Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2402.08
BIST 100
10336.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yürekli yol gösteren aşkla öğreten eğitimcilerimiz olmalı

Dönüp dönüp okuduğunuz kitaplar vardır. Her daim gittiğiniz mekanlar, sürur ve esenlik soluklu, ilham aldığınız dostlarınızın vardır. İyi ki o dost meclisleri var. O yol gösteren, yürekleri inşa eden kitaplar var. Ve bizler biliriz ki; Üstadın söylediği gibi, " okunan tüm kitaplar, tek bir kitabın daha iyi anlaşılması içindir". Bütün yollarımız o tek ve son Kitap'a çıksın diyedir. Kitap'taki ayetlerin yaşam duraklarında soluklanmak, anlamak, doyasıya yaşamak, arınmak ve o biricik Kitap'ın muhatabı olmak için okuruz... Bunun için öğrenmenin yollarına düşeriz. Talip oluruz, talebe oluruz. İsteriz ve arzularız ilmi ilmek ilmek hayatımıza dokurken yanlışlardan doğrulara adım almaya, öğrendiklerimizle amel etmeye gayret ederiz. Ve biliriz ki biz bildiklerimizle amel ettiğimiz müddetçe Rabbimiz bize bilmediklerimizi de öğretecektir. Bu Rabbimizin bize müjdesidir.

" Yaşama amacımızın mükemmeli bulma ve onu açığa çıkarma olduğunu anlamak için diğer yüzlercesi daha yaşandı. Şimdi de aynı kural geçerli, tabii ki diğer dünyayı bir öncesinde öğrendiklerimizle kurarız. Fakat hiçbir şey öğrenilmemişse, sonraki yaşam öncesinin aynısı olacaktır; aynı sınırlar ve kazanmalar için yüklenilen aynı sıkıntılaru2026"diyor döne döne okuduğum Rıchard Bach'in eserindeki inatçı ve öğrenme aşkıyla yanıp tutuşan sınırlarını her daim zorlayan Martı Jonathan Livingston. Kanatlarının sınırlı kabiliyetini bildiği halde daha uzak hedefler için, öğrenmek, en zirveye uçmak için yılmadan çabalayan bir martı. Ve sınırların da aşılabileceğini öğrenme aşkıyla, sınırların da aşılarak uzak hedeflere ulaşılabileceğini gösteren cesur yürekli martının etkileyici hikayesi beni hep sarsmıştır. O inatçı, öğrenme aşkıyla, gerçeği görme aşkıyla yanıp tutuşan martı seslenir hep: "Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur." Başarmanın anahtarını da fısıldar kulağımıza: "Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek" diyerek.

İşte tam da burada durup derinlemesine düşünmemiz gerekiyor. Bu haykırış her zaman ve zemine herkesin yaşantısına uygun bir sesleniştir. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek. Bu derin uyarıya dönüp baktığımızda ne yazık ki başarının çetrefilli yollarındaki kazazedelerin hayat yorgunlarının ve elenmişlerin 'ne yaptıklarını bilmemek' le bu durumda oldukların anlarız. Neyi niçin yapıyoruz? Menzillerimize ulaşmak için nasıl bir yoldayız. Yoldaşlarımız kimlerdir. Bu yolda nasıl yürümeliyiz ki mükemmele, başarının zirvelerindeki o eşsiz duraklara gelelim.

İstanbul'un epeyi uzağında mütevazi bir okula doğru yola çıkıyoruz. Nazik davetlerine icabet ediyorum ki çocuklar olunca işin ucunda hayır diyemiyorum tekliflere. Yusufhan adlı eserimin kalan son baskılarını imzalamak için yollara düşüyoruz. Gürpınar Azime Yılmaz İmam Hatip Ortaokulu'na geldiğimizde gündem, o sarsıcı gündem bizi sarıp kuşatıyor. Okul Müdürü Veysel Özgan ve Okul Aile Birliği Başkanı Fatih Sevilir' in misafiri olarak seminerimize başlıyoruz ama her tarafta olduğu gibi okulda da elektrikler yok. İlkbaharın serin aydınlık günü çocukların merak ve heyecanla parlayan gözlerinde ışırken anlatıyorum onlara. Okumanın erdemlerinden, yazmanın duraklarından bahsediyorum. Öylesine öğrenmeye açık, öylesine heyecan ve merakla etrafımı sarıyorlar şaşkınım. Sarsıcı gündem derin yaralar bırakarak gelecek ve ülkemin bahar günlerini yine kana boyayacak. Ve ben yarınımız, umudumuz olan çocuklarımızın gözlerindeki aşkı ve ümidi görüyorum. Bizler coşkun paylaşımların durağında soluklanırken, loş salonları yüreğimizin aydınlığıyla ışıtırken anlıyorum bu okuldaki bu küçücük okuldaki öğrenme aşkı bambaşka bir aşk.

