Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Aralık 2015

Vesayet Çukurları Hendekler

Diyarbakır'daydımu2026

Her adımda "Yüreğimiz yanıyor" diyor insanlar.

Nasıl yanmasın yürekleri..

Barışlarını yaktılar.

Tarihlerini hedef aldılar, yetmedi değerlerini çiğnediler.

Jitem zihniyetiyle hareket eden Beyaz Kürtler, talimatlarıyla büyük bir emekle inşa edilen kardeşliğe zehir katmaya kalkıştılar. Şiddete dayalı Kürt vesayetini tesis etmek, statükolarını korumak, rantlarına rant katmak için Kürtleri ateş çemberinin ortasında bıraktılar. Sur'da fakir fukara kardeşlerimizi kışın ortasında evsiz bıraktılar, dayattıkları kanlı sistem ile göçe zorladılar, zorla kapattırdıkları kepenklerle halkı bir dilim ekmeğe muhtaç etmeye yeltendiler. Adına Kürt siyaseti, adına Kürt hareketi dediler. Bu siyasetin adı diktatörlük, bu hareketin adı vesayettir. Ortada asla ne bir siyaset ne de sivil bir hareket ya da direniş yoktur.

Dirençleri normalleşmeye, karşı koydukları örgüt vesayetinden kurtulmaya çalışan bir halk. İşte tüm dertleri ve zulüm politikaları bunun üzerine kurulu. Bu düzeni yıkmak isteyen AK Parti başta olmak üzere bölgede şiddete karşı çıkan kim varsa hedeflerinde. Ne bir muhalif Kürt hareketi ne de bağımsız hareket eden bir Kürt halkı istemiyorlar. Ak Parti tüm riskleri alarak bölge halkını refahla, özgürlükle buluşturmak istedikçe, değişim ve dönüşümün önüne hendeklerle çıkıyorlar. Özgürlüğü, refahı ve huzuru hendeğe gömüyorlar. Topyeku00fbn insanlığı hendek siyasetiyle vesayet altına almaya çalışıyorlar.

Yazıktır!

Acımıyorlar!

Soruyorum;

Eski Türkiye'de yargısız infazlar vardı, haklarını arayanlara pislik yedirdiler, göçe zorladılar, JİTEM ile asit kuyuları oluşturdularu2026 Hendeklerin, asit kuyularından ne farkı var? Hendeklerde yok olan hayatlar da Jitem'in infazlarında olduğu gibi Kürtler değil mi?

Soruyorum;

Derin devlet fakirliği, yoksunluğu, işsizlik ve eğitimsizliği bu coğrafyanın belirgin özelliği haline getirmedi mi? Getirdi.

Peki PKK iş makinelerini yakarak, barajları hedef alarak, yatırımları istemeyerek, kepenkleri kapattırarak, okulları yakarak derin devletin izinden gitmiyor mu?

Soruyorum;

Eski Türkiye'de aralıksız zulümler yapıldı, "tevhidi tedrisat" dayatmasıyla ayrılık körüklendi, aşırı güç kullanıldı, insanlar cezaevlerine dolduruldu, işkenceler sistematik hale getirildi. Kürtlere ve dindarlara yasaklar reva görüldü, tüm değerler hedef alındı. Bugün çirkin karikatürlerle değerlerimizi çiğneyenler, camileri yakanlar aynı sisteme hizmet etmiş olmuyor mu?

Düşünün!Yeni Türkiye'de neler değişti: Kürt sorunu masaya yatırıldı.

Yasaklar tek tek kaldırıldı. OHAL son buldu. TRT Kurdi kuruldu. Yaşayan Diller Enstitüsü kuruldu, yol kontrollerinin azaltılması ve yayla yasaklarının asgari seviyeye indirilmesi yönünde valiliklere genelge gönderildi. Kürdoloji Kütüphanesi açıldı...

Hatta Türk Dil Kurumu tarafından Türkçe-Kürtçe sözlük yayımlandıu2026

Çözüm Süreci TBMM'ye getirildi. Komisyonlar kuruldu. Kanunlar yapıldı. Cezaevlerinde işkenceler son buldu.

Çözüm süreci 62. Hükümetimizin Programına bile girdiu2026

GAP Eylem Planı'nı açıklandı. Planda bölgenin kalkınması için 26,7 milyar değerinde toplam 115 proje olduğu belgelendi. Tüm bu çalışmalar kimin içindi? Peki bu çalışmalar kimi rahatsız etti? Bunca atılan adıma hendekle cevap vermek, bölge halkının kazanımlarını hedef almak, onları yokluğa, şiddete ve vesayete mahku00fbm etmek değildir de nedir?