Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2413.08
BIST 100
10267.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Aralık 2018

Yerel seçimler, ittifaklar, ev hanımları ve esnaflar…

İkinci 100 günlük eylem plânını açıklayan Erdoğan, gençlerden gelen “… Seninle Gurur Duyuyor..” tezahüratına “Biz de sizlerle gurur duyuyoruz ama 31 Mart’ta daha da gurur duyacağız!” diyerek karşılık verdi.

Konuşma boyunca da, yeri geldikçe “31 Mart Yerel Seçimleri”ne dikkat çekti.

Yerel seçimler, yerel yöneticileri belirlemenin çok çok ötesinde anlamlar taşıyor zira.

Cumhur İttifakı ve özellikle de AK Parti Yerel Seçim’den net bir şekilde “zaferle” çıkabilirse, 2023 yolu büyük ölçüde açılır.

Aksi takdirde…

Tehditler, cür’etler tavan yapar; 28 Şubatçıların ümitleri katlanır!..

Evet…

Yerel seçimlerden devam edelim:

İttifaklar şekilleniyor;

Bir tarafta AK Parti ve MHP’nin “Cumhur İttifakı” var, öbür tarafta da “devirmeye kilitlenmiş”lerin işbirliği...

AK Parti ve MHP arasında fazla pürüz yoktu.

Öbür tarafta “problemler” vardı, orada da detaylar konuşuluyor artık.

Erdoğan’ı devirebilmek için tabanda “işbirliği” yapacaklar…

Bugüne kadarki denemelerinde başarıya ulaşamadılar ama tecrübe kazanmadıkları söylenemez…

Bu seçim her iki taraf için de çok zorlu geçecek.

İttifaklardan hangisi kazanır?..

Kazanmış olmanın ölçüsü nedir?..

Bakalım:

İstanbul ve Ankara’dan birinin “el değiştirmesi” Cumhur İttifakı açısından, özellikle de AK Parti açısından telafisi son derece güç sonuçlara sebep olur, burası kesin.

AK Parti’nin oy oranının, 24 Haziran’ın gerisinde kalması da sıkıntıya yol açar.

Süreci yönetmek iyice zorlaşır.

AK Parti yöneticilerinden biri, “Seçim sonuçları ne olursa olsun Türkiye’nin yönetimini etkilemez!” yollu değerlendirmelerde bulundu ama buna katılmıyorum.

Mutlaka etkiler, hiçbir yerel seçim sadece yerel seçim değildir, hele bu seçim hiç değildir!

İstanbul, Ankara ve İzmir’in; özellikle de ilk ikisinin ne kadar önemli olduğu ortada.

Ben, Cumhur İttifakı’nın İstanbul ve Ankara’yı büyük ihtimalle alacağını, İzmir’i ise büyük ihtimalle kaybedeceğini düşünüyorum.

Yerel seçime çok uzun bir süre var, zaman içinde dengeler değişebilir ama şu andaki tablo böyle: Ankara’da AK Parti-MHP arasındaki Cumhur İttifakı ipi çok zorlanmadan göğüsler.

İstanbul’da, “Erdoğan karşıtı HDP”nin oyu az değil ama İstanbullu’nun “Erdoğan öncesi İstanbul’a” dönmek isteyeceğini sanmam.

Gençler o günleri bilmez ama anlatılır herhalde, bakalım.

Durumu böyle görüyorum.

İstanbul ve Ankara’yı Cumhur İttifakı alabilir, “genelde” ise zorlanma olabilir tahminimce.

Seçim sonuçları üzerinde adaylardan çok “ekonomi”nin ve “hane halkı geçim durumu”nun etkili olacağını düşünüyorum bu seçimde.

“Vatan müdafaası, milli mücadele, yerel hizmetler, vesaire…” elbette mühim ama…

Herkes sonuçta “evlâtlar” için çalışır.

Önce tencere ve illâki tencere!..

DURGUNLUĞA VE DARGELİRLİNİN GEÇİM SIKINTISINA ÇARE BULMAK ŞART!

Piyasada durgunluk var, asgari ücretin iki katıyla bile geçinebilmek -hele de kira veriliyorsa- neredeyse imkânsız…

24 Haziran öncesinde “AK Parti 300’ün altında kalabilir!” diyerek bir dizi uyarı yazısı kaleme almıştık.

“Erdoğan ilk turda kesinlikle alır ama Genel Seçim sonuçları sıkıntılılara yol açar!” diye yazdık, yazdık…

“Aday tercihlerindeki” hatalara dikkat çektik…

Olan ortada.

Şimdi…

Yine yazıyoruz:

Ak Parti, Yerel Seçim’de İstanbul ve Ankara’yı

-büyük ihtimalle- elinde tutar ama “genelde” kayıplar yaşanabilir.

Bu da, 2019’un ikinci yarısını ve 2023’e giden diğer yılları çok zorlu hale getirebilir.

