Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Ekim 2019

Yunanistan neden zor olanı seçiyor?

Yunanistan, bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesine çıktığı günden bu yana geçen iki yüzyıla yakın bir zaman içerisinde, Türkiye ile olan ilişkileri hep sorunlu geçmiştir.

Soğuk Savaşın hâkim olduğu 1950’li yıllarda Türkiye’de dönemin Başbakanı Menderes, Yunanistan’da, Papagos ve Karamanlis hükümetleri vardı. Her iki ülkede, ulusal çıkarlarını Batı çıkarlarıyla uyumlu hale getirmişlerdi.

Başta Kıbrıs olmak üzere yaşanan sorunlar Ankara ve Atina’yı savaşın eşiğine getirmişti. Moskova’nın bu durumdan yararlanacağı endişesi, Washington’un araya girmesine neden oldu ve muhtemel bir savaş önlenmiş oldu. Ancak 1960’lara gelindiğinde Türkiye’de ve Yunanistan’da yaşanan siyasi gelişmeler bu süreci sona erdirdi.

Kıbrıs Cumhuriyetinin ilanından sonra, vergilerin toplanması, silahlı kuvvetlerin oluşturulması, kamu hizmetlerine katılım oranlarının tespiti ve ayrı belediyelerin sınırlarının belirlenmesi konularında, Türklerle Rumlar arasında çıkan anlaşmazlıklar çatışmalara yol açmıştı. Türkiye Rum saldırılarını durdurmak amacıyla 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtını yapmak zorunda kalmıştı.

Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan sorunlar, şöyle sıralanabilir. Kıbrıs sorunu. Ege Adaları, karasuları ve hava sahası. Ege Denizi üzerindeki hava sahasının kontrolü. Son yılların güncel konusu olan Doğu Akdeniz sorunudur.

Türk-Yunan ilişkilerinin normalleşmesi, yukarıda sıraladığımız sorunların her iki ülkenin hoşnut olacağı, adil bir çözümün bulunmasına bağlıdır. Adil bir çözümün bulunabilmesi için de, tarafların karşılıklı özverili yaklaşımlarıyla mümkün olabilir.

Türkiye Doğu Akdeniz enerji kaynakları başta olmak üzere tüm sorunlara adil bir çözüm bulunması için çağrı yaptığı halde, Yunan hükümetleri, sırtını derin lobilere dayayarak Türkiye'nin çağrılarını cevapsız bırakarak sürekli şikâyet ediyor. Hâlbuki Yunan halkının çıkarı derin lobilerden çok Türkiye’yle güvene dayalı kuracakları ilişkide yatmıyor mu? Ama onlar Bizans’ın parlak dönemini geri getirmek için, İstanbul ve Batı Anadolu’yu alma hayali olan ‘’Megali İdea’’ fikrini sık sık dile getirirler.

Peki, Yunanlılar mümkün olmayacak ‘Megali İdea’ fikrini neden sürekli diline dolarlar?

Atina’da tanıştığım Yunanlı bir profesörle sohbet ederken dedim ki: ‘’Bazı Yunanlı aydınlar gerçekleşmesi mümkün olmayacak ‘Megali İdea’ konusunu neden sık sık gündeme getirerek iki ülke ilişkilerini geriyorlar?’’ Profesör sert bir ses tonuyla: ‘’Çünkü Yunanistan’ı Yunanlılar yönetmiyor. Yunanistan Avrupa ve ABD’nin derin güçlerinin tahakkümü altındadır. Bu tahakkümün yol açtığı fakirlik, Yunan halkının gelecek umutlarını iyimser kılamıyor ve onları geçmişe özlem duymaya yöneltiyor. Derin güçler Yunanlıları Yunanlılara bırakmış olsalardı Türk-Yunan ilişkileri bugün daha iyi bir noktada olurdu.’’

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, 5 Eylül de ABD Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo’yu Atina’da ağırlarken: ‘’ABD’nin de Akdeniz’de çıkarları söz konusu dolaysıyla biz sadece Kıbrıs’ı savunmuyoruz. Bizde sizden Türkiye’ye baskı yapmanızı talep ediyoruz.’’ Düşünebiliyor musunuz, Yunan Başbakanı on iki bin km uzaklıktaki ABD’nin Akdeniz’deki çıkarlarını olabileceğini görüyor, ama komşusu olan Türkiye’nin çıkarlarını görmüyor(!) Bu tutumun Yunan halkına bir faydası var mıdır? Her iki ülkenin faydasına olan, kolay olan, kalıcı ve sürdürülebilir olan adil bir paylaşım ve barış içinde olmak değil midir? Peki, Yunanistan neden kolay olanı değil zor olanı tercih ediyor? Demek ki, Yunanlı profesörün dediği gibi ’’Yunanistan’ı Yunanlılar yönetmiyor’’