Rejimin devrilmesinden bu yana 560 bin Suriyeli kardeşimiz ülkelerine geri döndü.
Huzur içinde yaşanan Suriye'yi destekliyoruz. SDG'nin 10 Mutabakatına uyması elzemdir.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Genel Kurulu'nda, Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçe görüşmelerine katılarak konuşma yaptı.

Fidan'ın açıklamalarından satır başları:

Bugün karşı karşıya kaldığımız tablo küresel düzeyde artan güvensizliğe ve dolayısıyla derinleşen stratejik risklere işaret etmektedir. Dünya hızla yapay zeka çağına ilerlerken ekonomiden güvenliğe tüm alanlar bu değişimden etkilenmektedir.

Önümüzdeki günlerde de siber güvenlik rekabetin yeni cepheleri olarak gündemimizi daha da fazla meşgul edecek. Dışişleri Bakanlığı olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekçi bir dış politika izlemekteyiz.

Barış ve istikrarı önceleyen dış politika

Milli çıkarlarımızın korunması için yoğun mesaimizi sürdürmekte haklı davalarımızı küresel ölçekte savunulması üzerinde hassasiyetle durmaktayız. Türkiye, Gazze'den Ukrayna'ya, Güney Kafkasya'dan Afrika'ya uzanan geniş bir coğrafyada barış ve istikrarı önceleyen dış politikada üstlendiği arabuluculuk rolüyle uluslararası düzlemde itibar gören bir aktör olarak öne çıkmaktadır.

SDG mesajı

10 Mart sürecinin bir an önce hayata geçirilmesinin Suriye'nin istikrarına katkı sunacağına inanıyorum. Huzur içinde yaşanan Suriye'yi destekliyoruz. SDG'nin 10 Mart Mutabakatı'na uyması elzemdir.

Rejimin devrilmesinden bu yana 560 bin Suriyeli kardeşimiz ülkelerine geri döndü.

Doğu Akdeniz’de hakça paylaşım ilkesini savunmaya devam ediyor, haklarımızı korumaya yönelik adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. Tüm Ege ihtilaflarının bir bütün olarak ele alınmasını ve bu konuların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde anlamlı ve yapıcı bir diyalogla çözülmesini savunuyoruz. Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’i bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz. Bu, Cumhurbaşkanımızın da açık iradesidir.

Doğu Akdeniz’deki kilit ortağımız Libya’ya yönelik ilkeli ve kapsayıcı yaklaşımımızı 2025 yılında da sürdürdük. Sahadaki sükûnetin korunmasında oynadığımız yapıcı rol, Libyalı kardeşlerimizin ve uluslararası toplumun takdirini kazanmıştır. Önümüzdeki dönemde de tek Libya politikamız doğrultusunda Libya’nın istikrarına ve bütünleşmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz.

CHP'li Hasan Ufuk Çakır'a ihraç talebi
CHP'li Hasan Ufuk Çakır'a ihraç talebi
İçeriği Görüntüle

Bölgenin bir diğer ağırlık merkezi olan Mısır’la üst düzey temaslarımız 2025 yılı boyunca artarak devam etmiştir. Türkiye -Mısır 2. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının 2026 yılında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Komşumuz Irak’la yürüttüğümüz diyalog ise hem ikili ilişkilerimizin sağlıklı şekilde ilerlemesi hem de bölgesel istikrarın korunması açısından özel önem taşımaktadır.

Erdoğan - Trump görüşmesi

Sayın Cumhurbaşkanımızın 25 Eylül’de Washington’da Başkan Trump ile gerçekleştirdikleri görüşme önemli bir kilometre taşı olmuştur. Bu üst düzey diyaloğun devamı olarak Kasım ayında ABD’ye gerçekleştirdiğimiz ziyarette, başta Suriye dosyası olmak üzere ulusal güvenliğimizi ilgilendiren kritik meseleler kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Savunma sanayii alanındaki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına yönelik girişimlerimizi de kesintisiz sürdürmekteyiz. Bölgesel konularda ABD ile diyalog ve işbirliği mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz.

NATO nezdindeki konumumuz da her geçen gün güçlenmektedir. Türkiye, İttifak içinde güvenilir, yüksek kabiliyete sahip ve istihbarat sağlayıcı bir güç olarak öne çıkmaktadır. Ülkemiz, güvenliğin bölünmezliği anlayışıyla müttefik ülkeler arasında savunma sanayii alanında kısıtlama uygulanmaması gerektiği görüşündedir ve bunu her platformda savunmaktadır.

AB süreci

Avrupa kıtasıyla ilişkilerimiz 2025 yılında hem ekonomik hem de stratejik düzlemde derinleşerek devam etmiştir. Son dönemde birçok AB üyesinin Türkiye ile ilişkilerin stratejik önemini daha net kavradığı ve ülkemizle diyaloğu güçlendirme arayışında olduğu görülmektedir. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecimizin canlandırılması başlıca konularımızdandır. AB ile ilişkilerimizde diğer temel önceliklerimiz, diyalog mekanizmalarının yeniden işler hale getirilmesi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi sürecinin hızlandırılmasıdır. Türkiye–AB işbirliği tüm Avrupa coğrafyasının menfaatinedir. Bu anlayışla çalışmalarımızı sürdürürken AB’den de aynı stratejik vizyonu beklediğimizi her platformda açıkça ifade ediyoruz.

Kaynak: Haber7