Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2414.56
BIST 100
10267.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yönetimde eleştirinin yeri ve değeri

Bir ülkede yönetimin iyi icraatlarını itibarsızlaştırmaya yönelik eleştirileri kast etmiyorum; ama yönetimde eleştiri değerli ve vazgeçilmezdir. Eğer işin ehli tarafından yapılır ve karşılık bulursa yönetime kalite getirir. Bu sebeple hemen her dönemde başarılı devlet adamları, doğruları çekinmeden söyleyebilecek cesarete sahip, güvenilir ve işin ehli ilim adamlarını danışman tutmuş ve görüşlerinden faydalanmışlardır.

İlim adamları da en zor zamanlarda bile devlet yönetimi ile ilgili bilgi ve düşüncelerini ifade etmeye ve bunları bir biçimde muhataplarına ulaştırarak ilmi ve vicdani sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmışlardır.

Genel bir adlandırma ile siyasetnameler, bu amaçla yazılan eserlerdir. 7. yüzyılda, Hintli ilim adamı Beydeba tarafından dönemin hükümdarı Debşelem için alegorik bir tarzda yazılan Kelille ve Dimne bu türün ilk ve en önemli örneklerinden sayılır. Edebiyatımızda te’lif, tercüme veya şerh tarzında yazılmış bu türden iki yüz civarında eser bulunmaktadır.

Bu tür eserlerde toplumsal yapıya ve devlet yönetimine ilişkin eleştiriler yapılır ve tavsiyelerde bulunulur. Dolayısıyla yöneticilerin ve devlet yönetimine talip olanların sıkıntı yaşamamaları veya yönetimde karşılaşacakları sıkıntılara çözüm bulmaları için bu eserleri okumaları elzemdir.

Siyasetnamelerdeki eleştiri üslubu, saldırgan ve tahkir edici değil, yapıcı ve yol göstericidir. Ayrıca yapılan eleştiriler belli bir şahsa veya o dönemde meydana gelen belli bir olaya yönelik de değildir. Genel anlamda devlet yönetmenin kuralları hatırlatılır ve uyulmadığı zaman yaşanabilecek sıkıntılara işaret edilir.

Bu tür eserlerde yöneten ve yönetilenlerin ilişkileri, konumları, değerleri, görev ve sorumlulukları anlatılırken bazen insan / insan bedeni metaforu kullanılır.

Mesela, Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’de, geçici bir gölgeliğe benzettiği dünyada ve sonsuz bir hayatın olduğu ahirette mutlu olmak için insanlığın ve merhametin tek çıkar yol olduğunu dört kahraman üzerinde anlatır: Hükümdar Küntogdı adaletin, Vezir Aytoldı mutluluğun, Vezirin oğlu Ögdülmiş aklın, dindar bir kişi olan Odgurmış kanaat ve akibetin temsilcisidir.

Bazı eserlerde ise devlet, insan bedenine benzetilmiştir: Hükümdar, organlara emir veren beyin olarak düşünülür. Danışmanlar onun gören gözleri, derece derece üst makamlarda bulunan memurlar, ilim adamları, vekiller, hâkimler, askerler, sanatkârlar ve diğer bireyler vücuttaki kalp, böbrek, dalak, ciğer, el, ayak vb. diğer organlardır.

Vücuttaki bir organın rahat etmesi diğer organların görev ve sorumluluklarını kusursuz yerine getirmelerine bağlıdır. Herhangi bir organın sağlıklı çalışmaması diğerlerinin de sağlığının bozulmasına neden olur. Dolayısıyla vücuttaki her bir organ değerli ve vazgeçilmezdir.

Devlet düzeninin muhafaza edilmesi, huzur ve refahın sağlanması için de yönetenler ile yönetilenlerin görev ve sorumluluklarını bilmeleri ve kusursuz yerine getirmeleri gerekir.

Gerek doğrudan gerek alegorik ya da insan / insan bedeni metaforu ile olsun, art niyetli, yalan, tahkir ve tahrik edici olmamak şartıyla eleştiriye akl-ı selim sahibi hiçbir insanın itirazı olmaz. Günümüzde maalesef bu tür eleştiri kültürüne ve üslubuna sahip olmadığımız gibi, yapılan eleştirileri anlayışla karşılama tahammülümüz de yok.

Eleştiriler genel anlamda art niyetli, tahkir ve tahrik edici olduğundan, yerinde ve haklı eleştiriler de maalesef çoğu kez karşılık bulmuyor ve yönetime yardımcı olmak amacıyla eleştiri yapanlar kuşe-i uzlete çekiliyorlar. Bu durum yöneten ve yönetilenler için büyük bir kayıptır.

Bu çelişkiyi ortadan kaldırmak, eleştirenlerden çok yönetim kademelerinde bulunanların sorumluluğundadır. Çünkü belli bir bilgi birikimi ve tecrübeden sonra üst makamlara gelenlerin şu üç hususu bilmeleri beklenir:

  1. Eleştiri art niyetli ama doğrudur: Bu durumda eleştirilen hatasının farkına varıp düzeltmelidir.
  2. Eleştiri yanlıştır: Eleştirilen doğru bilgilendirme yapmalıdır; eğer art niyet, tahkir ve tahrik varsa kanuni hakkını kullanabilir.
  3. Eleştiri iyi niyetle yapılmış ve doğrudur: Eleştirilen hatasını düzeltmeli ve teşekkür etmelidir.