Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2466.60
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yapay zekâ insanlığa neler vaat ediyor?

Gerek Türkiye’de, gerekse de dünyada teknolojinin hızlı bir şekilde gelişim göstermesi ve bilgisayar sistemlerinin giderek yaygınlaşması yapay zekânın ön plana çıkmasını sağlamıştır. Bugün yapay zekâ üzerine farklı tartışmalar gerçekleştirilmektedir. Öncelikle yapay zekâ kavramını tanımlamak yerinde olacaktır. Yapay zekâ; insan ya da herhangi bir canlı organizma olmaksızın bütünüyle yapay araçlarla oluşturulan, insan gibi hareketler ve davranışlar gerçekleştirebilen teknolojilere verilen genel addır.

Yapay zekânın çıkış noktası…

Yapay zekâ da tıpkı bilgisayar bilimi gibi tarihsel açıdan 1940’lı yıllara dayanmaktadır. Yapay zekânın fikir babası İngiliz bilgisayar bilimcisi Alan Mathison Turing’dir. Turing; “Makineler de insanlar gibi düşünebilir mi?” sorusu üzerine yapay zekâyı tartışmaya açmış ve özellikle II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan elektromekanik cihazlar sayesinde yapay zekâ kavramı hayat bulmuştur. Klasik anlamda yapay zekâ kavramı ilk olarak 1956 yılında Stanford Üniversitesi`nde görev yapan Profesör John McCarthy tarafından ortaya atılmıştır.

O dönemden bugüne değin geçen süre zarfında yapay zekâya yönelik çalışmalar giderek hız kazanmış; makineleşme ve robot teknolojisi büyük gelişim göstermiştir. 2017 yılında üretilen yapay zekâlı Robot Sophia, Suudi Arabistan’dan vatandaşlık aldı. Konuşan, şarkı söyleyen Sophia’nın ardından Çin'de düzenlenen Dünya İnternet Konferansı'nda Xinhua News kanalının haber sunucusu Zhang Zhao'ya benzetilen robot spiker kendisini tanıtarak açılış konuşmasını yaptı. Yapay sinir ağları ve sinir hücreleri sağlık sektörüne de pozitif etki etmiş ve tıp alanında gerçekleştirilen çalışmalar hızlı bir ivme kazanmıştır.

Sosyal medya yapay zekâ ile evriliyor!

Yapay zeka çalışmaları sosyal medya alanında da etkisini göstermiş ve Web 2.0 ile başlayan etkileşim olgusu bu teknolojiyle birlikte farklı bir perspektife evrilmeye başlamıştır. Teknoloji firmaları yapay zekâ olgusuna dair önemli yatırımlar gerçekleştirmektedir. Yapay zekâ ile insanların sebep olduğu hatalar minimum düzeye indirgenebilmektedir. Ayrıca daha hızlı hizmet akışı da sağlanabilmektedir. Sosyal medya, her yaştan her kesimden bireyin ilgi duyduğu ve kullandığı yeni nesil iletişim ortamlarından oluşan bir bütündür. Katılımcı yapısı sosyal medyayı her geçen gün ön plana çıkarmaktadır. Facebook, yapay zekâya oldukça önem vermektedir. Bizzat Facebook’un yapay zekâ laboratuvarında geliştirilen ve kendi kendine konuşma özelliği bulunan “chatbot” çok somut bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Soruları tamamen yapay zekânın cevapladığı bu sistem kullanıcıların merak ettiği birçok konu hakkında bilgi sunabilmektedir. Otomatik mesaj özelliği yapay zekâ ile farklı boyutlara ulaşmıştır. Yiyecek siparişi, bankacılık işlemleri, alım-satım faaliyetleri bu sistem üzerinden gerçekleştirilebilmektedir.

Yapay zekânın Türkiye’deki durumu

Microsoft ve EY'nin (Ernst & Young), Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki şirketlerin yapay zekâ kullanımıyla ilgili hazırladığı rapora göre, yapay zekâ olgunluğu açısından Türkiye’nin bölgede lider çıkması da oldukça dikkat çekicidir… Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 5 ülkede (Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Güney Afrika) faaliyet gösteren 100’den fazla şirket yöneticileriyle yapılan görüşme neticesinde hazırlanan "Artificial Intelligence in Middle East and Africa" isimli raporda Türkiye'deki şirketlerin %80’inin yapay zekâ stratejilerini doğrudan üst düzey yönetimde ele aldığı belirtildi. Buradan işaretle iş dünyasının geleceğini yapay zekânın şekillendireceğini söylemek pek de yanlış sayılmayacaktır. Bakalım zaman ne gösterecek…