Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Şubat medyası panikte

Yargının bugün ulaştığı belgelerle hesap soracak güce eriştiğini belirten Aslan Değirmenci: "Bugün panik içerisinde terör örgütlerinin reklam çalışmasını yaparak, milli iradeyi hedef alanlar dün de 28 Şubatçıların reklam çalışmasını yapıyordu. Panik içerisinde geçmişle yüzleşilmesini engellemek, suçlarının sümen altı edilmesi için mevcut hükümetten kurtulmak istiyorlar" şeklinde konuştu.
28 Şubat medyası panikte
09 Ekim 2015 10:26:00
Yargının bugün ulaştığı belgelerle hesap soracak güce eriştiğini belirten Aslan Değirmenci: "Bugün panik içerisinde terör örgütlerinin reklam çalışmasını yaparak, milli iradeyi hedef alanlar dün de 28 Şubatçıların reklam çalışmasını yapıyordu. Panik içerisinde geçmişle yüzleşilmesini engellemek, suçlarının sümen altı edilmesi için mevcut hükümetten kurtulmak istiyorlar" şeklinde konuştu.

MİKTAT ÇAKAR

28 Şubat davası henüz soruşturma aşamasındayken savcılığın ve TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonun tanık olarak dinlediği ilk Gazeteci olan Aslan Değirmenci önceki gün 80. Duruşması gerçekleştirilen dava hakkında çok iddialı açıklamalarda bulundu. Soruşturma aşamasında savcılığın talebi üzerine kitapları ve gazetemizde yayımladığı belgeleri teslim ederek davanın derinleşmesine sağladığı katkı ile tanınan Değirmenci, "Bugüne kadar "yeterli delil yok" diyen yargı, bugün ulaştığı belgelerle hesap soracak güce erişti, bağımsızlaştı" diye konuştu.

Normalleşme sonları olacak

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28 Şubat davasında, eski başbakanlar Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz'ın gelecek duruşmaya katılması hususunda çağrı kağıdı çıkartılmasına karar vermesini, "Yargı nihayet normalleşiyor. 17 Aralık sonrası yargıda yapılan operasyonlar sonuç vermeye başladı. Son duruşmada mahkeme heyetinin kararlı duruşu gösterdi ki bundan sonraki yargı süreci çok daha farklı ve kararlı ilerleyecek. Mahkemenin ve TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonun ilk dinlediği tanık gazeteci olarak bunu iddia ediyorum ve ilerlediği takdirde darbenin hem dış hem de iç etkenlerinin bütün çıplaklığıyla deşifre edileceğini belirtiyorum" dedi.

Yüzleşmeden korkuyorlar

Özellikle medya ayağına yönelik devam eden soruşturmanın çok ileri boyutlara ulaşacağını düşündüğünü ifade eden Değirmenci, "Bugün panik içerisinde terör örgütlerinin PR çalışmasını yaparak, milli iradeyi hedef alanlar dün de 28 Şubatçıların PR çalışmasını yapıyor, karargahlarda yatıp kalkıyorlardı. Bugün kaos istiyorlar çünkü karşılarında diz çökecek bir siyasi anlayış yok. Panik içerisinde geçmişle yüzleşilmesini engellemek, suçlarının sümen altı edilmesi için mevcut hükümetten kurtulmak istiyorlar" şeklinde konuştu.

Dün olduğu gibi bugün de görevliler

"Özellikle karargah ile medya ilişkisini ortaya koyan belgelerden kaçış yok" diyen Aslan Değirmenci, "Dönemin Psikolojik Harekat Dairesinin hazırladığı raporlar mahkeme heyetinin elinde. O raporlarda darbeye zemin hazırlamak için medya ile kurulan ilişkiler, haber yaptırılan muhabirler, masa başı hazırlanan haberlerle karartılan hayatlar var. Karargahta yatıp kalkan gazetecilerin isimleri bile darbecilerin kendi hazırladıkları raporlarda var. Bugün o gazetecilerin büyük bir bölümü Türkiye'deki değişim ve dönüşüme karşı çıkıyor, iyi olan ne varsa hedef alıyorlar. Kendilerine dün verilen görevleri bugün de yerine getirmenin telaşı içerisindeler" dedi.

Erbakan'ı istemeyenler Erdoğan'ı da istemiyor

Gazeteci- Yazar Aslan Değirmenci, 28 Şubat sürecinde 6 milyon kişiyi fişleyen Batı Çalışma Grubu'nun finansörlerinin faiz lobicileri olduğunu da söyledi. Aynı lobinin Gezi olaylarında da aktif rol aldığını vurgulayan Değirmenci, "Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı istemeyenler dün Milli Görüşün lideri rahmetli Erbakan'ı da istemiyorlardı. Dün yaşananların aynısını Cumhuriyet mitinglerinde, Gezi olaylarında, 17/25 Aralık operasyonlarında yeniden yaşadık. Post-modern darbede açık ya da örtülü imzası olanlarla küresel destekçileri 10 yıldır hükümeti alaşağı etmek için ellerinden gelen her yöntemi denediler. İttifak halinde tüm değerlerimizi hedef aldılar, tüm karanlık senaryoları sahneye koydular. Fakat başaramadılar. Başaramayınca terör kartına sarıldılar" diye konuştu.

İşte çözüm reçetesi

"Statüko ve vesayetin yeniden tesisini hedefleyen yapılar halen faaliyetlerine devam etmektedirler" diyen Değirmenci, "Bu çerçevede bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler antidemokratik yapılara ve bunların eylemlerine karşı sivil siyasetin ve milli iradenin yanında yer alarak ortak akıl ve bilinçle mücadeleye devam etmelidir. Hukuk çerçevesinde kalarak, Türkiye'ye karşı tuzak kuranlarla yargı önünde hesaplaşıldığı takdirde bu sorunları artık konuşmayız. Herkes için adalet kavramını dikkate alarak özgür ve sivil bir anayasa yapılabilinirse de bir daha bu süreçleri anmayız" dedi.