Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.56
Gram Altın
2380.28
BIST 100
10191.9
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Haziran 2023

​Yusuf aleyhisselamın ibretli hayatı-9

İçinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulacağına inanan Yakub aleyhisselam, son derece üzüntülü ve kederli olmasına rağmen, hiçbir zaman hâlini Allahü Teâlâdan başkasına arz etmedi. O, başına gelen musibetlere karşı her dâim sabırlı oldu ve ümidini hiç yitirmedi. Bir gün oğullarına:

- Evladım, Mısır’a gidin, Yusuf ile kardeşini arayın! Allahü Teâlânın fazl û ihsanından ümit kesmeyin. Çünkü gerçekten kâfirler güruhundan başkası, Allahü Teâlânın fazl û rahmetinden ümit kesmez, dedi.

Kardeşler, babaları Yakub aleyhisselamın emri üzerine üçüncü defa hem erzak almak hem de orada kalan kardeşlerini geri getirmek için Mısır’a gidip Yusuf aleyhisselamın huzuruna çıktılar ve şöyle dediler:

- Ey Azîz! Biz ve ailemiz sıkıntıya düştük, pek kıymetsiz bir sermaye ile geldik. Bize yine ölçeği tam yap ve bize ayrıca ikramda bulun. Şüphesiz Allah, ikramda bulunanları mükâfatlandırır!.. Yusuf aleyhisselam da onlara cevaben:

- Siz, sonunun nereye varacağını bilmeden Yusuf’a ve kardeşine yaptığınız işin kötülüğünü anlayıp ondan tevbe ettiniz mi, dedi.

Bu sözler üzerine onlar, bu kimsenin kardeşleri Yusuf olabileceğini düşündüler ve O’na:

- Yoksa gerçekten sen Yusuf musun, dediler. Yusuf aleyhisselam da:

- Evet, ben Yusuf’um, bu da kardeşim Bünyamin’dir. Allah bize lütufta bulundu, bizi korudu ve yüceltti. Çünkü gerçekten kim; Allah’ın emrine uygun yaşar ve sabrederse muhakkak ki Allah, iyilerin mükâfatını zâyi etmez, dedi.

Kardeşler, Yusuf aleyhisselamın üstünlüğünü ve O’na yaptıklarından dolayı günahkar olduklarını kabul ettiler. Yusuf aleyhisselam ise, onlara:

- Bugün size bir kınama ve ayıplama yoktur, dedi. Ayrıca onlara çok izzet ve ikramda bulundu. Babası Yakub aleyhisselamın halini, kendisinden sonra ne durumda olduğunu sordu. Onlar da:

- Senin için çok üzüldü ve ağladı. Bu sebeple de gözleri görmez oldu, dediler. Bunun üzerine Yusuf aleyhisselam gömleğini çıkarıp onlara verdi ve:

- Şu gömleğimi babama götürün, gözlerine sürsün. Böyle yaptığında rahatlıkla görmeye başlayacaktır. Sonra da bütün ailenizle bana gelin, dedi.

Yusuf aleyhisselam, kardeşlerinin yol hazırlıklarını tamamladı. Babası Yakub aleyhisselama verilmek üzere bütün akrabası ile birlikte Mısır’a gelmelerine dair bir davet mektubu da verdi.

Kafile Mısır’dan yola çıktıktan sonra Yakub aleyhisselam:

- Eğer bana bunamış demezseniz, inanın ben Yusuf’un kokusunu alıyorum, dedi.

Fakat yanındakiler, Yusuf aleyhisselama duyduğu aşırı muhabbetten dolayı böyle bir koku duyduğunu zannettiler de:

- Vallahi sen hâlâ “dalalike’l-kadîm”de yani eski şaşkınlığındasın, dediler.

Nihayet kardeşler, Kenan diyarına yaklaşınca, onlardan biri müjdeci olarak gelip Yusuf aleyhisselamın gömleğini babasına verdi. Yakub aleyhisselam gömleği gözüne sürdü. Hemen gözleri açılıverdi ve dedi ki:

- Ben size; Allah tarafından sizin bilmediklerinizi bilirim, dememiş miydim? Bunun üzrine kardeşler:

Baba! Bizim için istiğfar et, günahlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten suç işledik, dediler. Yakub aleyhisselam da:

- Sizin için daha sonra Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, çok bağışlayan, pek esirgeyendir, dedi.

Yakub aleyhisselam, bütün oğulları ve akrabasıyla birlikte Kenan diyarından Mısır’a gitmek üzere yola çıktı. Yusuf aleyhisselam da Mısır Kralı ve halkıyla birlikte Yakub aleyhisselamı ve beraberindekileri şehrin dışında karşıladı. Babasını ve üvey annesini bağrına bastı ve:

- Allah’ın izniyle emin olarak Mısır’a girin, dedi. Sonra onları sarayına götürdü. Babasını ve üvey annesini tahtının üstüne çıkarıp oturttu. Hepsi yani babası, üvey annesi ve kardeşleri ona kavuştukları için, O’nun huzurunda Allah’ü Teâlâya secde ettiler.

Yusuf aleyhisselam:

- Babacığım! İşte daha önce gördüğüm rüyanın tâbiri ve mânâsı buymuş; Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana lutuflarda bulundu. Beni zindandan çıkardı; şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden çıkarıp buraya getirdi. Şüphesiz Rabbim dilediğine çok lütufkârdır. Kuşkusuz O, çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir, dedi.

(Devamı haftaya…)