Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2438.22
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Ekim 2023

Yetimler başkenti

Filistin, yıllardır süregelen bir adalet ve özgürlük mücadelesinin sahne aldığı bir coğrafyadır. Filistin meselesi, yıllardır devam eden bir çatışma ve adalet meselesidir. Tarih boyunca birçok zulme maruz kalan, topraklarını kaybeden ve hakları gasp edilen Filistin halkı, bugün hala aynı acıyı yaşamaktadır. Her gün onlarca insanın öldürüldüğü ve tüm dünyanın seyirci kaldığı bu coğrafyada İsrail'in Filistin halkına yönelik uyguladığı zulüm ve haksızlıklar yürekleri dağlamaktadır. İsrail hükümetinin Filistin topraklarında yürüttüğü işgal politikaları ve baskıcı uygulamaları, müfsit bir milletin dünyayı kana bulamasının acı bir örneğidir.

İsrail'in Filistin zulmü, bölgedeki siyasi, ekonomik ve sosyal adaletsizliklere dayanmaktadır. Filistin halkı, 1948'den itibaren İsrail'in kuruluşuyla birlikte topraklarını ve evlerini kaybetmiştir. İsrail hükümeti, 1948'de gerçekleşen İsrail Devleti'nin kuruluşunu takiben Filistin topraklarını kontrol altına almış her geçen gün yayılma politikasını artırmıştır. Filistinli insanlar, bu süreçte vatandaşlarını, topraklarını, evlerini ve haklarını kaybetmişlerdir. İsrail'in Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs gibi bölgelerde gerçekleştirdiği işgal politikaları, Filistin halkının özgürlüklerini ve temel insan haklarını ihlal etmektedir. Bu süreçte milyonlarca Filistinli, yerinden edilerek mülteci durumuna düşürülmüş, sürgüne zorlanmış ve insanlık dışı koşullara mahkûm edilmiştir. Filistinlilerin anavatanlarına geri dönme hakkı, temel insan haklarından biridir ancak bu haklar sürekli gasp edilmekte ve Filistin halkı her gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalmaktadır.

Bugün, Filistin toprakları işgal altındadır. İsrail hükümeti, Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs gibi önemli bölgelerde işgal politikalarını sürdürmektedir. Filistinlilere ait araziler, zalim İsrail yönetimi tarafından ele geçirilmekte ve Filistin halkı sürekli olarak topraklarının parçalanması ve yerinden edilmeleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Havadan sudan sebeplerle İsrail’in hava saldırıları ve ablukaları, zulmü ve toplu katliamı Filistin halkının güvenliğini ve geleceğini tehdit etmekte ve onların temel haklarını ihlal etmektedir. İsrail'in Filistin zulmü, sadece toprak kaybı ve fiziksel baskılarla sınırlı kalmamaktadır. Bölgedeki güvenlik engelleri, insanların hayatlarını normal bir şekilde sürdürmelerini engellemekte ve ekonomik kalkınmayı olumsuz etkilemektedir. İsrail'in uyguladığı abluka politikaları, Gazze Şeridi'ni insana yakışır bir yaşam sürdürmesi için zorlu bir yer haline getirmiştir. Temel ihtiyaçlara erişim kısıtlanmaktadır ve insanların sağlık, eğitim ve istihdam gibi temel haklarına ulaşması engellenmektedir.

Filistin halkının karşılaştığı zulüm sadece fiziksel değildir, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanları da etkilemektedir. Filistin halkı, işgal altındayken ekonomik kalkınma ve istihdam olanaklarından mahrum bırakılmaktadır. İsrail yerleşim birimleri, Filistin topraklarından su kaynaklarını ve tarım arazilerini sömürmekte ve Filistinlilerin geçim kaynaklarını ellerinden almaktadır. Bu durum, Filistin ekonomisini çökertmekte ve halkın refahını olumsuz yönde etkilemektedir. Mazlum Filistin, uluslararası toplumun seslerini yükseltmesini ve Filistin halkının haklarını savunmasını gerektirmektedir. Uluslararası hukukun ihlal edildiği, insan haklarının çiğnendiği ve adalet duygusunun hiçe sayıldığı bir durumda sessiz kalmamak önemlidir. İsrail'in işgal politikaları kınanmalı ve Filistin halkının hakları savunulmalıdır. Uluslararası toplum, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini ve zulmünü durduracak adımlar atmalı ve Filistin halkının yanında yer almalıdır.

Mazlum Filistin, yıllardır süregelen adaletsizliğin, zulmün ve katliamın sembolüdür. Mazlum Filistin, işgal altında yaşayan bir toplumun dramını ve mücadelesini temsil etmektedir. Filistin halkı, topraklarını ve haklarını korumak için mücadele etmekte ve uluslararası toplumun desteğini beklemektedir. Uluslararası toplumda, İsrail'in Filistin zulmüne karşı tepki yeterince oluşmamıştır. Batı bu zulüm karşısında üç maymunu oynamakta, destek vermekte ve hatta yalan konuşmaktadır. Uluslararası toplumun, İsrail'e bu zulme son verme ve Filistinlilere adalet sağlama konusunda daha ciddi ve etkili adımlar atması gerekmektedir. Ülkeler, insan hakları ihlallerine karşı durmalı, İsrail'in işgal politikalarını kınamalı ve Filistin halkına hak ettiği desteği vermelidir.

Kudüs İsrail’in başkenti olmamış, olmayacak da. Kudüs İsrail’in yıllardır gerçekleştirdiği katliamlarla yetimler başkenti olmuştur.