Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Nisan 2024

​Uyanık olun!

YALAN ve ALGI tarihten beri, psikolojik bir operasyon aracı olarak kullanıldı. Emperyalist akıl hedefe koyduğu kişi yâda ülkeleri, evvela kendilerine HİZMET EDEN UNSURLAR eliyle bir yalan rüzgârına maruz bırakır. Akabinde de yalanlarla döşenen yollardan, algı operasyonlarıyla kitlelerin geçmesini sağlarlar tabiri caizse. Bu sayede önünü arkasın araştırmadan inanan insanlar, emperyalist aklın hedeflerine doğru bir KAMUOYU DESTEĞİ verecek hale geliverirler belki de istemeden. Ancak o eşik aşıldığında, artık geriye dönüş yoktur. Keşke’ler de kar etmez asla tarih sayfalarında. Tıpkı ABD’nin “kitle imha silahları var” yalanıyla, Irak’ta milyonlarca insanı katletmesi gibi. Gerçi ABD bu yalanı yıllar sonra itiraf etti. Gelgelelim son kertede yalan ve algılarla, Irak’ta istediklerini aldılar maalesef. Dün bu şekildeydi de, bugün farklı mı sanki? Değil elbette. Nitekim AYNI AKLIN yine AYNI YÖNTEMİ uygulayarak, günümüzde de bir takım operasyonlar gerçekleştirdiği muhakkak. Zira her platformda barış havarisi kesilen bu kafanın, geçen hafta onayladıkları İsrail ve Ukrayna’ya milyarlarca dolar yardım paketi, aslında savaşlardan ve katliamlardan MEMNUN OLDUKLARININ açıkça ispatlıyor. O yüzden de diğer kabul erittikleri Tayvan yardımının da, bir SONRAKİ CEPHEYİ işaret ettiği kati surette yadsınamaz.

İşte bu mana ilerlersek şayet, benzer şeylerin SON DÖNEM TÜRKİYE’de de sahneye konulduğunu söylemek mümkün. Öyle ki Savunma Sanayisini canlandıran, petrol/gaz çıkaran, önemli anlaşmalar imzalayan, bağımsız politikalar izleyen, Zengezur ve Kalkınma Yolu Projeleriyle DENGELERİ DEĞİŞTİRMEYE MATUF bir Türkiye’nin, “küresel bir güç” olmasını arzu etmedikleri ayan beyan ortada. BUNUN İÇİNSE BİR TARAFTAN EKONOMİK AMBARGO UYGULARLARKEN, DİĞER TARAFTAN DEVLETİMİZE OLAN HALK DESTEĞİNİ YALAN VE ALGILARLA ZEDELEMEYİ AMAÇLADIKLARI ŞÜPHE KALDIRMAZ. Tamam, 15. Temmuz Darbesi, terör harekâtları, Pandemi çıkmazı, Uluslararası krizler, yanı başımızdaki savaşlar, seller, hortumlar, yangınlar ve 11 İlde 15 milyonu etkileyen yüzyılın depremi sebepleriyle sarsıldığımız doğru. Fakat YILSONU bunların etkilerini GERİDE BIRAKACAĞIMIZI bildiklerinden, ülkemize PARA GİRİŞİNİ ENGELLEYE çalışmaları oldukça manidar. Elbette bunu geçmişte de denediler. Lakin bu Millet Sn. Erdoğan’a ve Devletine GÜVENDİĞİNDEN, başaramadılar malumunuz üzere. Fakat bu sefer de söz konusu güveni sarsmak adına, yalan ve algılarla üzerimize geldikleri net. Yoksa Dünya Bankası proje finansmanında "LGBT şartı” iddiası, "Kürecik ‘ten İsrail'e bilgi aktarılıyor" iddiası, "KDV artacak" iddiası, Bakanlık sınavında “Erdoğan'ın VE HZ. MUHAMMED'İN çocuklarının ismi soruldu" iddiası ve “Türkiye İsrail’le ticaret yapıyor” iddialarının, BELLİ ODAKLARCA UYDURULDUĞU kim inkâr edebilir ki?

Anlayacağınız ülkemizin ekonomik rahatlamasını önleyip, hazır muhalefet te yerel seçimlerde bir başarı yakalamışken, toplumsal huzuru bozmak, milleti galeyana getirmek ve en nihayetinde Sn. Erdoğan’ı yıpratarak, düşürmeyi hedefledikleri tartışılmaz konumda. Böylece DEVLETİMİZE PRANGA VURMAYI umdukları kesin. “TERÖRİSTAN” meselesini ise daha saymıyorum bile. Kısacası hangi siyasi görüşte, hangi ırkta, hangi ideolojide olursak olalım, toplum olarak bu yalanlara karşı UYANIK OLMAMIZ ve DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMAMIZ şart. Zira ancak bu sayede “TÜRKİYE YÜZYILINI” tesciller ve TERÖRİSTAN’ı engellemek mümkün olabilir. Kaldı ki aksi bir tavır, seçim öncesi “mültecileri göndereceğiz” edebiyatıyla OY DEVŞİREN, şimdilerdeyse “ENTEGRASYONDAN” bahseden muhalefete teslim olmak manasına gelecektir. Bu minvalde Devletimiz Irak’ta PKK’ya büyük bir darbe vurmak için temastayken, muhalefetin “erken seçimden” bahsetmesine şaşırmamak gerekir. Hadi ben yanılıyorum, diyelim! Peki, Alman Cumhurbaşkanının Türkiye serüveninde, UĞRADIĞI DURAKLARA ne dersiniz? Kimler kimlerle beraber… Bu sizce de garip değil mi?