Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.81
Gram Altın
2390.20
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 May 2015

Yeni Türkiye'nin 'Yeni Sorunu': 'HDP'

Cumhuriyet tarihinin en dirayetli liderlerinden birisi olan Recep Tayyip Erdoğan, siyasi hayatının bitirilmesi pahasına, büyük bir risk alarak, "milli birlik ve kardeşlik projesi" üzerinden Türkiye'nin resmi ideoloji kaynaklı en büyük problemlerinden birisi olan Kürt Sorununun çözümü için yola çıktı ve çözüme odaklanmış toplum kesimlerini de arkasına alarak, özellikle entelektüel çevreyi de konsolide ederek sorunun doğru şekilde teşhisi ve barışçıl yollarla çözümü için özverili bir gayret sarf etti.

Gelinen noktada, silahların susması ve çözümün sivil /siyasi araçlarla sağlanması yönündeki çabayla birlikte; gerek siyasi Kürt hareketinin temsilcilerinin gerekse hükümet kanadının özverili yaklaşımları ve tahammülkar tutumları sayesinde "Kürt gençleri" ve "Türk gençleri" en azından dağlarda karşı karşıya gelmediler, kentlerde, özellikle de üniversitelerde yaşanan birkaç gerginlik ve çatışma dışında, yakın zamanda, çok şükür büyük çaplı bir olay vuku bulmadı. HDP Genel Başkanının talihsiz açıklamaları sonrasında 6-7 Eylül olaylarında çok sayıda insanın yaşamını yitirmesi talihsizliği bir kenara ayrılırsa, en azından sorunun çözümü noktasında hala bir umudun olduğu ortadadır.

Bütün umutların çözüme odaklandığı, kardeş kavgasını sona erdirecek, insan bedenleri yerine silahların toprak altına gömüleceği güzel günleri ümit ederken HDP ve destekçi çevreleri tarafından yapılan tehditkar açıklamalar barışa dair umutlarımızı gölgelemektedir. HDP'ye oy vermeyenlerin/vermeyeceklerin kurşunla tehdit edilmesi, HDP barajı aşamazsa kan döküleceği gibi talihsiz açıklamalar HDP'nin hala terörden medet umduğu ve silahlı güçlerini yedekte tuttuğu izlenimi veriyor.

Kürtlerin siyasi temsilcisi olduğunu iddia eden HDP'nin, tehditkar tavırlarıyla, hem kendisini hem de çözüm sürecini ne denli tehlikeye attığı, Kürt halkının geleceğine dair umutlarını nasıl heba ettiği maalesef gün gibi ortadadır. Üstelik Hüda-Par gibi diğer siyasi hareketlere karşı tahammülsüzlük besleyen HDP diline çokça doladığı demokrasi ve demokratlıktan da sürekli uzaklaşmaktadır.

Öte yandan Diyanet İşleri Başkanlığı'nı diline dolayan bir HDP'nin dindar Kürtlerden ancak baskı ve zorbalıkla oy alabileceği ortadadır. Şiddeti ve nefreti körükleyen bir HDP'nin gönül rızasıyla ancak kendi militanlarından oy alabileceği, sivil kesimlerden ise hile ve göz boyamayla oy almaya kalktığı da ortadadır. Kendisini Kürtlerin yegane temsilcisi olarak lanse eden HDP, ne yazık ki sandıkta sıradan Kürt vatandaşının da tercihi olabilmektedir. Bu ise ancak ve ancak geçmişte resmi ideoloji tarafından Kürtlere yapılan zulmün bugün de devam ettiği algısının pekiştirilmesiyle mümkün olmaktadır. 12 yıldır bölgenin ayağa kalkması için her sahada mücadele eden, yatırım yapan, teröre rağmen bölgeyi ihmal etmeyen bir siyasi irade halk nezdinde yok sayılmakta, gerçeklerin üzeri bir bir insafsızca örtülmektedir.

İşin acı tarafı şudur: Artık Türkiye'de Kürt sorunu yoktur, Türkiye'de artık bir HDP sorunu vardır. Çözüm süreci Kürt sorununda çok önemli mesafelerin aşılmasını sağlamış, ancak HDP sorununun aşılması için henüz gerekli zemin üretilememiştir. Gay ve Lezbiyenlerin destekçisi, Diyanet düşmanı, seküler Kürt ulusu yaratma pprojesinin hamisi, Türkiye'nin yeni CHP'si HDP artık bu ülkenin "yeni sorunu"dur. Yeni Türkiye'nin yeni sorunu HDP, Kürtleri kışkırtarak, bir seçim arefesinde milli manevi değerlere ters paradigmalarla bu milletin önüne geçerek, terör seçeneğini yedekte tutarak, silahlı milislerini seçim sonrası oluşacak tablo için seferber ederek, dini diyaneti diline dolayarak, bu haliyle Yeni Türkiye'ye ayak bağı olmaya devam etmektedir.

Kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın, HDP çizgisindeki siyasi Kürt hareketi bağımsız-özerk Kürdistan hedefine ulaşmadan bu tutumundan asla vazgeçmeyecektir. HDP'nin amacı Kürtlere daha fazla özgürlük değildir, HDP'nin esas amacı Kürtlerin özgürlük problemi üzerinden kendisine bir güç ve iktidar devşirmek, bunu bir toprak parçasıyla da taçlandırmaktır. Ayrılıkçı Kürtlerle, bir arada yaşamak isteyen Kürtlerin bu seçimlerde, sandıkta ortaya koyacağı tavır hem Kürt halkının hem de Türk halkının kaderlerini yakından etkileyecek, bölgede kurulacak her yeni ulus devletin bu bölgeye huzur ve mutluluk getirmeyeceği düşüncesi gerçeklerin idrak edilmesiyle daha da takdire yakın ve daha da mümkün hale gelecektir. Bu gerçek ise HDP'nin Kürt milletinin geleceği ve Türkiye'nin istikbali adına kendisine iyi bir rota tayin etmediği gerçeğidir.