Dolar (USD)
32.35
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2392.26
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Mart 2016

Türkiye'nin geleceğine ilişkin kimse yeise kapılmasın

TÜRKİYE, Temmuz ayından bu yana sıkıntılı günler yaşıyor.

Bir taraftan PKK'nın öz yönetim teranesi, diğer taraftan Suriye'de Rusya'nın fiili müdahalesi ile gerilen bölge, sınır ihlalleri ve Rus uçağının düşürülmesi, yoğunlaşan şehit haberleri, Ankara Gar, İstanbul Sultanahmet patlamaları, Ankara askeri servis araçları ve Kızılay saldırıları, en son İstanbul İstiklal caddesi saldırıları. Ülke iyice gerildi.

Algı ülkenin yaşanmaz bir hal aldığı şeklindeydi. Terörün Türkiye'yi esir aldığı algısı yayıldı.

Sanki bir el bir taraftan PKK'yı, bir taraftan DAEŞ'i kullanıyor. Hedef nedir? Neyin peşindeler? Bilinmez bir durum. Terör, Batı'ya (Avrupa'ya) uğramayacak gibi ses soluk duyulmaz olmuş, 'Türkiye'ye oh olmuş' dercesine bakılıyordu.

Salı günü hem NATO'nun, hem AB'nin ana merkezi durumundaki Brüksel'de aynı anda 3 değişik noktada bombalar patlayıncaya kadar tabii.

Bunu dünyayı yönetenler anlamadı; 'bizi sokmayan yılan bin yaşasın'.

Yılan değil mi? İşi sokmak. 'Beni sokmaz' diye bir şey yok. Şunun altı net olarak çizilmelidir; Terör belası ile ne bir ülke ne de bir millet terbiye edilir. Terbiye etmeye kalkarsanız sizi de ısırır, sizi de sokar. Nitekim öyle oluyor. Fransa bunun acısını yaşadı. Daha faillerini bile yakalayamadılar.

Mecliste olup bitenler

Salı günü Meclis'e uğradım. Size Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun taşeron işçilerin kadroya alınacağını açıkladığı konuşmasını yazacak değilim. Konuyu bütün detayları ile takip ettiniz. Ama gördüğüm havayı aktarmaya çalışacağım.

Yaşanan terör olayları nedeniyle son zamanlarda Meclis'te de gergin hava vardı. Vekillere de bu hava yoğun şekilde yansıyordu. Bir defa Brüksel'deki patlamalar nedeniyle terör konusunda yalnız olmadığımız ortaya çıktı. Bu belanın sadece Türkiye'nin derdi olmadığı anlaşıldı. Çünkü bu yalnızlık psikolojisi gerçekten Türkiye'de fazlası ile etkisini göstermişti.

Brüksel patlaması Meclis'in gündemindeydi. Anlamaya çalışılıyordu. Ama Brüksel saldırısı terör derdi konusunda yalnız olmadığımızı ortaya koydu.

Orduların yerine terör örgütleri

AB Uyum Komisyonu Başkanı Kasım Gülpınar ile karşılaştık. Brüksel'deki patlamaların ne manaya geldiğini konuştuk. Türkiye'ye yansımalarını anlamaya çalıştık. Bir ara İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün basın bürosunda televizyon kanalına verdiği Brüksel değerlendirmelerine kulak kesildim. Külünk ile tanışmasak da anlattıkları dikkat çekici idi. Düşündüklerimizle paralellik arz ediyordu. Ülkelerin artık ordularla değil terör örgütleri vasıtası ile savaş verdiklerine işaret etmesi gibi. Bu nedenle terörü kullanan her ülkenin zarar göreceği muhakkak.

Meclis koridorlarına girince çıkması zor oluyor. Biraz da seyrek uğrarsanız selamlaşmalar bile günü dolduruyor. Uzun süredir görüşmediğim bölgemizin milletvekili Sema Kırcı ile kuliste buluştuk. Sema hanım AK Parti'nin uluslararası ilişkiler uzmanlarından. Tabii olarak Balıkesir'in yanında terör olayları ve dış bağlantıları ile Brüksel patlaması da sohbetimiz içindeydi. Bürokrasiden siyasete geçen ağabeyimiz Milletvekili Kasım Bostan da sonradan sohbetimize katıldı.

Son zamanlardaki terör olayları nedeniyle gergin bir hava beklerken Brüksel saldırıları ile yalnız olmadığımız algısının oluşturduğu nefes alan bir Meclis buldum.

Herkes kendi işinde

Bu hava sadece Meclis'te değildi. Bu yazıyı kaleme aldığım gecenin akşamında Bahçeli'de bir toplantıya katıldım. Toplantının konusu 'E-ticaret' idi. Toplantıda 50 kişiyi saydım. O sayıdan daha fazla da salon dışında vardı. Herkes kendi işinde. Gelecekle ilgili daha iyi neler yaparımın peşinde. Gündemlerinde terör yok. Gelecek var. Daha güzel yaşam için neler yaparız var. E-ticaretin geldiği nokta konusunda yeni bilgiler edindim. İnsanımızın yaşananlara aldırış etmeden işlerine devam ettiğini gördüm.

Onun için Türkiye'nin geleceğine ilişkin kimse yeise kapılmasın.

Cuma'nın bereketi üzerinize olsunu2026