Dolar (USD)
32.24
Euro (EUR)
34.58
Gram Altın
2409.23
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Eylül 2018

Yerel Seçimin Parametreleri!

Türkiye, ufukta beliren yerel seçimleri konuşmaya başladı. Herhangi bir değişiklik olmazsa 2019’un Mart’ında yerel seçim yapılacak. Siyasi partiler aday çalışmalarına başlamış görünüyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bazı illerde bazı isimleri işaret etmesi, CHP’nin HDP ile ittifak edip etmeyeceği, doğu ve güneydoğu illerimizdeki kayyumların yerel siyasete ve HDP’ye etkisi gibi başlıklar yaklaşan yerel seçimin en kritik başlıkları olmaya namzet. Peki yerel seçimin belirleyeni kim olur, siyasette tablo değişir mi?

Öncelikle altı çizilmesi gereken nokta şu: Yerel seçimin belirleyeni de, AK Parti ve Erdoğan olacak. Türkiye’yi 2002 yılından beri yöneten AK Parti’nin göstereceği adaylar ve siyaset yapma biçimi, muhalefetin seçim stratejisini belirlemesinde etkili olacaktır.

Erdoğan, ince eleyip sık dokumalı...

Bu tespitten sonra AK Partili bazı belediyeler için şu hatırlatmayı yapmak zorundayım; bazı belediyelerin halk ile arasındaki mesafe hayli açılmış durumda. Sanki bu millet kendilerine oy vermek zorundaymış gibi bir kabulleri var. Halk ile aradaki mesafe uçurum mesabesine ulaştı. AK Parti’yi var eden ve bugüne kadar girdiği her seçimi kazanmasında rol oynayan siyaset, AK Partili bazı belediye yönetimleri zehirlemiş görünüyor. Bundan dolayı olsa gerek, şu şikayeti sıklıkla duymaya başladım: “Belediye başkanına ulaşamıyoruz.” Halk kendisine ulaşamadığı belediye başkanına neden oy versin? Bu yüzde 'Erdoğan, ince eleyip sık dokumalı' diyoruz...

Yerel seçim ile ilgili ikinci önemli faktör, ekonomik durum ve göstergelerin toplumsal hayata yansımasıdır. Görünen o ki, tüm partilerin stratejilerinin merkezinde ekonomi ve ekonomik söylem olacak. Özellikle ABD’nin Türkiye’yi ipotek altına almak için başlatmış olduğu Dolar saldırısı, yerel seçim sürecinde kendini iyice gösterecek ve kriz hissedilir hale getirilecektir. Bunun da muhalefet partilerinin söylemine yansımaması düşünülemez. Kısacası, siyasetin üzerindeki ekonomik baskı belirginleşecek.

İdeolojik Siyaset Neden Tükendi?

Özellikle ekonomik durumun siyasete yansıması yerel seçimlerde kendini fazlasıyla hissettirecektir. Gerçi, bu ülkede yerel veya genel tüm seçimlerin ana motoru hep ekonomi olmuştur. Ekonomik durumun iyileşmesi veya kötüleşmesi, kazananı veya kaybedeni belirlemiştir. Öyle ki, politik tabloyu değiştirmek isteyen güç odakları veya siyaset mühendisleri, ekonomik durumu kötüleştirmeyi ve yönetilemez bir ülke görüntüsü ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Ülkenin bir dönem yetmiş sente muhtaç hale getirilmiş olmasının arka planında böyle bir art niyet vardı.

Bir de ideolojik tercihler veya kimlik siyaseti ana akım politik söyleme yön verecek bir güçte olmamıştır. Bundan dolayı ideolojiyi ön plana çıkaran partiler kaybetmeye mahkumdur. Kimlik siyaseti yapan HDP’nin de, ideoloji cenderesinden çıkmayı bir türlü beceremeyen CHP’nin pek bir şansı yok. Basit bir ifade ile ideolojinin karın doyurmadığını gören seçmen tercihini daha rasyonel tercihler için kullandı, yine aynı parametrelere göre tercihini yapacaktır.

Sonuç olarak, ekonomik tetikçilerin siyaseti işgal etme girişimi pek sonuç verecek gibi görünmüyor. Çünkü Erdoğan’ın siyaset yapma biçimi ve piyasaya güven aşılayan güçlü duruşu sosyo-ekonomik kaosun önüne set oluyor.