Dolar (USD)
32.22
Euro (EUR)
35.03
Gram Altın
2472.05
BIST 100
10167.83
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Aralık 2013

\u00c2kif'in Duası

Mehmed u00c2kif, vefat yıldönümünde bir çok yerde hatırlandı. Türkiye'nin son yıllarında en çok yad edilen edebiyatçılarımızdan biridir u00c2kif. Çünkü O, sadece bir şair değil, vicdanı milleti için sızlayan, yüreği halkı için parçalanan, zihni her zaman milletinin derdiyle dolu olan bir fikir, iman ve dava adamıdır, münevver ve mütefekkirdir. Safahat başucu kitaplarımdan. Sayfalarını çevirdikçe, bugünkü meselelerimize de ışık tutan bir çok şiiri görmek mümkün.
Milletimizin ezelu00ee hastalıklarından birisi de 'tefrika', yani ayrılık. "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez." diyerek bu sinsi tehlikeyi gösteren u00c2kif, "Vaiz Kürsüde" şiirinde inananlara şöyle nasihat eder: "Nedir bu tefrika, yahu! Utanmıyor musunuz? / Geçen fecayi'e hala inanmıyor musunuz? / Gömülmek istemeyenler boyunca hüsrana; / Nifakı gömmeli artık mezar-ı nisyana. / Unuttunuz mu ne korkunç edebsiz olduğunu? / Eşip de geçmişi hortlatmayın şu mel'u00fbnu!"
u00c2kif bir nasihatçıdır. Öğütleri bütün Müslümanlaradır. Parçalanıp bölünmenin kime yarayacağının derin idraki içindedir. Kalın gaflet uykusunun bir ölüm uykusu olduğunu hatırlatır herkese ve şöyle devam eder: "Cema'at elverir artık, bu uykudan uyanın, / Huda rızası için, dünkü hadisatı anın! / Kımıldamaz yine gelmezsek intibaha bugün, / İkinci uyku ne dehşetli bir ölüm, düşünün! / Ölüm kolayu2026 Diyebilsek sonunda: 'Kurtulduk!' / Bu intihar öteden, üç yüz elli milyonluk, / Zavallı u00c2lem-i İslam için elu00eem olacak! / Biz olmasak bu kadar hanüman yetu00eem olacak ! / Gıcırdamakla beraber seru00eer-i şevketimiz, / Bu du00eeni kurtaran ancak bizim hüku00fbmetimiz."
Asrın vicdanı u00c2kif, "Beş on vatansız için nara yakmayın vatanı!" dedikten sonra müminlere korkunç yangını gösterip akıl ve iman sahiplerini fitne ve fesada karşı ikaz eder: "Huda rızası için kaldırın nifakı.. Günah! / Alev saçaklara sarsın mı, ya ibadallah? / Sararsa hangimizin hanümanı kurtulacak? / O bir tutuşmaya görsün, ne od kalır, ne ocak! / Neden beş altı vatansız beş altı kundakçı, / Yığın yığın buluyor arkasında yardakçı? / Niçin haku00eer oluyor, sonra, durmayıp öteden, / 'Koşun! Diyen, bu cehennem henüz kıvılcım iken."
Mehmed u00c2kif bir asır ötesinden adeta günümüzün gerçeklerini görüyor. Bugün hayatta bulunsaydı ve İslam alemindeki korkunç acılara şahit olsaydı elbette yüreğinden kopan o canhıraş mısraları tekrarlayacaktı: "O nu00fbru gönder, İlahu00ee, asırlar oldu, yeter! / Bunaldı milletin afakı, bir sabah ister. / İnayetinle halas et ki, dalga dalga zalam / İçinde kaynamasın çarpınıp duran İslam!" Safahat, adeta bir dualar hazinesidir. Bugün de en çok ihtiyacımız olan dualar. "Ordunun Duası" muhteşem bir şiirdir. Şair, son bölümünde Hazret-i Peygamber'e seslenir ve yardım ister: "Ey Ulu Peygamberimiz nerdesin? / Dinle minaremde öten gür sesin! / Gel, bana yar ol ki cihan titresin, / Kimse dönüp süngüme yan bakmasın. / u00c2min! Desin hep birden yiğitler, / 'Allahu ekber!' gökten şehidler. / u00c2min! u00c2min! Allahu ekber! Allahu ekber!"
u00c2kif bir ikazcı, hatta mürşit edasıyla Müslümanların kalın gaflet perdesini yırtmak ister ve can havliyle şu feryadı koparır: "Ey cemaat, yeter Allah için olsun, uyanın.. / Sesi pek müdhiş öter sonra kulaklarda çanın! / Arzı oynattı yerinden yıkılırken u00ceran.. / Belki bir kıl bile ürpermedi sizden, bu ne kan! / Hiç sıkılmaz mısınız Hazret-i Peygamber'den, / Ki uzaklardaki bir mü'mini incitse diken, / Kalb-i pakinde duyarmış o mu00fbsibetten acı? / Sizden elbette olur ru00fbh-i Nebu00ee da'vacı. / Ey cemaat, uyanın! Yoksa, hemen gün batacak. / Uyanın! Korkuyorum: Leyl-i nedamet çatacak. / Ne vapurlarla trenler sizi bu00eedar etti! / Ne de toplar bu derin uykuya bir kar etti! / Sizi kim kaldıracak, Su00fbr'u mu İsrafu00eel'in? / Etmeyinu2026 Memleketin hali fenalaştıu2026 Gelin! / Gelin Allah için olsun ki zaman buhranlı; / Perdenin arkası u2013Mevla bilir amma- kanlı!"
Safahat'ın ikinci cildi "Süleymaniye Kürsüsünde" yer alan ve 100 yıl önce kaleme alınan şu mısralardaki içten yakarışa ve halis duaya "amin" dememek mümkün mü? Bir ahlak ve fazilet abidesi olan aziz u00c2kif'imiz şöyle dua ediyor: "Ya İlahu00ee bize tevfu00eekini gönderu2026 u00c2min! / Doğru yol hangisidir, millete gösteru2026 u00c2min! / Ru00fbh-i İslam'ı şedaid sıkıyor, öldürecek. / Zulmü te'du00eeb ise maksu00fbd-i mehu00eebin, gerçek, / Nara yansın mı beraber bu kadar mazlu00fbmu00een? / Bu00ee-günahız çoğumuzu2026 Yakma İlahu00ee! u00c2min! / Boğuyor u00c2lem-i İslam'ı bir azgın fitne, / Kıt'alar kaynayarak gitti o girdab içine! / Mahvolan aileler bir sürü ma'su00fbmundur, / Kalan avarelerin hali de ma'lu00fbmundur. / Nasıl olmaz ki? Tezelzül veriyor Arş'a enu00een! / Dinsin artık bu hazin velvele ya Rab! u00c2min! / Müslüman mülkünü her yerde felaket vurduu2026 / Bir bu toprak kalıyor du00eenimizin son yurdu! / Bu da çiğnendi mi, çiğnendi demek Şer'-i mübu00een; / Hak-sar eyleme ya Rab, onu olsunu2026 -u00c2min! / Ve'l-hamdü li'l-lahi Rabbi'l-alemu00eenu2026"