Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Aralık 2020

Zorluktaki kolaylığı bulmak

Şimdilerde sohbetlerin başköşesine adına “korona” dediğimiz bir virüs hâkim olmuş vaziyette. Onunla yatıp onunla kalkıyoruz. Kurduğumuz her cümlenin baş mimarı oymuş gibi sözlerimizi kuşatmış. Günlük vaka sayılarından tutun da bilim kurulu üyelerinin tavsiyelerine kadar onunla ilgili haberleri can kulağıyla dinler olduk. Bu aralar ise aşı ile haberler hakkında haberdar olurken aşı olup olmama hakkında yorumlar zihnimizde dolaşıp durmakta.

Maske, Hijyen, Mesafe üçlemesini “MüHiM” bir mesele haline getirdik. Sokağa adımımızı attığımız an, herhangi bir yere girdiğimiz an ağzımızı burnumuzu kapatıp kendimi koruyor, dezenfektan ve kolonya ile tedbir alıyor, sosyal mesafe kavramıyla insanlardan kendimizi uzaklaştırıyoruz. Nihayetinde ise tedbirlerle ördüğümüz tel örgülerin çerçevelediği “açık bir cezaevi” haline döndürüyoruz dünyamızı. Bunların hepsini de “yaşamak” adına yapıyoruz.

Bu tedbirlerin yetmediği anlaşılınca yeni yasaklar boy gösteriyor. Toplum olarak önceleri yasaklara karşı antipatik bir yaklaşım sergilerken ve her yasağa karşı bir direnç gösterirken şimdi yasakların gelmesini kendimiz talep ediyoruz. Yasakların hayatımızı esir edeceği düşüncesinden sıyrılıp yasaklarla hayata tutunacağımızı kabullenmeye başladık.

Bir ölüm korkusu bin yaşama arzumuzu yerle yeksan etti. Ölüm ile yaşam güreşe tutuşmuş da ölüm galip gelmiş ve yaşamamız için bize dayattığı maddeleri can-ı gönülden kabullenmiş gibiyiz. Ölümün hüküm sürdüğü bu çağda yaşamak adına özlemlerimizi bir vakte kadar ertelemek düştü payımıza.

Bu kadar çelişkinin bir arada yaşandığı bir zamanda yaşarken yasaklara davetiye çıkardık ve şimdi bu yasaklarla yaşama tutunmaya çalışıyoruz. “MüHiM” meselenin yetmediği yerde yaşamamız için tekrar getirilen "Sokağa Çıkma Yasağına" sıkı sıkıya tutunuyoruz, yaşama tutunur gibi.

En sıkıldığımız ve sıkıştığımız bu zamanlarda içimizi ferahlatan bir ilahi söz arıyor insan. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır. (İnşirah Suresi, 5 ve 6. Ayetler) İşte bizi rahatlatan ve bu yasaklara iyi tarafından bakmamızı sağlayan o kutlu sözler bir Hızır gibi yetişiyor imdadımıza. Bu sözler ışığında günü kurtarmak adına bize dayatılan bu yasakların iyi tarafından bakmak istiyorum olaya.

Bu günler elbet geçecek. İyi veya kötü.. Bunun sonucunu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Lakin benim dikkat çekmek istediğim asıl mesele zoraki de olsa evde kaldığımız şu günlerde iyi şeyler de olmuyor değil ve bunları görmeye çalışalım.

Mesela sabahın ilk saatlerinde sabah namazı vaktinde en özgür alanımız olan balkonlara çıktığımız zaman o koskoca şehirlerin sükûnetinde daha önce duyamadığımız kuşların sesi sessizliğin en güzel melodisi olarak ruhumuza doluyor. Arabaların homurtulu ve rahatsız edici seslerinden arınmış bir letafet içimize işliyor.

Dünya her sabah adeta kendini yeniden yeniliyor ve en güzel, en aydınlık haliyle bizi selamlıyor. Bir dinginlik, bir huzur kuşatıyor, kutsuyor ruhumuzu. O kadar debdebeli hayatın içinde kendimizi ve dünyayı adeta yeniden keşfediyoruz. Bir güzellik rayihası çekip alıyor bizi içine. Bu vesileyle yenilenerek yenilgilerimizden kurtuluyor ve yeniden huzuru iliklerimizde hissetmeye başlıyoruz.

Esen rüzgârın esintisini dahi hissedebiliyoruz. Bir balkon en özgür alanımız olarak kayda düşüyor hayatımızda ve oradan seyre dalıyoruz âlemi.

Adına yoğunluk(!) dediğimiz, ekmek derdi dediğimiz sebeplerle ihmal ettiğimiz aile fertlerimizin güzelliklerini keşfederek onlarla zorunlu da olsa geçirdiğimiz bu zamanları ileriye dönük güzelliklerin nedeni kabul ederek muhabbetle geçirelim. Bu fırsat kim bilir bir daha ne zaman gelir?

Bugünleri zorunlu hapsediliş değil de gerçek bir idrak ile yaşayabilmek umuduyla bugünlerin tadını çıkaralım. Yarın nasılsa ara verdiğimiz o yoğun (!) hayatımıza tekrar kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bugün o anın güzelliğini yaşayıp tadını çıkaralım. Bu fırsatlar her zaman elimize geçmez. Elimize geçtiği zaman da kıymetini bilmek gerekir.

Belki de bu zorlukla gelen kolaylık budur.