Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2433.30
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Haziran 2019

Ülke ölçeğinde Kentsel Dönüşüm önerisi-1

Kentler, bizim gibi ordu millet olarak yaşayanların savaşma ve kötülüğe karşı direnme yeteneğini ortadan kaldıran yerleşim modelleridir.

Önümüzdeki 15-20 yıl içinde dünya ölçeğinde büyük bir savaşın, bölüşümün ve dönüşümün gerçekleşeceği ortadadır.

Tek dünya devleti, büyük veri hazinesi, dağıtık bilgi zincirleme ve şifrelemesi, nesnelerin interneti, yapay zekâ, otonom üretim sistemleri, artırılmış gerçeklik, yeni nesil insan ve LGBT, uzayda ve yeni kolonilerde yaşam, insanlığın dönüşümü ve daha birçok kavram…

Bunların hepsi günümüzün, yakın ve uzak geleceğimizin bize zorunlu olarak dayatılan kavramlarıdır. Bir başka açıdan bakıldığında, eğer savaşı kaybedersek yeni tür yaşamımıza dair ipuçlarıdır ayrıca.

Anadolu’da bin yıldır inşa ettiğimiz; toprağın işlenmesi, ev, selam, komşuluk, akrabalık ve yardımlaşma düzenine dayalı yaşama şeklimiz adım adım ve parça parça yok edilirken birçoğumuz fark etmedi. Fark edip direnenler ise hiçbir şekilde dikkate alınmadı ve sözleri yok sayıldı.

"Kişi kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde etmemiştir. " (İbn Mâce, Ticârât, I) hadisi doğrultusunda yüzlerce yıldır geçimini sağlayan ve buna göre hareket eden bir topluma sanayi devrimleri sonucunda yeni bir yaşam şekli dayatıldı.

Nasıl olursa olsun kazan!

Kazandığını biriktir ve yığ!

Biriktirdiğini kimseyle paylaşma!

Kazancını ve biriktirdiğini korumak için her şeyi yapabilirsin!

Biriktirdiğin ve yığdığın her şeyi diğerlerine üstünlük taslamak için kullan!

Biriktirdiğin için çalışmana gerek olmadan hayatını sürdür!

Biriktirdiğin ve yığdıkların yüzünden diğer insanlar temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak hale gelsinler, hatta ölsünler!

O kadar ki, temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile çalışma! Bunların karşılanması için kim olduğu bilinmeyen birilerinin senin için bir şey yapmasını bekle!

Evinizin çökeceği endişesi!

Daha 50 yıl öncesine kadar babanın, dedenin komşu ve akrabaları ile birlikte imece ile yaptıkları evlerden; kaçak, çürük, plansız, ruhsatsız, mülkiyetsiz, işgalci, selamsız, komşusuz apartmanlara taşın!

Sonra bu –ev midir konut mudur– ne olduğu belirsiz ucubeleri eskiyip çürüyünce ve bir gün olası en ufak bir rüzgâr ya da depremde başına çökeceği endişesiyle bekle dur!

Niye bekliyorsun?

Çökecek ve altında kalacaksın.

Biraz düşünsene. Çürük meyveyi yiyor musun?

Bozulmuş gıdayı ne yapıyorsun?

Kirli elbiseyle dolaşıyor musun?

O zaman nedir bu “kentsel dönüşüm” safsatası?

Müteahhit gelsin sizin eskiyen evlerinizi yapsın.

Yaparken eskisinden daha büyük olsun.

Yok, olmaz bir de yeni daire versin, kiraya verirsiniz değil mi?

Tüm bunlar için imar hakkı artırılsın.

Müteahhit inşaatı yaparken devlet de kira desteği yapsın.

Ha bir de muslukların contası bile markalı olsun.

Bataryalar zaten krom kaplama…

Parkeler de masif…

Arada bir de daha özel tipler çıksın, mevcut anlaşmayı bozup daha fazla hak talep etsin.

Bir Fikirtepe örneği var ki ülkeye şenlik.

Tam bir trajedi. Herkes herkesi kilitlemiş. Kimse hareket edemiyor.

Ortada bir rant var, gel gör ki kimseye nasip olmuyor.

Birileri bedel ödemediği müddetçe kimse huzura eremez.

Saadet zinciri mi ki bu? Çalışmadan kazan. Üretmeden yaşa.

Beton… Beton… Beton

Acıkınca beton mu yiyeceksiniz?

Ölünce üzerinize beton mu atsınlar?

Nasıl çürüyüp toprak olunacak?

Bu dünyada hiç mi iyi bir şey bırakmayacaksınız?

O dikilen ve rant getirsin diye çoğalttığınız apartmanlar ne bu dünyada ne de ahirette kurtuluşunuza çare olmayacak.

Rant getirsin diye yaptığınız o apartmanlar arkeolojik kalıntıdan başka bir şey olmayacak gelecekte.

Böyle giderse bu ülkenin ve hatta insanlığın bir 30 yılı daha yok.

Zira büyük değişim kapıya dayandı.

Haftaya devam edelim inşaallah.