Yılmaz Özdil İslam’a Kin Duyuyor Tillo Umurunda mı?
Geçtiğimiz günlerde Yılmaz Özdil denen kalemşor Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın “Zorunlu Matematik dersi neden tartışılmıyor da Zorunlu din dersi tartışılıyor” çıkışını propaganda malzemesi olarak kalemine mermi yapmış.
Son dönemlerde Türkiye’nin pozitif bilim, sanat ve sanayileşmeye verdiği desteği görmezden gelerek kara propaganda yürütüyor. Toplumsal ahlak seviyesi yüksek, vatan ve millet sevdası ile dolu ahlaklı mühendislerin yetişmesine destek veren Cumhurbaşkanımızın bu çıkışını bilimsel yaklaşımdan uzak gösterme çabasına bürünmüş.
Doğrusunu söylemek gerekirse bunda başarılıda olmuş. Sırf bu konu ile alakalı yazısını tam 33.699 kişi paylaşmış. Özdil bu yazısında Kuran ve Sünnet ışığında aldığı bilimsel eğitimlerle Dünyaya yön vermiş ve asırlar boyunca ismi anılmış Müslüman bilim adımlarını görmezden gelmiş.
Şimdi burada tek tek bu bilim insanlarımızın adlarını sayacak değilim. Beni asıl ilgilendiren bu hadsiz adamın Coronavirüs ile mücadelenin zafiyete uğrayacağı iddiasını asırlar boyu ilmin, bilimin ve medeniyetin beşiği olmuş Tillo’ya bağlamış olması.
Özdil’in fikir babalarının İslam medeniyetini nasıl yok ettiği herkesçe malum. Müslümanların batılılaşma ve çağdaşlık adı altında bilimsel deneylerle uğraşmak yerine okullarda Laiklik, irtica sendromu üzerine aşı bulma çabalarına büründükleri gerçeği daha dün gibi arkamızda duruyor.
İlmin, bilimin dini olmaz diyen Özdil, Mühendislik Fakültelerinde, Tıp Laboratuvarlarında başörtülü avına çıkan sözde bilim insanlarını ne çabuk unuttu?
Müslüman bilim insanları, mühendisler, bilginler, tüccarlar; sanata, tarıma, ekonomiye, sanayiye, hukuka, edebiyata, gemiciliğe, felsefeye ve tabii ki bilim ve teknolojiye büyük katkı vermiştir.
Bütün Dünya nefesini tuttu Çinin, Almanya’nın, İsrail’in, Kanada’nın Üniversitelerinden gelecek müjdeli haberi bekliyor diyen Özdil nedense Coronavirüsü 15-20 dakikada tespit eden kitin Türkiye’de üretildiğini yazmıyor. Hatta Amerika Birleşik Devletlerinde yine bu kiti üreten iki doktorun Türk olduğunu yazmıyor.
Erdoğan iktidar olduktan sonra Türk Bilim İnsanı beyin göçünü neredeyse bitirme noktasına geldi. Bundan hiç bahsetmiyor. Daha dün Dünya son sistem Hava Savunma Sistemlerine sahip Rusya’ya rağmen geliştirdiği savunma teknolojisiyle Rusların savunma sistemlerini yerle bir eden 40 yaşlardaki Türk Mühendisi konuşmadı mı? Hani Özdil köşesinde buna yer verdi mi?
Çağdaş Cumhuriyetin sahipleri bugüne kadar tek bir otomobil üretebilmişler mi? Son 20 yıla bakınca her alanda sanayileşmenin Cumhuriyet dönemine nazaran en zirve seviyeye çıktığını görürsünüz.
İslam medeniyetinin yeniden hortlamaması (Özdil açısından) için Tillo başta olmak üzere tüm İslam Medeniyetini kötülemekten geri durmayan Özdil’e reddiye olarak bir yazı kaleme alan Tillo’lu alime ne demeli? Makalesinde; “Öncelikle size selam eder, Allah’ın rahmeti, bereketi ve hidayeti üzerinize olsun.” Şeklinde hitabını bana göre tam bir fecaat.
Yazar sadece bununla kalmamış Özdil’e hitaben; “İnanmanızı isterim ki sizi tehdit ve tahkir etmek, üzmek, canınızı sıkmak niyetinde değilim. İdrak ve irfanınıza havale etmek istediğim, dikkatinize sunmak üzere birkaç kelam etmek istedim.” Diyor.
Elbette herkesin kendine has bir fikri olabilir. Bizde bu meyanda kendi fikrimizle Özdil’den ziyade Müslümanları dik duruşa sevk edecek, Zillete düşmekten uzak tutacak fikrimizi beyan etmek istiyoruz. Başlangıçta bunu bir grupta görünce çok önemsemedim. Ama bu cevapta bir yücelik varmış edasıyla farklı gruplardan da alınca artık yeter demenin zamanı geldiğini fark ettim.
Özdil’in yazılarını okumuşsanız bariz bir İslam düşmanlığını fark edersiniz. Adam İslam’a düşman siz çıkmışsınız Tillolu alimlere hakaretine takılmışsınız.
Yahu Allah’a ve Peygamberine inanmakta zorlanan birine “siz inanın ki sizi tehdit ve tahkir etmek istemem.” Diye neden zillete düşerek bir cevap veriyorsunuz. Onun anlayacağı kendi lisani ile bir karşılıktır. Muvazene ile ona bu meseleyi anlatabileceğinizi düşünmeniz gerçekten inandırıcılıktan uzak bir haldir.
Mümine karşı olabildiğince merhametli ve şefkatli, İslam düşmanlarına karşı da bir o kadar şiddetli bir duruş sergilememiz gerekir. İnanç noktasında nerede olduğu belli olan birine mütevazılık onun iştahını kabartır.
Elbette Mümin bir insan kimseye karşı kibirlenmez. Fakat o “inananlara karşı saygılı, İslam düşmanlarına karşı da başı dik olur. Allah yolunda cihad eder ve kınayanın kınamasından da korkmaz.” Kibirlenmek başka; haksızlık karşısında, inanç düşmanlarının karşısında dik durmak başkadır.
Unutmayalım ki; “Müslüman her zaman ve her yerde izzetini, şerefini korumak durumundadır.”
