Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2402.99
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Ocak 2014

ÜSLUP DERSİNDE BAŞBAKAN HARAMİ, BİZ SALYALI!

Tayyip Erdoğan'ın kendisine karşı yapılmak istenen yargı darbesi sürecinde söyledikleriyle ilgili olarak "ama başbakan ağır konuşuyor, halkı kışkırtıyor" türü şikayetlerini haklı bulmamız için sebep yok. Çünkü bu eleştiri sahiplerinin alıcıları kendilerinin ve yandaşlarının iğrenç hakaretlerine kapalı.

Uzun süre tek kelime etmediği halde "iblisle mücadele"den tutun, "Nemrut, Firavun, Karun, harami" hakaretlerine varana dek maruz kalan hep başbakandı. Yetmedi yılana, akrebe, çıyana edilmeyecek beddualar Esad'a, Sisi'ye, Şaron'a, Perez'e, Arakan'ın masum Müslümanlarını yakan Ebu Leheb'lere değil Müslümanlara edildi ve dinleyici-izleyici koro inleye inleye amin dedi, demeyenler dışlandı.

Yani, başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın "Hoca Efendi, kardeşlerimiz, Camia/Hizmet hareketi" dediği günlerde kendisine küfür, iftira ve hakaretler tüm hızıyla devam ediyordu. Bugün başbakanın "sert ve kırıcı sözleri"nden şikayet edenler o günlerde kendileriyle beraber olan bu pis ağızlılara "yapmayın" dememişti bugün de demiyorlar.

En ağırıma gideni neydi biliyor musunuz?

Ne beddua ne de el kol hareketleri, bedduanın kabul olacağına zerre-i miskal kadar inanmadım, dua-beddua inancım sahih olduğu için hiç aldırmadım o bedduaya. Zaten beddua da bedduadan öteye 'elemanlara' haydi "top yeku00fbn saldırın" mesajıydı.

Ne yalan söyleyeyim, bir söz vardı ki Hocaefendi ile ilgili bütün kanaatimin yerle yeksan olmasına yetti de arttı bile.

Hocaefendi:

"Salya atıldı" diyordu bedduasındau2026 Salyau2026

Salya ne, kim atar salyayı? Allah aşkına bu ne?

Ne bu? Bu nasıl bir üslup? Bu nasıl alimlik? Bu nasıl dini bir camianın liderliği? Bu dil ve beddua seremonisi mahalle çocuklarının işi. Koskoca hoca efendi bu ülkenin başbakanı için, dindarları için, kendisini eleştirenler için "salya atıyorlar" diyor.

Bizim "Seks kasetleri, dershane üzerinden yürütülen çirkinlik, 'dosya var-kaset var' diye cemaat sözcülüğüne soyunanların Cemaat destekli olduğu" söylediğimiz için. Kaldı ki artık yaşananlar için cemaat destekli değil, bizzat cemaat adına yapılıyor diyoruz.

Yeryüzünde hiçbir hakaret salya kadar ağır değil. Herkes bilir ki salyasalyadan ibaret değil, edebime yakıştırmadığım için uzatmıyorum. Bu söz üzerine cemaatten kim başkalarının dilinden, üslubundan şikayet ederse, hadi canım sen de derim.

Biz baştan itibaren bu işten "hoca efendiyi, cemaati tenzih ederiz, fitneciler cemaati bağlamaz" dedik, ama baktık ki eli kalem tutanın içine ya İbrahim Öztürk ya Emre Uslu ya da Efraim Halevy kaçıyor.

Filistinli çocukları 60 yıldır en "kafir" silahlarla öldüren Şaronlara, Rabinlere bir kerecik olsun "kötü" bile diyemeyen, demeyen Hocaefendi bizler için "salya atıyorlar" diyor, başbakan için söylemediğini bırakmayanlar önce şu "salya"yı temizlesin ondan sonra üsluptan şikayetçi olsunlar.

Sevgili cemaat "yolsuzluk" diye avaz avaz bağırırken asıl yolsuzluğun bir kısım "yargısında" olduğunu görmezse asla kabul görmez. Yok, Zekeriya savcının Fatih Belediye başkanı Mustafa Demir'den istediklerinden bahsetmiyorum. O daha sonraki iş.

