Ya Maksim'e Ya Kandil'e
Celep Zihni(Vuraler) emmi, arka vagonların birine, 1500 koyun arasında Erzurum'dan trene bindirdi. Yaşı 13 idi İstanbul'a geldiğinde. Ta o zamandan belliydi 'anasının gözü' olduğu. Basamakları birer birer tırmanırken azimden kararlılıktan ve disiplinden ayrılmadı. İşte böylesine muazzam başarı hikayesinin başlangıcını tek başına 1960'da attı.
Gittikçe büyüdü, büyüdükçe 'devleşti'. Televizyonun olduğu dönemde bile onun mekanı hep 'eğlencenin merkezi' oldu.
Hepsini Fahrettin Aslan 'cilaladı, parlattı, ambalajladı!' Vardı azdan çoktan şöhretleri canım. Karşıya geçemeseler de kıyısına yanaşıyor, daha salaş yerlerde boy gösteriyorlardı. Ama Maksim'de çıkmaku2026
Daha ziyade 'büyük patronlar' tanıştırır, tavsiye eder ve tabii 'komisyonunu' alırlardı. İşin 'raconu' buydu, bu alemde!
Kimler yoktu ki? Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar, elbette Zeki Müren, tabiki Bülent Ersoy, Sezen Aksu olmaz mı, Emel Sayın da, Behiye Aksoy, Sibel Can, Hülya Avşar, Recep Kaymak ve daha niceleri ilk kez büyük kitlelerle buluşturduğu "Taksim - Büyük Maksim", "Caddebostan", "Taşlık", "Bebek" gibi İstanbul'un belli başlı noktalarında hizmet veren, bir devire tanıklık etmiş gazinosu. Son assolisti ise Petek Dinçöz'dü.
Her hikaye gibi onun da sonu geldi ve yıkılan gazinonun yerine otopark yapıldı.
Aydın Doğan'ın da hikayesi var, o da 'büyük patron', o da parlattı bir çok 'sanatçıyı', yazarı, 'siyasetçiyi'u2026
Gören görüyor yau2026
Aha işte yalan demedik biz de, 'hidayete erdiler' diye. 'Üstad' ambalajdan girmiş, Liboşlara saydıra saydıra Selocan'ı 'sevgi kelebeği' ilan edenlerin tümden façası bozmuş.
Yadıgadık mı? Yoo, Şaşırdık mı? Yoo. Bilakis memnun olduk, hem dahi darısı ötekilerin başına diye dua bile ettik.
Göreceksiniz, son iki gün, daha da 'dökülecekler'. Hele 8 Haziran günü hepten çark edecekler. Bugün parlata parlata doyamadıkları Selocan'a en azılı düşman yine bunlar olacak. Çok değil, yazın bir kenara 3 gün sonra!
Tabiyatları, tiynetleri, cibilliyetleri bu bunların. Biraz haysiyetten nasipleri olsa, pazartesinden tezi yok 'Dağda' yoldaşlarının yanında alırlar soluğu!
Bu aralar senaryo yazanımız çoğaldı. Benim senaryom da şöyle. Bu kadar parlattılar cilaladılar halka yutturmaya çalıştılar ama yine de millet bunu yemeyecek. Yani yiğidim aslanım, sen baraj maraj değil geçsen geçsen, karşıya Taksim'e geçersin.
Sonuçda popstar alaturka yıldızı selocan'a iki yol gözüküyor. Ya dediği gibi yapıp 'abisinin' izinden Kandil'in yolunu tutacak ki, hiç tavsiye etmeyiz, bu durumda milletin gazabı büyük olur, yahut efendi gibi Maksim'i ihya etmenin yoluna bakar!
Eminim İstanbul Belediyesi, Kadir Topbaş bey, bu konuda kendisine bayağı yardımcı da olur.
***
Hikayenin ikinci kısmında 'Popstar piskopat Bayhan' var. Hele siz, seçime kadar bunu bir sindirin, biz hikayeyi anlatmadan seçimden sonra o kendini hatırlatır nasıl olsa!
@yusufserce twitter.com/yusufserce
