Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2400.03
BIST 100
10336.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Ekim 2018

Züccaciyeci filler

SNRC'nin ( Suriye İnsan Hakları Ağı) yayımladığı rapora göre ABD ve yandaşları 2014'ten itibaren 4 yıl içinde 2 bin 832 sivili katletti. Bunların 861'i çocuk, 617'si kadın. Bunun hesabını soracak bir mecii yok. BM sadece seyirci değil, aynı zamanda suç ortağı. En kanlı saldırıları Rakka'ya yaptılar; 99 kez kez katliam yapyılar Halep Haseke, Hama, Deryizor, Doğu Guta, İdlib bu sayının içinde değil. 319 kez bu bölgede katliam yaptıkları rapora yansıdı. Milyonlarca Suriyeli, mülteci durumuna düşürüldü. Suriye içinde kamplarda yaşayanlar, göç edenler de düşünülürse ülke tam bir alabora olmuş durumda. BM seyrediyor. "Dünya Beş'ten Büyüktür" haykırışına şimdilik bir aksi seda yok. 'Medenîler' localarından seyrediyorlar.

İşgalciler, demokrasi ve insan hakları maskeleriyle düzenlemeye girdikleri ülkelerde taş üstünde taş bırakmıyorlar. Ürettikleri, besleyip büyüttükleri terör odaklarını meydana sürerek sonra da onlarla mücadele etme gerekçesiyle işgali meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgali üzerine Kuveyt'i ve Kuzey Irak'ta yaşayan Kürtleri kurtarma bahanesiyle Ocak 1991'de Körfez'e yerleşti. Kuveyt, Saddam'dan kurtarıldı ama aynı zamanda da Irak'ın kuzeyi 'uçuşa yasak bölge' ilan edilerek Irak fiilen ikiye bölündü. Çekiç Güç adı verilen hava unsurlarını bölgeye yerleştirimişler, terör örgütlerine kalkan oluşturmuşlardı.

Türkiye'nin burnun dibinde bunlar olurken Türkiye'de ise faili meçhul cinayetler işleniyor, uyumsuz koalisyon hükümetleriyle siyasi ve ekonmik krizler altın dönemini yaşıyordu. Ülke, hızla darbe şartlarına doğru sürükleniyordu; 5 Nisan 1994'te ekonomik krize yakalandı.28 Şubat1997'ye gelindiğinde Post modern darbe şartları oluşmuştu. Türkiye, tam bir kaosu yaşıyordu. 2001 krizi artık kaçınılmazdı. Üst akıl, ekonomistlerini görevlendirerek ülkenin boğazına taktığı kemeri sıkıyordu.

Şimdi ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle güçlendirilmiş Türkiye'de hükümet krizi yaşanmıyor.

ABD, 11 Eylül 2001'de El Kaide'nin İkiz Kulelere saldırısı sonrası Afganistan'ı ilk kez; Irak'ı da Nisan 2003'te ikinci kez işgal etti. Kuklalarını atadı. Kuzey Irak'ı resmen Irak, merkezî hükümetten kopardı.Bu tarihten sonra doğrudan işgal dönemi başladı.

25 Eylül 2017'de Kuzey Irak'ta yapılan bağımsızlık referandumuyla bölünmeyi yasalaştıracaklardı; Türkiye, engel oldu.

Şimdi aynı senaryoyu Suriye'de, uygulamaya çalışıyorlar.

ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Suriye’nin geleceğine yönelik senaryolar arasında Çekiç Güç modelinden, ABD’nin Suriye’de kalmasının birçok yolu olduğundan bahsediyor. Nasıl ki 1990’larda PKK üyelerini silahlandırarak sabotaj, kontrgerilla taktikleri öğretmişlerse şimdilerde de DEAŞ'la mücadele adı altında oluşturdukları “Çekiç Güç” modeli koalisyon güçleri adı altında terör örgütleri PKK/ YPG- PYD'yi eğitiyorlar,binlerce tır dolusu silah ve mühimmat veriyorlar, besliyorlar. Çekiç Güç modeliyle Kuzey Suriye'nin , Fırat'ın doğusunun uçuşa yasak bölge ilan edilebileceğini, bu seçeneğin masada olduğunu ifade ediyor.. Eski ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, PKK ile YGP’nin aynı terör örgütü olduğunu bile bile böyle bir açıklama yapıyor.

ABD'nin Türkiye için açık bir tehdit oluşturduğu inkar edilemez.

İdlib'de güvenli bölge oluşmasını sağlayan, küresel güç olan Türkiye'yi 'yardımcı eleman' gibi göstermeye kalkışan Trump, zevahiri kurtarmaya çalışıyor. Ama nafile...

Artık, BM Genel Kurulunda ABD Başkanı Trump'ın konuşması, gülüşmelere sebep oluyor.

ABD, BM'nin maskarası oldu. Kılavuzu İsrail olanın akıbeti budur.

Türkiye'nin maruz kaldığı ekonomik saldırılar bölgeden bağımsız düşünülemez. Aksine, Siyonist- Emperyalist ittifak, bölgede bir darbe, işgal girişimine kararverdiğinde darbeye, işgale önce Türkiye'den başlamak istiyor.

FETÖ, PKK ve Geziciler, 31Mart 2019 Mahallî Seçimlerini ekonomik kriz üzerinden provoke etmeye hazırlanıyorlar.

Onların bu son umutlarını kursaklarında koyacak - her aman olduğu gibi- millet.