Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2441.11
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Nisan 2024

Yabancı düşmanlığı

Slogandan pek öteye geçen düşmanlıklarımız var ama çoğu çakma ve derununda koca bir hiç var.

Kimisi bilinçli kimisi bilinçsiz bu düşmanlıklara karşı atıp tutar ama sonuç maalesef eski tas eski hamam.

Geçen gün akşamüzeri bir kardeşimizin taziyesi için Merter’e gitmem gerekti. İftar saatinde araç yerine toplu taşımayı kullanmamın daha doğru olacağını düşünerek Uzun zamandır kullanmadığım Kabataş-Bağcılar tramvay hattını kullanmak için Fındıkzade’den tramvaya bindim.

Toplu taşımalarda yoğunluğun olduğunu sık kullandığım Marmaray’dan bilmeme rağmen Fındıkzade tramvay durağındaki insan kalabalığı geçekten her yönü ile düşünmeye değer.

İlk tramvaya binemesem de ikinci gelene ite kaka bindim. Tramvayın içerisi başka bir âlem, insanlar sanki birbirlerine yapışmış adeta tost halinde Cevizlibağa kadar böyle gittik.

Cevizlibağ’da aktarma yapılıyormuş ve kısa süre bekledikten sonra gelen Bağcılar tramvayına da aynı şekilde ite kaka binip yola koyulduk.

Tramvay hattı Zeytinburnu ilçesinin merkezinden geçtiği için yol boyu iş yerlerinin tabelalarına bir an gözüm takıldı. Daha önce bu kadar yok muydu doğrusu bilemedin ama yol boyu yüzlerce iş yeri var ve nerede ise hiçbir iş yerinin tabelasında Türkçe yazılar yok. Tek tük birkaç işyeri dışında tüm tabelalar İngilizce, bazılarında Çince tabelaları okuya okuya yola devam ettim.

Özellikle tekstil ağırlıklı firmalarımızın nerede ise hepsinde tabelalar İngilizce. Arada tek tük Türkçe birkaç tane de Arapça tabela görmesem burası neresi diyeceğim ama İstanbul’dayım ve Zeytinburnu ilçemizden Merter’e doğru gidiyorum.

Değerli okurlarım hadi devlet görevini yeterince ifa etmiyor diyelim ama mangalda kül namına bir şey bırakmayan yabancı düşmanı tescilli sivil toplum kuruluşlarımız neredeler?

Arapça tabela gördüğünde kimyası bozulan kardeşlerimizin sesi soluğu niçin çıkmıyor?

Bu açık çifte standart aklıselim tarafından niçin görülmüyor?

Bu kadar yaygara koparmak algı oluşturmak ve yabancı düşmanlığında sınır tanımamak tam bir tezat oluşturmuyor mu?

Dünyamız giderek daha yaşanmaz hale geliyor. Bu duruma gelmesinde dünyaya demokrasi ve özgürlük dağıtan medeni (!) batı ülkelerinin affedilmez hataları var.

Savaşlar iç kargaşalar, işgaller ve sömürmede haddi aşarak mazlum birçok insanı açlığa mahkûm etmenin elbette bir bedeli olacak ve oluyor da.

Özellikle Afrika’nın mazlum insanları olmak üzere istikrarsızlığın ve savaşın acımasız yüzü ile karşılaşan masum halklar doğal olarak daha emniyetli gördükleri ülkelere doğru göç etmeyi bir çare olarak görüyor.

Ülkemiz Dünyamızın orta yerinde ve geçiş koridorunda olmasından dolayı da birçok yabancı ülke vatandaşı için cennet vatanımız birçok bakımdan cazibe merkezi.

Dünyamız ise acımasız sömürgeci batı ülkelerinin doyumsuz iştahı sayesinde giderek daha istikrarsız adaletsiz ve hakkaniyetsizliğe doğru hızla yol aldıkça göreceli müreffeh ülkelere doğru göç artarak devam edecek ve kendi yaşadığımız coğrafyada bu durumdan maalesef etkilenecek.

Devletimiz elbette olan bitenden haberdar ve gerekli tedbirleri almaya devam ediyor.

Benim asıl merak ettiğim mesele ise biraz daha farklı.

Arapça tabelalar gördüğünde vücut kimyası bozulanların kanının bozuk olup olmadığını araştırmak gerektiğini düşünüyorum.

İş yeri tanıtıcı tabelalarında İngilizce veya Çince harfleri kullanırlarsa sus, Arapça yazılı harfli tabela görürsen kudur.

Olacak gibi değil ama maalesef olmuş olduğunu bizzat gözlerimle görünce duramadım ve kalemine sarılarak bu çifte standardı lanetleyerek en azından görenler için bu kısa bilgilendirmeyi yaptım.

Samimiyetten uzak ön yargılı din düşmanlığı kokan ayırımcılığa karşı uyanık olmalı ve uyuyanları uyandırmalıyız.

Görene

Körene

Sağlık ve mutluluk dileklerimle