Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2402.37
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yine Facebook, yine skandal!

Sosyal medya hayatımızın merkezinde yer alıyor. Akıllı telefonlarla birlikte vazgeçilmezimiz durumuna gelen sosyal paylaşım ağları kişisel veri güvenliğimizi de tehdit eder duruma geldi. Özellikle Facebook, skandalları nedeniyle tam bu noktada başı çekiyor. 2018 yılı sonu itibariyle 2 milyar 300 milyonun üzerinde kullanıcıya sahip olan Facebook, büyük verinin şüphesiz ki en temel parçası durumunda… Ayrıca dünyanın en çok tıklanan ilk 5 web sitesi içerisinde de Facebook kendine yer bulmuş durumda… Yani büyük bir sosyal medya devinden bahsediyoruz…

Cambridge Analytica unutulmamışken…

Londra merkezli Cambridge Analytica adlı veri analiz şirketinin Facebook'taki 50 milyon kullanıcı profiline ait verileri usulsüz kullanmasının yankıları henüz dinmemişken Facebook başka bir skandalla gündeme geldi. 2014 yılından beri toplamaya başladığı yaklaşık 50 milyon Facebook kullanıcısının kişisel verileri Trump’un başkanlık seçimlerinde de kullanılmış ve devasa bir kişisel veri ihlali gerçekleşmişti. Bu ihlalin hemen ardından Facebook, dünya kamuoyundan özür dilemiş ve Cambridge Analytica’nın verileri uygunsuz bir şekilde topladığını belirtmişti. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ise meydana gelen olay nedeniyle üzüldüğünü ifade ederek herkesten affını istemişti.

Amerikalı seçmenler hedef alındı…

2016 yılındaki Amerika seçimleri esnasında Facebook, Rus menşeili reklam ajansları tarafından Amerika’daki seçmenleri hedefleyen reklamlarla dolup taşmıştı. Bu reklamlar ilk bakıldığı vakit oldukça masumane gözükse de sosyal medyada başlayan toplum mühendisliği, algı operasyonları ve post-truth (hakikat ötesi) haberler seçimin de galibini belirlemişti. Bu seçimler hala tartışma konusu… Facebook’a da seçim sonuçları nedeniyle oldukça büyük eleştiriler yöneltiliyor…

Facebook bizi dinliyor mu?

Bu skandalın üstüne bambaşka bir olay daha patlak verdi ve Facebook’un, Messenger kullanıcılarının sesli mesajlarını para verdiği üçüncü şahıslara dinleterek yazıya döktürdüğü ortaya çıktı. Yani bütün aramaların deşifre edildiği ifade edildi. Amerika merkezli Bloomberg'e konuşan ve adının belirtilmesini istemeyen bir çalışan, konuşmaları dinlenen kişilere bilgi verilmediğini ve kendilerinin de Messenger konuşmalarını hangi nedenle yazıya dönüştürdüklerini bilmediklerini ifade etti. Bilindiği üzere Facebook'a sürekli olarak uygulamalar aracılığıyla kullanıcıların dinlendiği ve reklamların kullanıcıya göre kişiselleştirildiği iddiaları yöneltiliyordu. Hatta Zuckerberg ise bu iddiaları her defasında reddediyor ve mevcut söylemlerin "komplo teorisi"nden ibaret olduğunu dile getiriyordu. Fakat Zuckerberg’in bu açıklamaları hiçbir şekilde kullanıcıları tatmin etmiyordu. Çünkü sosyal medyada hangi konu ile ilgili bir görüşme ya da yazışma yaparsanız, hangi kelimeyi metin mesajlarınızda geçirirseniz size o kelimelerle ilgili reklamlar çıkmaktadır. Bu durum da Zuckerberg’in açıklamalarını çürütür niteliktedir.

Ah şu kullanıcı sözleşmeleri…

Milyarca insanın her gün yüklediği fotoğraflar, görüntüler ve her türlü içerik, Facebook’un özel olarak tasarladığı sunucularda saklanmaktadır. Kısacası dijital iz, hesapların silinmesiyle asla yok olmamaktadır. Facebook verileri işleyerek kullanıcıların ilgilerine, yaşlarına, siyasi görüşlerine, cinsiyetlerine, satın alma alışkanlıklarına göre kategorizasyon sağlamakta ve buna göre reklam içeriklerini göndermektedir. Reklamların hedefi haline gelmemizin en temel sebebi budur. Kişisel veri güvenliğimiz sürekli tehdit altında olmakla birlikte; bu tehdidi minimum düzeye indirgeyebilmek de mümkündür. Uygulamalardaki erişim izinlerini sınırlandırmak ya da kaldırmak güvenlik açısındanbüyük önem arz etmektedir. Mikrofon, fotoğraf, rehber ve konum gibi bilgilere olan erişimin engellenmesi bilinçli sosyal medya kullanımı ve dijital okuryazarlık açısından atılması gereken temel adımlardandır.