Dolar (USD)
32.29
Euro (EUR)
34.56
Gram Altın
2412.69
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ekim 2020

Uçurumda Bir Gömü

Şiir, geçmiş ile gelecek arasında kurulan ve mimarı şair olan bir köprüdür. Şair, bugünü yaşarken geçmişin deneyimlerini gözler önüne sererken ileriye dönük hedeflerin de belirleyicisidir. Şairin duruşu, hem geçmiş hem de geleceği görecek şekilde bugünde konumlanmıştır.

Şair, geçmişte yaşanılanlardan çıkartılması gereken dersleri az söz ile bize anlatıp geleceğimize ışık tutan meşaledir. Konuştukça Memlekettir, sustu mu hezeyanlar kaplar yeryüzünü ve bazen de avazı çıktığı kadar susandır şair.

Şairin esmerliğine bakmayın, hayatı toprak rengi olsa da kalbi bir kâğıt kadar beyazdır. Kalbi kadar beyaz olan kâğıtları duygularının kelimeleriyle süslemesini de bilir.

Şair, betonların arasına sıkışan kalbini uçurtmaya takıp şehirde yeni bir rüzgâr ile gitmeyi hep arzulamıştır. Fedakâr dostlarıyla ırmaklarla büyütmek ister çocukluğunu… Şair, bu hayatın deneme çekimini dünya telaşı içerisinde kendi aynasından yansıtır…

Şiir avcısı Üstad A.Erdem Bayazıt “Şair hep verendir, o bilir ki dağıttıkça çoğalır zenginliğimiz ve aşkın bir adı da berekettir. Ki şair aşk insanıdır. Hangi aşk yoktur ki başucunda bir şiiri olmasın?” derken aşkın adresi olarak şairin yüreğini işaret eder. Aşk dediğin acıdır şairde ve acıtır, kanatır yüreğini her dem.

Bir Açılış Töreni’nde kafa tutar dünyaya şair. Asidir, gönlünün güzelliğine uymayan hiçbir eylem işgal edemez ruhunu. Zihni de yüreği de bir devrimci duruşu taşır dizelerinde. Şairin kalbi tenhalanmazsa tüm dünyayı ateşe verecek kadar köz de söz de vardır bir şiirinde… “Kudüs için yazılan şiirler zalime atılan bir taş mukabilindedir.” sözü de bu duruşun resmidir.

Ödevine iyi çalışmış bir öğrencidir şair. Her şeyi bilir ve bu bilginliğiyle neyi, nerede ve nasıl söyleyeceğini de en iyi bilendir. İçine tuttuğu aynanın sırrı geleceğimize ışık tutar. Hayata dair gizleri açığa çıkarır şair.

Başımızda esmeye duran rüzgârların, rahmetin habercisi olduğunu en iyi bilendir. Dizelerden satırlara yol almaya koyulsa da kendini her daim bir şiirin gönlünde diriltecektir. Acının yanında yağmura da âşıktır şair.

Şiir yazmak yürek ve cesaret işidir. Şiir yazabilen kişi ağlamayı başarabilmiş ve buluttan bir yüreğe sahip olmuş demektir. Ki her şiir, şairinin gözyaşıdır.

Şair, yeryüzünün öğretmenidir. Öğretirken öğrenen, öğrendiğiyle amel eden ve kendinden sonraki nesillere rehberdir. Hele bir de gerçek hayatta da öğretmen ise şair, dokunacağı o körpecik yüreklerin vebali çöker ruhuna.

İşte böyle bir şair. Yaşadığı dönemde kıymeti bilinmesi gereken ve yaşarken anlaşılması mümkün bir insan: Mustafa Uçurum.

Mustafa Uçurum, “Hayatın kendisi konu. O konu içindeki imgeyi bulup çıkarabilmektir marifet.” derken şairliğinin yanında öykü yazmaktaki mahirliğini de bize gösteriyor. Son kitabı Uçurumda Bir Gömü böyle bir marifetin ürünü ve mahir bir kalemin elinde satırlar kitaba dönüşüyor. Hayatın içinden otuz öykünün yer aldığı bu kitapta okuyucu her sayfada kendinden izler buluyor.

80 Dönemi Türkiye’sinden izler barındıran öykülerin olduğu gibi ‘Bi’ Polar Alabilir Miyim?” gibi bir cümleden yola çıkarak yazılan öyküler de var. Okuyucusuna imge avcılığında ne kadar mahir olduğunu ustaca gösteriyor Mustafa Uçurum.

Kitabı okurken bir denizde aheste aheste kürek çekip huzura doğru giden bir sandaldaymışsınız hissi uyanıyor. Yazarın kelimelerden cümle, cümlelerden öykü, öykülerden bir kitap oluşturduğundaki rahatlığı ve ustalığı aynı güzellikte okurken size de sirayet ediyor. Şiir tadında, sıkılmadan ve keyifle okuyacağınız bir kitap olarak karşınızda duruyor Uçurumda Bir Gömü.

“Yazdığımız yazılar, şiirler geleceğe gönderdiğimiz mektuplar gibidir.” diyen Mustafa Uçurum’a selam eyleyip kendi sözleriyle yazımızı noktalayalım:

"Şairler bir işe el atarsa orada şiir tadı olur. Denemeci, bir deneme yazıyorsa denemedir o ama bir şair deneme yazıyorsa şiir tadında bir denemedir o. Şairin yazdığı öykü de şiir tadında olur ve öyküye bir ahenk katmış olur. Biz de Uçurumda Bir Gömü’deki öykülerimizi şiir tadında kaleme aldık.”