Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2457.24
BIST 100
9887.55
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​Voltaire ve deprem

İnsani ihmaller ve sorumsuzluklar sonucu büyük afetlere ve facialara dönüşen depremler, hayatlarını kaybeden onbinlerce insan ve enkaza dönüşen şehirler şeklinde korkunç ağır maliyetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar. 1755 yılında meydana gelen Lisbon depremi, fiziksel ve sosyal bir şok olduğu gibi, insanlığın entelektüel tarihinde de derin sarsıntılara neden olmuştur. 1755 Lisbon depremi, entelektüelleri, filozofları, teologları ve bilim insanlarını bilimsel ve metafiziksel sorunları yeniden düşünmek, yeni cevaplar bulmak, her şeyi yeniden sorgulamak durumunda bırakmıştır. Lizbon depreminden sonra dünyada hiçbir şey artık eskisi gibi olmamıştır.

Lizbon depremi, insan ve doğa arasındaki geleneksel ilişki kalıblarını kökten değiştirmiştir. Geleneksel olarak doğanın belirsizliği, öngörülemezliği karşısında insanlar çaresiz ve aciz kurbanlar olarak düşünülmekteydi. Lizbon depreminden sonra deprem gibi ani gelişen ve yıkıcı sonuçlara yol açan doğa olayları karşısında insanların, yeni bilgilerin peşinde olan, doğa olayları karşısında aktif pozisyon takınan, bilgiye ve bilime dayalı olarak insani ihtiyaçlarına uygun yaşam alanları oluşturan dinamik, akıllı ve yenileyici bir insan anlayışı ortaya çıkmıştır. Lisbon depreminden sonra deprem gibi doğa olayları karşısında aciz ve çaresiz insan anlayışı tamamen reddedilmiştir.

Lisbon depremi, Kilise’nin bilgi ve bilim üzerindeki tekelini sarsmış, doğa olaylarını ilahi planın bir parçası olarak gören eski teoloji, radikal bir şekilde sorgulanmıştır. Metafizik ve bilimsel düzlemde yürütülen tartışma, sanat ve siyaset gibi geniş alanlara yayılmıştır. Voltaire’in Lisbon depremine getirdiği yorum, Fransız Devrimi’ne giden yolun arkasındaki büyük anlayış değişikliğine neden olmuştur. Voltaire’in yorumu sonucunda “Deprem, politiktir” şeklinde ifade edebileceğimiz yeni anlayış o dönemki Fransız politik nizamını derinden sarsmıştır. İnsanlar, depremin neden olduğu yıkıcılıktan yeniden küllerinden nasıl doğacaklarını düşlemeye ve düşünmeye başlamışlardır. Voltaire sayesinde 1755 Lisbon depremi, büyük bir aydınlanmanın, aklın ve bilimin faal olarak kullanılmasının, sanatın yeniden kendini yaratma düşünün tecrübesine dönüştüğü eskiden radikal kopuş ve sahici anlamda yeniden başlangıcın kaynağı haline gelmiştir.

Voltaire, bu dünyanın olası alemler arasında en iyisi olduğunu iddia eden Leibnitz’e ve her şeyin iyi olduğunu savunan Alexander Pope’a meydan okumuştur. Voltaire, Lisbon Depremi Üzerine Bir Şiir isimli dev bir entelektüel, edebi ve felsefi yapıt yazmıştır. Voltaire, Leibnitz ve Pope gibi flozofları insanlara boş ve verimsiz teselliler vermekle suçluyordu. Voltaire, depremin Tanrı’nın inayetiyle bir ilişkisi olmadığını, depremin metafiziksel olarak fiziksel ve jeolojik olarak açıklanması ve anlaşılması gerektiğini söylüyordu. Voltaire, depremi açıklarken ilahi kader ve ilahi ceza doğmalarının geçersizliğini net olarak ortaya koymaktadır. Voltaire, deprem gibi birçok felaket sonuçlar doğuran olayın doğada bulunduğunu, insanın doğaya verdiği zararın, doğanın insana verdiği zarardan daha fazla olduğunu insanlara anlatmaya çalışıyordu. Voltaire, akla, bilime ve olguya dayalı bir şekilde insanın doğayı anlaması ve araştırması gerektiğinin mesajını veriyordu. Voltaire, akıl ve bilimle “bahçemize bakmamız gerektiğini” söylemektedir. Dünyanın kötülüklerle dolu olduğunu düşünen Voltaire, dünyayı yaşanılacak daha iyi bir yer haline getirme sorumluluğunun Tanrı’da değil, insanda olduğunu ifade etmektedir.

Voltaire’in ortaya koyduğu perspektif, akıl ve bilgi üzerinde tahakküm kuran Katolik Kilisesi’nin bütün iddialarının ve doğmalarının çökmesine, din adına dünyaya ve doğaya nizam vermeye kalkmanın yıkıcılığının farkına varılmasına yol açtı. Deprem gibi doğa olaylarını teolojiyle değil, jeolojiyle anlamak gerektiğini ortaya koyan Voltaire, insanlığın durup dinlenmeden akılla, bilimle ve özgürlükle kötülüklerle dolu dünyatyı güzelleştirebileceğine dair umut ve iyimserlik dolu bir dünya görüşü ortaya koydu. Voltaire, aklıyla, ahlakıyla ve vicdanıyla düşünen ve düşleyen özgür bireyin sesinin gür çıktığı yeni bir dönemin açılmasına vesile olmuştur.