Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2423.48
BIST 100
10055.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Temmuz 2023

Zararlı Köpekler İtlaf Edilsin

İnsan eşrefi mahlûkattır. Yaratan Allah (cc) bizzat bu gerçeği şöyle ifade eder: “Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tin 95/4) “Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.” (İsra 17/70)

Allah (cc) burada insanoğluna bir hatırlatma yapıyor: “Diğer canlılardan çok daha farklı meziyetlerle donatıldın, ulaşım konusunda hiçbir canlıya lütfedilmeyen yetenekler sana verildi, özel ve temiz besinlerle rızıklandırıldın, her bakımdan akıllı varlıkların en üstünü kılındın. Güneş, yıldızlar, ay, dünya ve dünyadaki bütün canlı cansız varlıklar senin emrine âmâde edildi.” Acaba neden?

Evet, insanoğlu şu fani âlemde var olan mevcudatın en değerlisi olması sebebiyle sadece yer kürede değil, dünyanın içinde bulunduğu samanyolu galaksisinde mevcut bulunan hemen her şeyi, insanın hizmetine vermiştir. Güneş, Ay, Yıldızlar ve dünyadaki her şey…

İşte kâinattaki bu eşyanın faydalı olanından faydalanma hakkı gibi, zarlı olanları da bertaraf etme yetkisi, doğal olarak insana verilmiştir. Tabi ki, insan kâinattaki zararlı olan eşyadan korunmak için, yine ilahi ölçüler dâhilinde hareket edecektir. Sadistçe ve canının istediği gibi katliamlar yapmak değil, gereğinde zararlı olanların zararını bertaraf edecektir.

Tüm zararlı hayvanlar itlaf ediliyor

Örneğin zirai ilaçlar niçindir? Mahsullerimize zarar veren sinek, haşarat ve börtü böceği itlaf içindir. Zirai mücadele olmadan, biz meyveyi, sebzeyi, baklagiller ve hububat ihtiyacımızı nasıl gidereceğiz. “Börtü böcek de candır, hiçbir cana kıyılamaz” mı diyeceğiz. Zadece zirai açıdan da değil, günlük hayatımızda bizi rahatsız eden nice sivrisinekleri ve karasinekleri itlaf etmiyor muyuz?

Yine “deli dana” “kuş gribi” veya “domuz gribi” gibi hastalıklar bulaştı diye her yıl küresel bazda milyonlarca kanatlı hayvanları, sığırları veya davarları itlaf etmiyor muyuz? Neden “hayvan sevicilerin” sesleri çıkmıyor. Küresel çeteler gaz salımı sebebiyle sürüler dolusu büyükbaş hayvanı itlaf ederlerken, aynı hayvan hakları savunucuları neredeydiler? Sadece bulaşıcı hastalık için de değil, su tüketimini engellemek için Avusturalya yüzbinlerce deve, kanguru ve ceylan gibi yabani hayvanları itlaf ettiği zaman da hayvan sevicilerin sesi çıkmamıştı.

Köpeğe Bağlı Hastalıklar 8-10 Kat Arttı

Son 2 yılda 16’sı çocuk 48 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebebiyet veren başıboş köpekler, Türkiye’de tehlike oluşturmayı sürdürüyor. Bir yandan saldırılar ve yaralanmalar sonucu insan canını tehdit eden başıboş köpekler diğer taraftan ölümcül hastalıklara sebebiyet veriyor.

Avrupa ülkeleri ve ABD’de köpek nedenli hastalıklara karşı sert önlemler alınırken Türkiye’de kuduz ve kist hidatik gibi köpeklerin yaydığı hastalıklar kol geziyor. Son verilere göre köpek kaynaklı hastalıkların 8-10 kat arttığı görülüyor.

Kuduz Temaslı Vaka Sayısı 3,5 Kat Arttı

Sağlık Bakanlığı ve TÜİK verilerine göre; 2000 yılında 87 bin 508 kişide kuduz temaslı vaka kayda geçerken, 2019 yılında bu vaka sayısının 3,5 kat arttığı ve 308 bin 787 vaka sayısına ulaştığı görüldü. Bu veriler; günde 846, ayda 26 bin insanın saldırıya uğradığını ortaya koyuyor.” (haber7.com 22.7.2023)

Küresel çeteler tarafından fonlanan “çağdaş kadınlar” “hayvan koruma” “hayvan sevenler” vb. tüm derneklerin derdi “dilsiz canlar” falan değil. Onların derdi, aile içinde çocuğun yerine koydukları köpekleri tüm evlerin içine aldırmak. Böylece insan neslinin gelişimini frenlemek. Hatta mümkünse aileyi yıkmak suretiyle insan nüfusunu yarım milyona düşürme operasyonuna vesile kılmak.

Sonuç olarak; Türkiye genelinde sayıları 15 milyon olarak tahmin edilen başıboş köpeklerin itlaf edilmesi, en kestirme ve kesin çözümdür. Onun dışındaki pansuman tedbirler, tedbir değil tedmir olmaya devam edecektir. Bu konuda tüm aklıselim STK kurum ve kuruluşların gerekli kamuoyunu oluşturarak belediyelerin önünü açmaları gerekir. Aksi halde yılda en az iki defa yavrulayan ve her batında 18-20 enik çıkaran sokak köpekleri sorunu katlanarak devam edecektir. Aslında bu gibi sorunlar bir yönüyle güvenlik sorunudurlar. İşin bu yönü de ayrıca üzerinde durulması gereken bir konudur. Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...