Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2431.41
BIST 100
9964.19
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Ekim 2015

Üst Aklın Yeni Stratejisi: 'Kentsel Terörle Taciz'

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye yoğun bir terör dalgasıyla karşı karşıya kaldı. Tam silahlar sustu, kan dökülmüyor derken azılı terör, özellikle kent merkezlerinde can kaybıyla sonuçlanan kirli eylemlere soyundu. 5 ya da 6 yıl evvelki bir yazımızda, yerinde bir tespitle, terörün önümüzdeki süreçte yeni hedefinin kentler olacağını, dağdaki gerilla taktiğinin, yerini, kentlerde daha büyük can kayıplarıyla sonuçlanacak ve üstelik sivilleri hedef alan kanlı eylemlere bırakacağını acizane ifade ederek ilgilileri bir anlamda uyarmış idik. Çünkü dağdaki terör sadece devletin güvenlik birimleriyle çatışıyor, verilen can kayıpları üzerinden hain örgütler kendilerine iktidar kuruyorlar, güçleniyorlardı. Şimdi terör kentlerde sivilleri kendisine hedef alıyor ve daha acımasız yöntemlerle elde etmek istediği neticeleri tahsil etmeye çalışıyor. Öte yandan terör olaylarını gerçekleştiren örgütlerin kimlikleri sadece, "arkalarında kimin olduğu" sorusunun cevabının bulunması açısından önemli. Yoksa elde edilmek istenen neticeler bakımından hangi örgüt olduğu çok da önemli değil. Ankara'daki hain saldırının arkasında kim olursa olsun, sivilleri hedef alan bu hain saldırıyı gerçekleştirenlerin zamanlamaları ve yöntemleri her şeyi yeterince açıklıyor. Birincisi bu hain saldırı tam da ülkenin dağdaki terörle etkin mücadele ettiği ve sonuç alıcı yöntemlere başvurduğu, PKK'ya ciddi darbe vurduğu bir dönemde gerçekleştiriliyor. Yani kamuoyuna "bakın gördünüz mü, hükümet zafiyet içerisinde, terörle yeterince mücadele edilemiyor, sizi tam da hükümet merkeziniz bir kentte vurduk mesajı veriliyor. İkincisi yaklaşan 1 Kasım seçimleri öncesine denk getiriliyor ki bu saldırının sonuçlarından birileri rahatça menfaat devşirebilsin. Muhtemelen olayda IŞİD parmağı aranacak ve HDP'nin güç kaybetmemesi, hatta daha fazla oy alması sağlanmaya çalışılacak. Üçüncüsü başta Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti olmak üzere dış mihrakların ciddi şekilde rahatsız olduğu kadroların tasfiyesi için yeni bir dalga, yeni bir sıkıştırma hareketi başlatılmış oluyor. Gezi'de başarılamayan iktidar devirme girişimleri bu yöntemle başarılmaya çalışılacak. Dördüncüsü Türk ekonomisi genel dünya dengeleri gözetildiğinde Çin krizinden çok fazla yara almadan kurtuldu. Her ne kadar büyüme hedefleri küçültülerek revize edildiyse de Türkiye hala gelecek vadeden bir ülke. Türkiye'nin büyüyüp gelişmesini istemeyenler sıcak savaş yöntemiyle değil de sivil hedefleri seçen kahpece terör yöntemleriyle ülkeyi ve insanlarını yıldırmaya çalışıyorlar. Beşinci ve son öngörüm ise bu hain saldırıyı Ortadoğu'daki gelişmelerden bağımsız okumamak gerektiğidir. Ortadoğu'da, IŞİD'i icad eden ve PKK'nın, PYD'nin karşısına diken güçler hangi güçlerse, Türkiye'de HDP'nin güçlenmesini, AK Parti'nin oy kaybetmesini ve iktidardan çekilmesini isteyen güçler aynı güçlerdir. MİT tırlarını durdurarak uluslararası bir iktidar devirme çetesine hizmet eden yerli aymazlığın hizmet ettiği global mihraklar kimlerse buradan bir uluslararası suçlu yaratmaya kalkıp Suriye meselesindeki tavrından dolayı, Erdoğan'ın yargılanarak iktidardan el çektirilmesi planını devreye koyanlar bence aynı güçlerdir. Netice-i kelam, yeni dönemde Türkiye üst aklın yeni bir oyunuyla karşı karşıya: "Kentsel terör". Türkiye, Ortadoğu'da, bütün tacizlere rağmen bir sıcak savaşın içine çekilemedi. Şimdi kentsel terörle köşeye sıkıştırılarak yumruklanmak isteniyor. Cephe savaşından daha ağır sonuçları olacak bu yeni tip terör dalgaları için devletin ve milletin çok uyanık olması gerekiyor. Aman dikkat!

IŞİD'i MI6 Ve CIA mi Kurdu?

Kardeş yayın organımız Yeni Söz Ağustos ayında bir özel yapmış ve şu soruyu sormuştu: "IŞİD'i MI6 Ve CIA mi Kurdu? Haberin detayındaki birkaç paragrafa bakalım: "İngiliz SAS (Special Air Service) birliğine mensup askerler, ellerinde IŞİD bayrakları ile siyah kıyafetler içinde görüntülendi. İngiliz Guardian Gazetesi de, IŞİD'i Irak'ın işgali sırasında, İngiliz dış istihbarat teşkilatı MI6 ile CIA'in kurduğunu yazmıştı. Yine aynı gazete Gazete, Bherlin Gildo adlı İsveçlinin yargılandığı mahkeme, 'IŞİD'i, MI6 ve CIA'ın kurduğunu tespit etmiş, ancak istihbarat örgütlerinin mahcup düşmesini engellemek için dosyanın düşmesine hükmetti' şeklinde haber yapmıştı. Benzer şekilde; gizli bilgileri sızdırdığı için kaçarak Rusya'ya sığınan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı ve ABD Ulusal Güvenlik Dairesi eski çalışanı Edward Snowden, IŞİD ile ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atmış, Snowden, Irak'ta kaosa neden olan IŞİD'in arkasında ABD, İngiltere ve İsrail istihbaratının olduğunu ileri sürmüştü.

Derin Yahudi Devleti'nin Tarihsel Şifreleri

George Armstrong'un bir kitabı var. İsmi: "Rothschild Para İmparatorluğu, Derin Yahudi Devleti". Rothschild ailesinin 1940'lara kadarki öyküsünü anlatıyor. Dünyadaki kara para trafiğinden büyük servetler elde eden bu ailenin, Fransız, İngiliz ve Amerikan merkez bankalarının yönetimini nasıl ele geçirdiklerini, spekülasyonlar ve savaşlar üzerinden nasıl yüklü miktarda ekonomik çıkarlar elde edebildiklerini, Bolşevik ihtilalini nasıl finanse ettiklerini anlatan kitap aynı zamanda "Dünyada kurulması planlanan tek Yahudi imparatorluğu için hangi kirli çalışmaların yapıldığının ipuçlarını veriyor. 1940 yılındaki serveti ABD GSMH'sinin iki katı olan bu ailenin şimdiki serveti ise dudak uçuklatan cinsten. Üstelik hedef olarak seçtikleri ülkelerde kritik iki sektör olan telekomünikasyon ve finans kurumlarını ele geçirmek için ne gibi yöntemler kullandıklarını anlatan bu kitabı okuduğunuzda modern dünya sisteminin ve küresel finans sisteminin nasıl ve kimler tarafından yönetildiği hakkında fikir ve bilgi sahibi olabileceksiniz. Okumayanlar için acizane tavsiye olunur.