Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Kasım 2022

Vatan hizmetinde yarış

Türkiye ekonomisinin gelişimini sağlayacak ve oluşan konsensüsü tüm dünyaya ilan edecek iki önemli olay yaşandı.

Biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı açıklamasıydı.

Büyük bir şov ile sahneye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılayan partililer,heyecan ve coşku ile salonu hareketlendirdi.

“Açıkçası ben de yeni bir şeyler mi geliyor acaba?” diye kendime sordum.

Özellikle AK Parti’nin uzun zamandır davet etmediği gazetecileri bu programa davet etmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “muhalefete yönelik bir açılım” başlatacağı düşüncesini kamuoyuna yaydı.

90 dakikalık, uzun denilecek bir konuşma metninin bir kısmında metnindışına çıkarak muhalefete yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın akıllardaki tüm bu düşünceleri boşa düşürdüğü herkes tarafından kabul ediliyor.

“Erdoğan neden böyle bir açılım yapmak zorunda olsun?” fikrini benimseyip savunanlar olduğu gibi aksi fikri savunanlar da var tabii...

Türkiye’nin sermaye açığı nedeniyle kur riski yaşaması ve bu riski ötelemek için KKM’nin getirdiği faiz yükünün yatırımları geriye düşürdüğü gerçeğini görmek istemeyenler farklı düşüncelere kapılsa da gerçek bu...

Ya rezerv para bulacaksın ya da Euro Birliği gibi rezerv para havusunda yer alacaksın.

Bunun başka bir yolu yok.

Gelelim ikinci önemli olaya...

Yine özel bir şov ile Gemlik’teki fabrikada banttan indirme töreni yapılan TOGG Türkiye’nin ilk yerli elektrikli arabası olarak büyük bir beğeni ve takdir gördü.

Açıkçası ben de çok gururlandım.

Ama proje aşamasında yüzde 65 dolayında yerlilik oranları konuşulmasına rağmen CEO Gürcan Karakaş’ın açıklamasına göre yüzde 51 yerlilik oranının yakalanmış olması ve 2025’e kadar bu oranın en az yüzde elli oranında artırılacağını açıklaması yine de önemli.

Aslına bakarsanız yerli bir markanın olması esasında yerlilik oranından daha önemli...

Ama asıl önemli olan o markaya güvenen tüketicilerin olması.

Bu da ancak verdiğiniz sözleri tutma ve müşteriyi asla mağdur etmeme ile ilgili bir şey.

Yani bu algıyı oluşturma noktasında işin büyük kısmı geri hizmete bakıyor.

Servis, bakım, kronik arıza ve sorunlara karşı müşteri memnuniyetini sağlamanın yanında ayrıca elektrikli araç olması sebebiyle şarj istasyonu alt yapısı ve enerji sarfiyatının sağlanmasının garanti edilmesi bu anlamda dikkat edilecek hususlar olacak.

Şarj üniteleri konusunda EPDK ve Sanayi Bakanlığı’nın Mayıs ayından bu yana birçok teşvik ile yatırımı artırmaya çalıştığı bir süreç işliyor.

Bunun yanında TOGG’un kendi hızlı şarj ünitesini Türkiye’nin dört bir yanına yaymak politikasını açıklaması da önemli bir güven oluşturdu.

Geriye kalıyor enerji ihtiyacını gidermek.

Fakat son iki yılda Türkiye’nin kendi projeksiyonlarına üzerinde bir enerji talebi var.

Şüphesiz bunun arkasındaTürkiye Modeli ile ucuz üretim üssü olunmasının getirdiği talep artışının yanında sayıları milyonlarla ifade edilen göçmenlerin etkisi büyük.

Enerji talebindeki bu artışı gidermek için nükleer enerji planları yapılıyor.

2030’a kadar üç nükleer santral yapılmasının yanında Kuzey Irak’tan doğal gaz alımı ve şimdi de Suudi Arabistan’a enerji alanında iş birliği teklifi götürülmesi bu arayışın en büyük göstergesi...

Aynı zamanda Avrupa’nın 2035 yılında benzin ve dizel motorlu araçların satışını yasaklama kararındaki istikrarlı duruşunu göz önünde bulundurunca 1960’larda başlayana nükleer çağının yeniden yükselişe geçeceği bir yüzyılı yaşayacağız gibi görünüyor.

Türkiye’de de Ankara Sanayi Odası ile OSTİM’de oluşturulan nükleer enerji çalışma grupları özel sektörün de bir hazırlık içinde olduğunu gösteriyor.

Peki bu kadar hazırlık varsa eksik olan ne?

Aynı Hong Kong’un yaptığı gibi yüksek maaş ve refah vadedilerek iyi eğitimli zeki insanların ülkeye çağrılması ve ülkede tutulması işte eksik olan.

Var olan akıllarımızı daha girişimci ve rekabetçi yaparken dışarıdaki parlak zekâları da ülkeye kazandırmak için çabalamamız, gerçek bir Türkiye Yüzyılı inşa etmenin olmazsa olmazıdır.

Başarmak için inanmak yetmek önce çalışıp, gerekeni sağlayıp sonra dua etmek gerekir.

Bu yolu tersten yürümek hamaset, olması gerektiği gibi yapmak ise vatana yapılacak en büyük hizmettir.