Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Nisan 2019

Türkiye’nin gündemi seçim değildir!

31 Mart 2019 yerel seçimleri sona erdi. Memleket için hayırlı olmasını diliyoruz.

Seçimden sonra, seçim sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulunmak, seçmenin ne türden mesajlar verdiğinin izini sürmek, partilerin hissesine ne düştüğüne bakmak mutat hale gelen pratikler. Sonuçların ortaya çıktığı andan itibaren başlayan ve bir süre daha devam edecek olan bu tür değerlendirmelere yazılı ve görsel medyada tanık olacağız. Kuşkusuz her siyasi parti de sonuçları kendi içinde değerlendirecek.

Seçim bir yarış olduğuna göre kazananı da kaybedeni de olacaktır. Kazananın neyi, nasıl kazandığına bakması kaybedenin neyi, niçin kaybettiğini sorgulaması muhtemeldir.

Seçim sonuçları üzerine yapılan değerlendirmeler, Hıncal Uluç’un spor medyasına yönelik yaptığı eleştiriyi akla getiriyor. Uluç yıllardır spor medyasını kıyasıya eleştiren bir isim. Uluç’a göre spor yazarları skorborda bakıp yorum yapıyorlar. Eğer skor varsa alkışlıyorlar, yoksa yerin dibine geçiriyorlar. Oyunun niteliği, kalitesi veya kalitesizliği asla görüş alanlarında değil.

Misal; YSK Başkanı Sadi Güven açıkladı. YSK verilerine göre Ekrem İmamoğlu 4 milyon 159 bin 650 oyla 4 milyon 131 bin 761 oy alan Binali Yıldırım'ın önündeymiş.

Şimdi, rakamlar tersi olsaydı ne olurdu?

Keza Ankara’da 100 bin oy fark Mansur Yavaş lehine değil de Mehmet Özhaseki lehine olsaydı ne olurdu? Elbette, seçimin sonucu bakımından çok şey olurdu. Kazanan değişirdi. Ne var ki eleştiriye, tenkide muhtaç noktalar ne olurdu? Ortadan kalkar mıydı? Buharlaşır mıydı?

Türkiye şartlarında düşündüğümüzde muhtemeldir ki, evet; hem ortadan kalkar hem de buharlaşırdı! İşte yanlış olanın ve asıl sorgulanması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’nin asıl gündemi

Türkiye’nin asıl gündemi yerel seçimler değildir!

Türkiye’nin gündemi devlet-toplum ilişkisinin değişen aktörlere rağmen değişmeyen doğasıdır.

Türkiye’nin gündemi değiştirilmesi için yola çıkılan sistemin kazananın hep kasa olması gibi her seferinde hep kazanan olmasıdır.

Türkiye’nin gündemi Türkiye’ye dair sözü, iddiası olanların kendi iddiaları üzerinden vurulmuş olmalarıdır. Sosyalist, İslamcı, Liberal… Bunların hepsinin neredeyse sıfırı tüketmiş olmalarıdır. Dönüp dolaşıp itiraz etmekle ömürlerini tükettikleri şeylere şimdi gerekçe ararken kendilerini bulmalarıdır.

Türkiye’nin gündemi yaşanan söylem tıkanmasıdır. Coşkun bir nehir gibi çağlarken şimdi bir iki sembol ile var kalmaya çalışan söylemin çoraklaşmasıdır.

Türkiye’nin gündemi toplum kesimlerinin birbirlerine karşı düşmanlıktan “hasımlığa” bir türlü evrilemeyen konum alışlarıdır. (Düşmanlık düşman bilinenin imha edilmesi üzerine kurulu iken hasımlık sürdürülebilir karşılıklı mücadeleye dayalıdır.)

Türkiye’nin gündemi temel hak ve hürriyetleridir. Temel hak ve hürriyetlerin yara bere içinde kalmadan ayakta ve hayatta kaldığı herkes için adil ve özgür bir ülke idealidir.

Türkiye’nin gündemi hukuktur. Keyfiliğe ve hukuksuzluğa asla imkân ve fırsat tanınmamasıdır. Yapanın yanına kâr kalan zulümlerin, adaletsizliklerin son bulmasıdır.

Türkiye’nin gündemi eğitimdir. Son 200 yılımızın sancısı olan eğitim sistemi, adamları tarafından hapisten kaçırılan suçlu gibi verdiği onca zarara rağmen birileri tarafından ısrarla sistem, düzenek ve işleyişi itibariyle sorgudan kaçırılmaktadır.

Türkiye’nin gündemi üretimdir, ekonomidir. Adil bölüşümdür.

Türkiye’nin gündemi hesap verebilir ve öngörülebilir kamu teşekküllerinin inşasıdır.

Türkiye’nin gündemi yasa ve hukukla kayıt altına alınmış bir personel rejimidir. İlkel kabile kuralarının işlediği adamı olanın yükseldiği, cemaati olanın ilerlediği, partili olanın işi kaptığı, sendikası olanın atandığı bir işleyiş ve düzenekten tamamen kurtulmaktır.

Türkiye’nin gündemi çapsızlığın prim yapması, alkış alması, köşe ve köşelerde kurulup çilesini çekenlere, imtiyaz talep etmeyenlere, bir gram menfaat temin etmemişlere pis pis sırıtmasıdır.

Türkiye’nin gündemi medyasıdır. Niteliksiz yayınlar ve keskin nişancı yazarlardan geçilmeyen matbuat ve youtuber seviyesinde bir TV yayıncılığı ile medyasının topyekûn iflasıdır.

Türkiye’nin gündemi kültürdür, sanattır.

Türkiye’nin gündemi gençleridir, çocuklarıdır. Nasıl bir geleceğe hazırladığımızın idrakinden yoksun olduğumuz nesildir.

Türkiye’nin gündemi şehirdir. Tarihi ve kültürel dokularını soldurduğumuz şehirlerimizdir.

Türkiye’nin gündemi…

***

Seçimler gelip geçer…

Kalıcı ve kronik hale gelen sorunlarımız ise hep bizimle birlikte.

Onun için; seçimler bitti, asıl gündemimize dönelim lütfen!