Dolar (USD)
32.25
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2423.80
BIST 100
10055.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 May 2019

Yeni ortaöğretim modeli hakkında ilk izlenimler

Yeni orta öğretim modeli Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklandı. Model bir ekonomi, bir sosyal hayat projesi olarak takdim edildi. Ziya Selçuk sunumunda zamanın ruhuna vurgu yaptı, 2040’lara çocuklarımızı hazırlamaktan bunu “milli benlik ülküsü çerçevesinde” hareket ederek yapmaktan söz etti.

Sunumda “derinleşme” başlığı altında Sayın Bakanın modele ilişkin dile getirdiği hususlar; ders sayılarında azalma, deneyime yönelik eğitim, derslerde disiplinlerüstü yaklaşım ve alan derslerinde proje ve uygulama çalışmaları idi.

Hayal, Etkinlik, Yaşam (HEY) başlığı ile modelde planlanan ise sanatsal, fiziksel aktivite ile toplum çalışmalarına öğrencilerin yönlendirilmesiydi.

Kişisel rehberlik, ilgi alanlarının tespiti, esnek ve kişiselleştirilmiş eğitim ile kariyer yönetimi, yeni ortaöğretim modelinin taahhütleri olarak sunumda zikredildi.

Sayın Bakanın sunumundan sonra modele ilişkin ilk itirazlar, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin tüm sınıflar için zorunlu olmasına karşın Matematik dersinin zorunlu ders olarak modelde niçin anılmadığını sorguluyordu. Sayın Bakan bizzat bu iddiaya Matematik bilgisi olmadan bir üst sınıfa geçilmeyeceği yönünde bir açıklamada bulunarak cevap verdi.

Modele ilişkin diğer bir itiraz ise aktarıldığı kadarıyla modelde yer alan ders ve ders saatlerine ilişkin düzenlemelerdi. Düzenlemenin özellikle öğretmenlerin norm durumlarında yaratabileceği sıkıntılara dikkat çekildi. Hatırlanacağı üzere 4+4+4 sistemine geçtiğimizde özellikle sınıf öğretmenleri ciddi sıkıntılar ile karşılaşmıştı. Benzer bir durumun açıklanan modelin hayata geçmesi durumunda olası olduğunu düşünenler bu endişelerini dile getirdiler. Çünkü yeni ortaöğretim modelinde Fizik, Kimya, Biyoloji artık yok. Onun yerine tek bir ders olarak Doğa Bilimleri Deneyimi var. Tarih, Coğrafya ve Felsefe artık yok. Onun yerine de Sosyal Bilimler Deneyimi isimli tek bir ders var.

Hâl böyle olunca anılan branşların öğretmenlerini bekleyen akıbet ile yeni 2 dersin hangi öğretmenler tarafından nasıl okutulacağı merak uyandırıyor. Bir taraftan yeni model “disiplinlerüstü” anlayışı yüceltiyor, mevcut branş öğretmenlerinin “disiplinlerüstü” bir formasyona sahip olup olmadıkları meselesi var ortada. 6 saati 3 branş öğretmenine mi paylaştıracaklar peki?, O zaman niye birleştirildi ki?, sorusu var diğer tarafta. Belirsizlik nasıl giderilecek şimdilik kimsenin bildiği yok.

Sayın Bakan sunumunda; çok konuştuk, tartıştık dedi. Ben 10 yıldır düzenli olarak eğitimi yazan birisiyim. Bir eğitim sendikasının da yönetimindeyim. 10 yıllık gözlemlerime dayanarak söylüyorum; Milli Eğitim Bakanlığının bu tip tasarı, tasarım ve modellemeler hakkında kimlerle tartışıp kimlerle konuştuğunu kimlerle görüşüp hangi mahfillerde hazırlık yaptığını vallahi bilmiyorum! Yapıyorlar demek ki…

Sayın Bakan yapacaklarını zamana yayıp derinleştireceklerini bu nedenle neticenin yakın zamanda hemen ortaya çıkmayacağını hatırlattı. Bu hatırlatma ile açıkladığı modele ilişkin olası eleştirilere peşinen set çekmiş oldu. Öte yandan sunumu yapılan model evet, şu an için hakkında sunumu yapıldığı kadarıyla haberdar olduğumuz bir model. Dolayısıyla detaylarından mahrumuz. Ne var ki bahse konu olan kısmına dair de fikir beyanında bulunma kudretine sahibiz.

Yine Sayın Bakan, Nurettin Topçu’nun “300 yıllık maarif davamız” sözünü hatırlattı. Maarif davamızın tam 300 yıldır palyatif çözümler ile yarasının günden güne derinleştiğini biliyoruz. Dolayısıyla 300 yılık maarif davamız olduğunu idrak etmek meselenin ele alınışı bakımından daha köklü adımlar atılması yönünde bir davet aynı zamanda. Bu davete icabet etmediğimiz her günü kendi çocuklarımızın istikbalinden çalıyoruz.

Eğitimde 2023 Vizyon Belgesi ilan edildiğinde dikkatimi çeken ve belgede mütemadiyen tekrar ettiğini gördüğüm üç kelime vardı: “arttıracağız”, “geliştireceğiz”, “güçlendireceğiz”

Üç kelime de arttırarak, geliştirerek, güçlendirerek mevcut olanın sürdürüleceğini ilan ediyordu.

100 günlük plan, 2023 Eğitimde Vizyon Belgesi ve son olarak açıklanan Yeni Ortaöğretim Modeli… Bu üçü de kozmetiğin ötesinde bir vaatte bulunmuyor. Heyecanlanmamızı gerektirecek bir durum yok gibi gözüküyor. Görüldüğü kadarıyla devlet tekelinde zorunlu eğitim sisteminin içkin kodları muhafaza edilerek, kararlılıkla sahipleniliyor.