Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2439.12
BIST 100
9988.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Haziran 2023

Yenileşmek mi yineleşmek mi?

12 Haziran…

12 yıl önce bugün (2011)Türkiye’de milletvekili genel seçimleri yapıldı.

2007’de 367 dayatmasıyla cumhurbaşkanı seçtirmeyen vesayet odakları baskı ve yıldırmalara hiç ara vermediler.

12 yılda, 11 seçim yapıldı.

Buna 16 Nisan 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumu da dahil.

Bu sistemin uygulanmasına ise 24 Haziran 2018 geçildi.

14-28 Mayıs seçimleriyle yeni sistemin ikinci dönemi başladı.

Tarihî bir seçimdi, bu...

Eski hal, muhal…

Gerçi, “Suriye Demokratik Güçleri” adı altında siyaset üretmeye kalkanlar, Türkiye’de de “Demokrasi Bileşenleri”ne bel bağlamışlardı…

Her şey istedikleri gibi “güzel” olacaktı.

Hevesleri kursaklarında kaldı.

“Değişim/yenileşme” son umutları…

Mümkün mü?

Zor değil,

İmkânsız…

Çok karakterlilik en büyük handikap

12 yılın olayları bile her şeyi açıklamaya yeterlidir.

Belki 12 asırda yaşanabilecekler, 12 yılda yaşandı.

12 Haziran 2011 Genel Seçimler sonrası:

TBMM’de yemin boykotu…

28 Aralık 2011 Uludere’de FETÖ’nün 34 vatandaşı katletmesi…

Yaklaşık 40 gün sonra;

7 Şubat 2012…

MİT Müsteşarı Hakan FİDAN’ı ifadeye çağırma bahanesiyle tutuklayıp Başbakan ERDOĞAN’ı da şüpheli durumuna düşürmek ve akabinde onu da tutuklama girişimi…

1 Aralık 2012 ile 14 Nisan 2013 tarihleri arasında İstanbul'da sahnelenen 'Mi Minör' adlı tiyatro oyunuyla Gezi’nin birebir provasının yapılması,

22 Şubat 2013’te Başbakan, Gebze Otoyol İhalesini iptal edilmesi sonrası…

11 Mayıs Hatay/ 2013; Reyhanlı’da bombalı saldırı…

Ve

27 Mayıs 2013 Gezi Darbe Kalkışması…(27 Mayıs 1960’tan 53 yıl sonra…)

3 gün sonra,

1 Haziran, Kadıköyde mitingi iptal edilip kalabalığın Gezi’ye yönlendirilmesiyle olayların zıvanadan çıkartılması…

Ekim ayında FETÖ’nün ABD’de yaptığı toplantılarla açıktan saldırı kararı alması…

14 Kasım 2013’te dershanelerin kapatılması çalışmalarını bahane ederek saldırıya geçmesi,

17-25 Aralık…

Ocak 2014 MİT tırlarına saldırı…

Haziran’da DEAŞ’ın Musul Başkonsolosluğu çalışanlarını rehin alması…

6-8 Ekim olayları…

Aralık 2015 hendek- çukur terörü…

15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi…

Suriye, Irak, Libya operasyonları mecburiyeti…

Şer ittifaklarının ekonomik ve politik saldırıları…

Emperyalist dergi gazete ve sosyal medyanın hezeyanları…

Türkiye, büyük badireler atlattı.

Bundan sonrası elbette sütliman olmayacak.

Çünkü şeytan “görevde”dir.

Kendini güzel göstermek için sevgi pıtırcıkları dağıtmak, helalleşmek ister.

Darbelere karşı görüntü verir, en adil olduğunu söyleyebilir.

Ama

27 Mayıs 1960’ta…

Millî Birlik Komitesinin: " İktidar Partisi idarecileri tarafından Anayasa'nın çiğnenmesi, Türk Milletinin bütün fert ve insanlık hak ve hürriyetlerinin ve masuniyetlerinin ortadan kaldırılması, muhalefet murakabesi işlemez hale getirilerek tek parti diktatoryası kurulması suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi fiilen bir parti grubu durumuna düşürülmüş ve meşruluğunu kaybetmiştir.

Ordu Dahilî Hizmet Kanununun 34 üncü maddesi ile " Türk Yurdunu Ve Teşkilatı Esasiye Kanunu ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumak" vazifesi kendisine verilmiş olan Türk Ordusu, vatandaşı birbirine düşürmek suretiyle Türk Vatanını ve millî varlığı tehlikeye koymuş olan eski iktidara karşı bu mukaddes kanuni vazifesini yerine getirmek ve Hukuk Devletini yeniden kurmak için Türk Milleti adına harekete geçerek, Milleti temsil vasfını kaybetmiş olan Meclisi dağıtıp iktidarı, geçici olarak, Millî Birlik Komitesine emanet etmiştir." bildirisini bugün de dilendirebilmesi, 15 Temmuz’a “tiyatro” diyerek ihaneti perdelemesi kimliğini açık etmektedir.

Gaflet, ihanettir.

Ve

Yineleşenler yenileşemezler…