Memleketi sağlıklı bir şekilde idare edebilecek evsafta bir muhalefet partisi görsem, “Varsın öyle olsun!” diyeceğim de…

Hali hazırda öyle bir yapı göremiyorum.

Bundan dolayı…

“AK Parti’nin güçlü kalması eşittir Türkiye’nin güçlü kalması” durumu devam ediyor demektir.

27 Haziran sonuçları AK Parti’nin “gücünü koruyup koruyamadığına” dair soru işaretlerinin derinleşmesine yol açmıştı.

Sayın Erdoğan’ın ısrarıyla gerçekleştirilen “tekrar seçim sonuçları” tarihe -AK Parti açısından- “başarı” olarak geçti ama 24 Haziran’daki “genel seçim” sonuçları soru işaretlerini yeniden gündeme getirdi.

Sayın Erdoğan, Başkanlık Seçimi’ni ilk turda kazandıysa da, AK Parti genel seçimden arzu ettiğinin epeyce altında oy oranıyla çıkabildi.

Şimdi…

Ak Parti ve MHP'nin "yerel seçim" işbirliği sözkonusu.

Bu ittifakın seçimden başarıyla çıkabilmesinin yolu da, “hane halkı”nın “geçim sıkıntısı”nın büyük ölçüde giderilmesinden geçiyor.

Özellikle büyük şehirlerde 1000 TL’nin altında kiralık ev bulabilmek çok zor.

Dört kişilik kirada oturan bir ailenin aylık gideri ne kadar olur, rakamlar muhtelif ama asgari ücretin çok çok üstünde olduğu ortada.

İktidarı etki altına almak isteyen FemiFaşist’lere bakmayın siz, seçim sonuçlarını büyük ölçüde “geçim sıkıntısı çeken ailelerdeki ev hanımları” belirler!

Onun için Femifaşistlerin değil, “ev hanımları”nın tepkilerine kulak vermek gerekir.

Bir de esnafların…

Onlar da piyasa şartlarından bire bir etkilenir ve etraflarını ciddi bir şekilde etkiler.

Geçtiğimiz günlerde bir “Emlakçı Dost”a uğradım…

Dost, bugüne kadarki bütün seçimlerde “AK Parti”ye oy vermiş…

Bu seçimde de öyle yapacakmış…

Ama…

“Herkes benim gibi olmaz!” diyor…

Ve şöyle devam ediyor:

“Kardeş, Vallahi de Billahi de geçen ay bu dükkana bir asgari ücrete denk gelecek kadar para girdi ki, ben üç kişi çalıştırıyorum.

Böyle kaç ay daha götürebilirim bilmiyorum.

Elinde para olan, götürüp yüksek faiz için bankaya yatırıyor!..

Aracı olduğumuz evlerden biri alsa, en fazla 1500 lira kira geçecek eline, onun da bin türlü derdi var.

Bankaya yatırsa çok daha fazlasını hiç uğraşmadan elde ediyor!

Vatandaşların büyük bölümü de buraya yöneliyor. Sen faize karşısın, ben faize karşıyım ama herkes böyle değil.

Banka müdürleri telefon açıp da ‘yüksek faiz’ vaadinde bulununca yelkenler iniyor!.. Böyle olunca da piyasa tıkanıp kalıyor!..”

BU YAPILIRSA CUMHUR İTTİFAKI RAHAT KAZANIR

Evet…

Buralarda sıkıntılar var…

Bu sıkıntıları, “Erdoğan’ı devirme ümitlerini arttırdığı” için memnuniyetle karşılayanları görüyoruz.

Bir de…

“Endişe” edenler var, “Seslerinin yukarıya ulaşmasının engellendiğini” düşünenler…

Ak Parti iktidarı “hane halkının geçim şartlarını” düzeltmek için elbette adımlar atacaktır…

Bunu “hazineyi” zora sokarak karşılamak yol değildir elbet.

“Piyasa”nın bir şekilde açılması şarttır.

Bugüne kadarki tedbirler, genellikle olumlu sonuçlar vermiştir ama sonuçlar “tabana” ciddi bir şekilde yansımış değildir, yansıması ümit edilir.

Hayat yokuşu giderek dikleşiyor ve insanlar yoruluyor!..

Nefes darlığı çeken “dar gelirli” vatandaşımıza nefes aldırmak şart.

Yollar, köprüler, havalimanları, şehir hastaneleri, millet bahçeleri, bisiklet yolları, vesaire, vesaire elbette önemli…

Bu seçim için “hane halkı geçim durumu” bunların toplamından çok çok daha önemli.

Seçim, “kapıdan baktıran ve kazma kürek yaktıran” Mart ayının şartlarında yapılacak.

Kış ayının bütün masrafları “aile bütçelerine” çökmüş olacak.

Yani…

Bu seçim için asıl mesele, “geçim meselesi”.

Dar gelirli vatandaşın “geçim sıkıntısına” önemli ölçüde çare bulunması çok önemli.

Bu yapılırsa, Cumhur İttifakı ve özellikle de AK Parti, Yerel Seçim’de tarihi zafer elde eder.