Şu operasyondaki hukuk yolsuzluğuna, katline bakalım;

5235 sayılı Adli Yargı Kanunu'na göre 'soruşturma açmak ve açtırmak' sadece Başsavcının yetkisinde iken Savcı M. Akkaş'ın operasyonun ikinci dalgası için attığı bu adım ve sonrasında yaptığı basın açıklaması yasalara göre açık korsanlıktır. İlk operasyonda Başsavcıdan kaçırılmıştı.

Onun için Savcı Mehmet Demir feryad ediyor:

"Gelin bu darbeyi engelleyelim" diyeu2026

Anladık, vallahi de billahi de tallahi de anladık;

Ülkenin karşı karşıya kaldığı bu operasyon, bir yolsuzluk operasyonu değil, bunu her akıl sahibi anladı. Bu, Türkiye tarihinde ilk kez bağımsız hareket eden, müstekbirlere boyun eğmeyen ve İslam dünyasının umudu haline gelen Tayyip Erdoğan Türkiye'sinin bu kutlu yürüyüşünü durdurmayı hedefleyen uluslararası bir operasyondur. Bu operasyonun, siyasi, sosyal, ekonomik, stratejik ve diplomatik ayakları var.

Yazık, bakınız, ailelerden öyle kırgınlıklar, kızgınlıklar duyuyorum ki "cemaat bunu nasıl başardı" demekten kendimi alamıyorum. Artık bin yıl geçse de başta çocuk ve genç sahibi ebeveyn Cemaati güvenmeyecek. Cemaati uzak durulması gereken "operasyoncu bir oluşum" olarak görecek. Tabi ki hizmette sadece Allah rızası için çalışan kahir ekseriyeti bu duruma getiren de cemaatin ta kendisi.

Dedik ya, bu halk eski halk değil artık, soruyor, soruşturuyor:

u00b7 Neden Gezicilerin karşı çıktığı 3 devasa projenin ihalesini alan işadamlarına yönelik operasyon yapılmak istendi?

u00b7 Neden Anadolu sermayesi can evinden vurulmak istendi, neden bu ülkede adı yolsuzluklarla anılan KOÇ, DOĞAN, ÖZYEĞİN, ECZACIBAŞI, ŞAHENKler listede yok?

u00b7 Neden İslami cemaatlere, STK'lara yönelik operasyon hazırlıkları yapıldı?.. mesela:

u00b7 Türkmenlere giden yardım için "TIR'da Suriye'ye giden silahlar var, MİT aranmasına izin vermiyor" deyip İsrail'e Batılı Haçlı ittifakına servis ettikten sonra yalanlanınca haberi değiştirmek neyin nesi? Oysa iş işten çoktaaan geçmiş, pusuda bekleyen dünya alacağını Today's Zaman ve paralel gazetesi Radikal'den almıştı. MİT açılmasına izin vermemiş, ama beyefendiler içinde silah olduğunu söylüyor, peki Allah korkusu nerede?

u00b7 Neden bağımsız yargı Başsavcıdan gizlediği soruşturmaları ve dosyalarını Cemaat medyasına servis etti? Ve devamındaki soruşturmalar da hep cemaat medyasında?

Bir de bize bağımsız yargıya müdahale teranesini satanlar yok mu, illallah.

Bağımsız savcıymış!

Evet, doğru, emniyettekiler gibi "yasalardan, anayasalardan, hukuktan bağımsız" ama "ağabeylerine ölümüne bağlı"dırlar.

Açıkça ilan ediyorum:

Benim bir kısım savcıya, yargıca, emniyet görevlisine zerr-i miskal kadar güvenim kalmadı. Hukuka değil deabiye bağlı olanlar hangi meslekten, hangi makamda olursa olsun onlara güvenim yok yok yok.

Daha düne kadar Tansel Çölaşan, Nuh Mete Yüksel gibilerine güvenim yoktu, şimdi de bunlara güvenim kalmadı.

Bakın Avrupa'dan UETD'li gurbetçi kardeşlerimiz yüzlerce araçla buralara gelip başbakanlarına, milli iradeye destek veriyorlar, bu ne demek biliyor musunuz? Bu inanılmaz manevi bağlarla bağlı milletin kenetlenmesi, Milli İradeye, demokrasiye sahip çıkması demek. Tebrikler UETD, tebrikler Süleyman Çelik, Abdurrahman Karayazılı ve tebrikler gurbetçi kardeşlerim, hoş geldiniz, başımız gözümüz üstüne geldiniz. Ne iyi ettiniz de geldiniz. Allah hepinizden razı olsun.

Twitter: @ahmetay_