Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.62
Gram Altın
2382.29
BIST 100
10195.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Ekim 2020

Uzaktan eğitim mi, uzaktan öğretim mi?

Dünyayı etkisi altına alan bir virüs ile hayatımızda birçok şeyin ilkine tanıklık ettik. Hayatımızın rutin düzeninde normal olarak kabul ettiğimiz birçok şeyi artık yapmaktan imtina eder olduk. Daha düne kadar ise ‘kesinlikle olmaz’ dediğimiz durumlar hayatımızın normalleri haline gelmeye başladı. Büyük lokma yiyeceğimiz yerde büyük laflar etmiş olmanın acısını yaşıyoruz. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” diye diye o yılanı koynumuzda büyüttük ve şimdi hepimizin canını tehdit ediyor. İkilemler içinde bir çetrefile dönmüş hayatımızda doğru ile yanlışlar arasında gidip geliyoruz. Ruhumuz ay ışığını görmüş ve sürekli med cezir yaşıyor.

Bu süreçte hayatımıza yeni kavramlar girmeye başladı. Bazen de yeni durumlara kavram bulmakta zorlanıyor ve aklımıza ilk gelen kelimeyi o duruma etiketliyoruz. Bulduğumuz kavram da bumerang gibi dönüp dolaşıp gelip tekrar bizi bulduğunda biz bile o kavramın doğruluğu üzerine tezler ortaya koymaya başlıyoruz. Önce durumu yaşadık, sonra o duruma bir kavram bulduk, nihayetinde de o kavramın içini doldurmaya çalışıyoruz.

Bir virüs ile imtihan olduğumuz şu günlerde en sık duyduğumuz kavramların başında da “Uzaktan Eğitim” gelmektedir.

Bilim Kurulu’nun tavsiyesi ve Milli Eğitim Bakanlığının aldığı karar neticesinde 16 Mart tarihi itibariyle okullarda eğitim öğretime ara verildi. Milli Eğitim Bakanlığı o süreçte hızlı bir eylem planı ile adına “Uzaktan Eğitim” dediğimiz bir uygulamaya geçti. İlk başlarda bazı teknik alt yapı sorunları yaşanmış olsa da genel anlamda sorunsuz bir şekilde uygulandı. Milli Eğitim Bakanlığının EBA (Eğitim Bilişim Ağı) Sitemiyle TRT’nin ortak çalışması neticesinde öğrencilere öğretim noktasında büyük bir destek sağlanmış oldu. En kısa zamanda en hızlı ve en etkili bir çözüm yoluyla milyonlarca öğrenciye ulaşılmış ve öğrenimlerinden geri kalınmaması için gerekli çalışma yapılmış oldu.

Bakanlığımızın ortaya koymuş olduğu bu performans takdire şayandır. Gelişmiş olarak addedilen ülkelerde dahi uzaktan eğitim modeli uygulanamamış iken en kısa zamanda bu kadar etkili ve yerinde çözüm büyük bir alkışı hak ediyor.

Lakin bu sürece verilen isim ile ortaya konulan uygulama arasında kavramsal bir farklılık olduğunu düşünüyorum.

Uzaktan Eğitim mi, Uzaktan Öğretim mi?

Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla, kasıtlı olarak istendik yönde davranış değişikliği meydana getirme süreci iken öğretim, okullar tarafından, belirlenmiş olan müfredatı öğrenmek ve öğretmek için planlı ve programlı bir şekilde yapılan bir eylemdir.

Bu açıdan baktığımızda eğitim bir süreç iken öğretim ise eylemdir. Eğitim, öğrencide bir davranışın yerleştirilmesi ve kabullenilmesi gereken bir süreç iken, öğretim ise o davranışın ne olduğu hakkında bize bilgi veren bir eylemdir. Bu açıdan baktığımızda uzaktan eğitim dediğimiz süreçte yapılan iş öğrencilere bilgi aktarımından ibaret bir durum olarak görünmektedir. Bu yönüyle bakıldığında da yaptığımız iş eğitimden ziyade öğretimin kapsamı alanındadır.

Bu süreçte yapabildiğimiz tek şey maalesef ki uzaktan öğretimdir. Eğitim için o gönle, o ruha dokunmak gerekir. Biz ise şimdilik ancak öğrencilerimizin zihnine dokunabiliyoruz.

Bu anlamda derdimiz eğitim ve öğretimin birlikte yürütülmesidir. İşin mutfağında olan biri olarak öğrencilerimizi özlediğimizi ve bu özlemimizi gidermek için de tavsiye edilen kurallara harfiyen uyulmasını rica ediyoruz.

Eğitim bir sevgi işidir, bir gönle girme ülküsüdür. Bunun da en temel yeri okuldur. Öğretim ile zihnine dokunmaya çalıştığımız öğrencilerimizin yüreklerine de dokunabilmek için üzerimize düşen görevleri yerine getirelim.

Herkes üzerine düşeni yaparsa öğrencilerimiz okula, öğretmenlerimiz de bir an evvel öğrencilerine kavuşmuş olur. İşte o zaman uzaktan öğretim yerine yakından ve yerinde eğitime başlamış oluruz.