Devletleri Teşkilâtı”, “Rami Kütüphanesi”, “Dezenformasyona Karşı Türkiye’nin Hakikat Mücadelesi”, “Türkiye’nin İnsanlı İlk Uzay Yolculuğu”, “Münir Özkul”, “Tarihte Canlı Yayınlanan İlk Soykırım Davası”, “Âşık Veysel”, “Cem Karaca”, “Millî Saraylar”, “Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi”, “Sokullu Mehmet Paşa Kütüphanesi”.