Okul Müdürü Veysel Özgan Bey genç bir eğitimci kardeşimiz olmasına rağmen, " Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek" diyen martının seslenişini derinden özümsemiş ve bunu öğrencilerine yaşatmaya çalışan birisi. Öğrencilerine dokunuyor, sevgiyle, ilgiyle onların yüreklerindeki aşk membaını keşfetmiş ve oraya kendi yüreğinin yükünü bırakmadan geri durmuyor. Bu yük de sevgiden ve ilgiden başka bir şey değil.

Umut hep vardır. Anlıyorum ümit bitmemiştir. Kıyametler kopuyorken, canlar alınıyorken, karanlık ve kaos ortamının tohumu atılmaya çalışılıyorkenu2026 Oysa Nisan nazenin geliyor. Nisan ayların gelini, Nisan mevsimlerin en masumu ve en körpesi. Baharın diriliş yükünü yüreklerimize taşımak için geliyor Nisan. Bu yükü yüreğimde hissettiğimde her şeye rağmen çocukların gözlerinin güldüğünü gördüm. O zaman anladım ne olursa olsun, bahar ülkemin dağlarında ve ovalarında, köylerinde ve metropollerinde diriliş ırmağını akıtacak en onulmaz yaralarımıza durmaksızın.

Veysel Bey gerçekleri görme noktasında neyi niçin yaptığının bilincinde bir eğitimci. Ve " yüksekten uçarak en uzağı görmeye" çalışan Martı Jonathan gibi azimli, kararlı, öğrencilerini yüreklendiren bir öncü şahsiyet.

Eğitim camiamızın öncü ve yürekli yöneticilere ve öğretmenlere ne derece ihtiyacı olduğunu anlıyorum. Çocuklarımız aldıkları ağır eğitimin altında ezilirken anlıyorum sadece kalplerine dokunmamızı ve onları anlamamızı istiyorlar. Onların masum ve tertemiz yüreklerine dokunan, yarınlarını umutla imar edecek öğretmenlerimiz olmalı.

Yazar Samiha Ayverdi ne güzel ifade etmiş: " İnsanlar, kendi hayatları binasının mimarlarıdırlar. Bu binayı kurmak hususunda gösterecekleri ustalık veya acemilik, onları mes'ud veya bedbaht eyler. Gayret et ki, hayatını kurarken sana saadet ve huzur getirecek iyilik, güzellik, hak, hakikat ve fazilet malzemesini kullanmak hünerini gösteresin".

Gürpınar Azime Yılmaz Okul Müdürü Veysel Özgan Bey'e nazik davetleri ve anlamlı programları için teşekkürlerimi sunuyorum. Duamız odur ki Rabbim yüreğe dokunan öğretmenlerimizin sayısını artırsın. Gençliği anlayan onların yaralarına merhem olan söylemleri ile kuşatan seslenişleri ile dertlere derman öğretmenlerimiz olsun daima.

Son olarak, baharın diriliş soluğunu derinden yaşamaya ahdettiğimiz şu günlerde, Nisan'ın bir şiir gibi günlerimize aktığı zaman diliminde ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışanları şiddetle kınıyorum. Zalimce bir saldırı sonucu şehit edilen değerli savcımız ve kıymetli komşumuz Mehmet Selim Kiraz'a Rabbimden Rahmet, sevdiklerine ve yakınlarına sabır diliyorum.